1970’li yıllarda Çukurova Üniversitesinde çalışırken, Üniversite sınavlarında en çok tercih edilen fakültelerin başında ZİRAAT FAKÜLTELERİ olduğunu tespit etmiştim.
O fakültelerden mezun olan Ziraat Mühendislerimiz, ülkemizi Dünya da kendi kendine yeten yedi ülkeden biri haline getirmişler ve Türkiye’yi adeta bir tahıl ambarı yapmışlardı. O tarihlerde Ziraat Mühendislerimiz devlet kadrolarına hemen atanır ve görevlerini en iyi şekilde devam ederlerdi. Bugün olduğu gibi iş bulmak için kapı kapı dolaşmazlardı. Tarımda en ileri ülkelerden biri olan Hollanda başka ülkelerden Ziraat Mühendislerini vizesiz ve oturum izni olmadan ülkelerine kabul etmektedirler.
Çeşitli tarihlerde iki defa Tarım Bakanlığını uyarıp her köye en az bir Ziraat mühendisi, bir Veteriner ve bir Doktor atanması gerektiğini bildirmiştim. Fakat teklifim hiç değerlendirilmedi.
O dönemlerde beş yıllık kalkınma planları hazırlanır ve uygulamaya konulurdu. Bu planlarda tarlalara ne miktarda tahıl, pancar ve diğer narenciyelerin ekileceği hesaplanır, köylümüze bildirilir ve kota uygulanırdı. Bugünkü gibi yurdumuzum topraklarının büyük kısmına "MISIR" ekimi yapılamazdı. Pancarlar toplanır, şeker fabrikalarına gönderilir, ihtiyaç fazlası şekerler yurt dışına ihraç edilirdi. Bugün ise o güzelim şekerimizin yerine yine Amerika’nın kanser yapan glikoz şekeri kullanılmaktadır.
Yine Çukurova pamuk tarlalarıyla doluydu. Buradan elde edilen pamuklar, öncelikle SÜMERBANK fabrikalarına gönderilir, orada kumaşa, giyim kuşama dönüştürülür ve Sümerbank satış mağazalarında işçi ve memurlara on ay taksitle satışa sunulurdu. Sağlıklı Pamuklu ve yünlü giyeceklerin yerini, naylon giyecekler aldı. Ne oldu da Sümerbank fabrikaları ve satış mağazaları kapatılıp, yerlerine Amerika’nın Tobakko şirketine ait LC WAİKİKİ’ler açıldı. Yine Dünyanın en kaliteli tütünleri ülkemizde üretilip tekel fabrikalarımızda sigara haline dönüştürülür ve dış ülkelere pazarlanırdı.
Ne oldu da Türk Tekel Fabrikaları kapatılıp, yerlerine yine Amerika’nın ürettiği ve içerisinde bağımlılık yapan maddelerin bulunduğu sigaralar ülkemizin her yerinde satışa sunuldu ve ilkokul öğrencileri dahi bağımlı hale getirildi.
Peki, ne oldu da son 20-25 yıl içerisinde ülkemiz; buğdayını, yağını ve hatta samanını dahi dışarıdan satın alır hale geldi. Bu sorunun cevabını sizlerin yüksek takdirlerinize bırakıyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.