BİRİKTİ!
"Su Uçtu Şelalesi'ne Biri Bir Denizyıldızı Atmış..."
Peki, kim o birisi?
Akranları, arkadaşları ve doğaseverler biliyorlar. Ama isterim ki; tüm Karamanlılar hatta insanlık âlemi de bilsin, tanısın, tanışsın Ferhat yürekli o birisiyle... Zira iyiliğe, güzelliğe, nezakete ve umuda sarılmaktan başka çaremiz yok gibi!
Evet, uzun zamandır çoban ateşi yakacak mecalim kalmadı gibi hissediyorum. Oluyor arada böyle... Aslında kiminle konuşsam benzer duygular... Benim cephemde konu çok net! Popülizmden, hamasetten ve vasatlıktan çok sıkıldım. Böyle zamanlarda hem kafam hem kalbim hem de kelimelerim dinleniyor. Sonra da birikiyor.
...
Fırsat buldukça dağ köylerini gezmeyi, görmeyi seviyorum. Son gittiğim dağ köyünü az sonra anlatınca "fırsat buldukça" kelimesinin ne kadar sığ kaldığı düşüncesiyle kendimle yüzleşiyorum. Çünkü güzellikleriyle, eksikleriyle, kaygılarıyla insan yaşadığı coğrafyayı gezip görüp öğrenmelidir. Karamanlı olup bihaber olduğumuz ne çok şey var!
Peki, nerede bu Su Uçtu Şelalesi?
Karaman merkeze 40 km. uzaklıkta Göksu Vadisi'nin eteklerinde bir doğa harikası... Asıl hikâyede burada başlıyor ve bazı hikâyeler gerçek bir denizyıldızı olarak kalbimize ve aklımıza hep ilham olacaklar.
Kuş uçmaz kervan geçmez dağlara yürüyüş yolları yapmayı, yol yapmakla kalmayıp incirler, zakkumlar dikmeyi, seyir teraslarıyla, kamelyalarıyla oturup soluklanmayı hayal etmek yine pek akıllı adam işi değil... Ne diyordu Paulo Coelho " İçinde bir tutam delilik olmayan hayat eksik bir hayattır."
Karaman merkeze bağlı Çukur Köyü'nü yazın bir kenara... Bu yaz bir hafta sonunuzu çoluk çocuk, eş -dost, yavuklu ya da bir başınıza; Su Uçtu Şelalesi'ni mutlaka gidilip görülecekler listenize ekleyin. Hem bir doğa harikasına tanıklık edeceksiniz hem de bölgeyi turizme kazandırmak için gecesini gündüzüne katarak, binbir türlü zahmete girerek,, hayallerine giden yolları elleriyle kazıyan gerçek bir vatansever ile tanışacaksınız.
Uzun zamandır hayatımdaki insanları ikiye ayırıyorum:
"Söyleyenler" ve "Yapanlar"
Tâbi bir de söylenenler var ki! Olabildiğince uzak durmakta fayda var.
Çukur Köyü ilk dakikasında ezber bozan bir köy diyebilirim. Saatlerce eteğindeki Göksu'yu orman havasını soluya soluya 200 metre yukarıdan seyredebileceğiniz muazzam bir Toros köyü... Adı Çukur olsa da kayabaşına konumlanmış Çukur Köyü'nde bolca antepfıstığı, nar, zeytin, zakkum ve incir ağaçları göreceksiniz.
"Rüyalar gerçek olsa..."
Sizin hiç rüyanız gerçek oldu mu? Bilmem ama... Rüyasına hürmet eden, gördüğü rüyasındaki işaretlere dört elle sarılan 64 yaşında bir adamın hayal kurmasına, onu her gün görebilmek için Ferhat gibi dağları delip yollar yapmasına hayran kalmamak mümkün değil... O nedenle Su Uçtu Şelalesi'ni çocuklarınızla birlikte görmenizi çok isterim. Gençlere çocuklara bir anlam, bir ilham ve bir motivasyon kaynağı bu doğa harikası; Okullarda yıl sonu gezi programlarının da rotası olmalıdır. Hem düşük maliyetli, hem yaşadığı coğrafyayı öğrenmesi hem de keşif, düşünme ve hayal gücü için genç zihinlerin hemşerileri Celalettin Ölmez'i mutlaka tanımalarını çok isterim.
Telaşla bir yerlere koştururken bizi durduran ve kendisine hayran bırakan şeyler bir elin parmaklarını geçmiyor. Celalettin Ölmez ağabeyi çocuk yaşımdan bu yana tanırım. O elin sayılı parmaklarından birisidir. Uzun zamandır Su Uçtu Şelalesi'ni görmek aklımdaydı. Gittik gördük, arındık ve hayran kaldık. Şanslıymışız ki Celalettin ağabey de köydeki evindeymiş. Çam ağacı dalları üzerine kurulu çardağında bizi misafir etti. Hikâyeyi baştan sona dinlemek, yoğurtlu yabani semizotu salatasını yemek, üzerine mis gibi demlenmiş dağ çayı içmek nasibimmiş.
"Nasip"
Ne güzel kelime...
Celalettin Ölmez'in rüyası da Çukurlulara nasip olacakmış. Nasipler ve güzel insanlar rızkımızın bir parçasıdır der erenler... Çok şükür rızkımıza. Celalettin ağabey Şu Uçtu Şelalesi'ne kadar eşlik etti bize... O muhteşem manzara ve hikâye karşısında Edip Cansever'in dizeleri geçti aklımdan.
"Güç iştir çünkü bir tarihi insan gibi yaşamak.
Bir hayatı insan gibi tamamlamak güç iştir."
Çukur Köyü ile şelale arasındaki o taş yolu görmeden şairin ne demek istediğini anlamak pek mümkün değil... Adına da "Kral Yolu" demişler. Bence çok yakışmış.
Durup durup kendime sordum: Bir rüyanın peşinden gitmek nedir?
Valla ne diyeyim?
Çok kral adamsın Celalettin Ölmez ağabey.
Su Uçtu Şelalesi'ne o denizyıldızını atmayı kafasına koyan, kafa yoran Celalettin Ölmez ve yol arkadaşlarına ne kadar teşekkür etsek azdır.
Gelelim denizyıldızının hikâyesine...
Malum hikâyedir. Fakat bilmeyenler için bir kez daha paylaşmak isterim.
Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, kıyıya vurmuş denizyıldızlarını hızla tekrar denize atan bir adamla karşılaşır. Yürüyüş yapan adam, “İyi de burada binlerce denizyıldızı var hepsini atmanıza imkân yok. Sizin bunları atmanız neyi değiştirecek ki?” der. Adam yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atar ve şöyle der:
“Bak onun için değişti”
Teşekkürler Celalettin Ölmez.
Çok güzel bir tespit, yapanlar emek harcamış var olan değerlere sahip çıkmış, yazan güzel yazmış ve emeğe saygı duymuş, şelalenin ismi de güzel olmuş ancak şelaleyi merak ettim gerçekten uçtu mu, varsa birkaç fotoğrafı olsa nasıl olurdu...
Deniz yıldızı atanların sayısı artması dileğiyle... Elinize emeğinize sağlık..