Evvelki gün ölsem, bunları görmezdim.
Belki altmış senedir tanırım kendisini.
Fakat yarım saat sohbetimiz yoktur.
İsmet Paşa caddesinde, kaldırımda büfesi vardı.
Şimdi koskoca sokağı varmış.
İlk defâ bu hâliyle dün gördüm.
Tavsiye üzerine uğradım.
Önce bu hercümercin içinde kayboldum.
Sonra bir hanıma sordum.
Bacım burada Süreyya beyin dükkanı varmış neresi aceba dedim.
Gösterdilerde öyle buldum.
Sedef hastalığı ile ilgili tedavi yöntemleri söyler dediler.
Kendi geliştirdiği krem vs. de varmış.
Tanıştık.
Sen şu üniversite okuyan Mustafa hoca değılmisin deyiverdi.
Evet oyum dedim.
Tam o sırada 20 li yaşlarda iki kız çocuğu girdi içeriye.
Benim hizamda arka arkaya durdular.
Zaten dükkanda iki kişi yan yana duramaz.
Fotoğraflarda gördüğünüz gibi.
Süreyya bey elinde bir havlu ile geldi.
Önceden randevulu gelmişler anlaşılan.
Öndeki kız çocuğunun koluna iki üç hareket uyguladı.
Tık diye bir ses bende duydum.
Haydi geçmiş olsun dedi gönderdi.
Meğer kırık çıkık uzmanıymış Süreyya bey.
Ve ücret vs. de taleb etmiyor.
Almam diyor.
Bazen kaysı gibi vs. hediyeyle gelen oluyormuş.
Alıyormuş hediyeyi, ödüyormuş değerini gönderiyormuş.
Bende sedefle ilgili birşeyler sordum.
Hasta gelecek, göreceğim dedi.
Bugün tekrar vardık.
Süreyya Bey'e ben burası ile ilgili birşeyler yazabilirmiyim dedim.
Elbette dedi.
Dünkü sohbette kimden bahsetmişsem şeceresini biliyor.
Adam ayaklı Karaman tarihi gibi.
Bazı insanlar vardır.
Birinden konu açılsın, boşver onu yaramaz adam vs. der.
Süreyya bey de hiç öyle bir huyda görmedim.
Edindiğim intiba şudur:
Çevreye aşırı duyarlı bir zat.
Eskiye dâir tutkulu denecek kadar hassas.
İnsanlara faydalı olmaktan haz alan bir Allâh kulu.
Son derece işine bağlı.
Vakti olabildiğince kıt bir arkadaş.
Ha dün sohbet sırasında geçmişti.
Gece korkan çocukları okuyormuş.
Bir'de bel ve boyun fıtığıda ilgi alanlarından biriymiş.
Bir münasip günde kendimi Süreyya Bey'e bırakacağım.
Yâ bu saatten sonra sana uğraşmaya değmez raporu alacağım.
Ya'da yepyeni bir iştahla eğitim öğretim hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim inşallah.
Tavrına bakılırsa o'da beni pek itici bulmadı gibi.
Ama Süreyya Bey'den öğreneceğim çok şey olduğunu öğrenmiş bulunuyorum.
(Az önce Google sordum.
1970 yılında Karaman ın nüfusu 35.056 mış.)
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar
Kalan Karakter: