Yarım saatlik bir sohbette en az dört konuyu konuşabilen bir milletiz biz.
Her konuda hepimizin fikri vardır.
Pekte aynı fikirde olamayız nedense.
Cami önü sohbetlerimiz meşhurdur bizim.
İşte o sohbetlerden birindeyiz.
Konu çok tanıdık.
Ne kadar samimi Müslümanız?
Gayretli, heyecanlı, samimî bir arkadaş Kadir bey.
Caminin dernek yönetimindeymiş.
Yaşı otuz beş civarı galiba.
Bizim Karamanlı.
İmam Hatip Lisesi mezunu.
Hollanda da on altı bin nüfuslu Mijdrecht köyünde ikamet ediyor (Burada böyle yerlere köy diyorlar, bizde üç bin nüfuslu köye ilçe dediğimize bakmayın.)
On beş günlüğüne bende buradayım.
İşte bu Kadir Bey anlattı.
Çok güldüm.
Aslında ağlanacak bir hâl.
Ama biz genelde güleriz ya böyle durumlarda.
Benim ki o hesap.
Uzattım giriyorum konuya.
Kadir bey anlatıyor:
Bir Alman bir kurban bayramında ülkemizde bulunur.
Komşular et ikram ederler.
İki üç yerden kurban eti gelir.
Karşılıksız ikramı pek sever Alman.
Sorar bu nedir böyle?
Anlatılır durum detaylıca.
Ülkesine dönünce aynı hareketi yapmak ister.
Ben'de bir koyun kesip dağıtayım der.
İlk başta evin hanımı beceremezsin, bir kasap çağır o yapsın dediyse de dinletemez.
Kişinin kendinin kesmesi makbulmüş karışma işime der acemi kasap.
Ben tam burada gülmeye başladım.
Neden?
Bize benzemeye çalışan herkes aksileşmeye başlıyor da ondan.
Tabii ki hanım dinlenmez bu hikâyede de.
Eliyin hamuruyla karışma erkek işine dememiştir herhalde.
Daha oraya gelinceye kadar ohooo.
Hanım ısrar eder.
Yüz metre ilerde Türklerin Camisi var.
Birini çağır, onlar böyle yardımı severler yapıversinler der hanımefendi.
Olmaz olmaz ben yaparım diyen aksi Alman iş başında.
Tam yarı kesim sırasında hayvanı kaçırır.
Hanım akıl verir.
Camiye koş birini çağır.
Hanım doğru söylüyor diyen cengâver,
Son sürat camiye koşar.
Fakat elinde kanlı bıçakla gelir.
Cemaat Cami’den çıkmaktadır.
İri kıyım alman heyecan la sorar.
İçinizde Müslüman var mı?
Eli bıçaklı,
Üstü başı kanlı,
Telaşlı heyecanlı,
Biraz da sinirli almanı gören,
yurdum insanının en iyi bildiği iş çare bulmak.
Başından savmak.
Sıkıyı görünce gariban aramak.
Hemen cevap verirler.
En iyi Müslüman olanımız,
içerideki sırtı Cübbeli, başı sarıklı olan derler.
Alman elindeki kanlı bıçakla camiye dalar.
İmam efendiyle yüz yüze gelen Alman sorar.
En iyi Müslüman sen misin?
Dışardan öyle dediler.
İmam efendi fotoğrafa bir bakar ki, durum fena.
Kurnaz cemaatin, tilki imamı olur der cevap verir.
Kim demiş?
Dört gün namaz kıldırdık diye en iyi Müslüman biz mi olacağız?
İlahî Kadir Bey.
Hiç de gülesim yoktu.
Sen çok yaşa emi.
Hocam Türkiye’de ne var ne yok diyen, Kadir bey e.
Bozma Kadirim şu havayı.
Türkiye’miz, bildiğin gibi.
Yapma Kadirim insan bildiği şeyi sorar mı?
Gülüştük.
Umarım hikâyeyi sevmişsinizdir.
En azından gülümsediyseniz kendimi mutlu hissedeceğim.
Sağlıcakla kalın.
Bu hikayeye gülünmez mi hocam. Anlatana ve aktarana teşekkür. Gülümsememiz eksik olmasın…!