Benim inandığım Allah'ım:
Birdir.
Eşi benzeri yoktur.
Her şeye gücü yetendir.
Bütün mevcudatı o yarattı.
Yediren, içiren, şifa veren odur.
Merhametlidir.
Bağışlayandır.
Zulüm etmeyendir.
Her şey onun kontrolündedir.
O istediğini yapabilendir.
Âdil olandır.
Gücünün sınırı yoktur.
O bizim zannettiğimiz gibidir.
Çünkü
Rabbimiz kendisi öyle söylüyor.
Şimdiiii,
Benim zannettiğim Allah'ım.
Benim iyiliğimi ister.
Beni imtihan eder.
Bir şeyi verirse, benim iyiliğim için verir.
Şayet vermezse, yine benim iyiliğim için vermez.
O beni benden daha iyi bilendir.
O benden tam bir teslimiyet bekler.
Bana akılı, iyi biri olayım diye verdi.
Ona âsi olursam, beni zorlamaz.
Tövbe etmemi ister.
Ama yolumu kesmez.
Sonunda da hesabını sorar.
Bende Allah'ımın yanındaki durumumu bilmek için:
Beni nerede nasıl kullandığına bakarım.
Faydalı işler yapıyorsam, demek ki Allah'ım beni seviyor derim.
Çünkü peygamber efendimiz:
İnsanların hayırlısı onlara faydalı olandır buyurur.
Peki, Allah'ım beni seviyorsa neden çok dünyalık vermez?
Dünya'ya dalıp ta, kendisiyle irtibatımı koparmamı istemediğinden diye düşünüyorum.
Çünkü herkes her ikisini bir arada götüremez.
Ben öyle biriyim meselâ.
Peki, ben Allah'ımdan çok korkmalı mıyım?
Hayır.
Çünkü o kullarını sever, bende onu seviyorum.
Ve onun hatırını, hiç bir şeye değişmemeye gayret ediyorum.
Ancak ben onu gücendirmekten korkmalıyım.
İstediği gibi bir Müslüman olamamaktan korkmalıyım.
Dünya'ya dalıp, onu unuturum diye korkmalıyım.
Kul hakkına girmekten korkmalıyım.
Dilim ayrı, hâlim ayrımı aceba diye korkmalıyım.
O'nun emir ve yasaklarına gücüm nispetinde uyamamaktan korkmalıyım.
Her şeyi nefsime uygun yapıp, sonra ben Allah'tan korkarım demekten korkmalıyım.
İşte böyle değerli arkadaşlarım.
Dünyadaki sekiz milyar insana ne verdiyse,
Bana da aynını veren Rabbime şükürler olsun.
Tek isteğim var.
Beni bana bırakmadan, kendi yolunda yormasıdır.
Sizinki de aynıdır diye düşünüyorum.
Herkese hayırlı geceler diliyorum.
Kalın sağlıcakla.