Karaman’ın çok sert idi o zemheri kışları,
Tahta kızaklarımızla Akyokuş’tan kayardık,
Süzülüp takla atardı ev güvercin kuşları,
Biz de başımız göklerde taklaları sayardık.
Oyunda okulda birdik, sokakta mahallede,
Çukurbahçe’de koştuk hep topa Kırmahalle’de,
Sanki bizler futbolcuyduk Altuğ’da, Lârende’de,
Ekmek aş düşünmezdik bir elmayla doyardık.
Enek aşık’ımız vardı, içlerini oyardık,
Ağırlık olsun diye de biraz kurşun koyardık,
“Billa” derdik misketlere onları hep saklardık,
Birkaç misket kazandık mı uyumaz sabahlardık.
Çelik çomak denilenin bizde adı “billi”ydi,
Nemli toprakta oynardık hem güzel hem zevkliydi,
Yenilenin ayağını gömecek yer belliydi,
Büyük, küçük hep birlikte eğlenerek oynardık.
At yarışı yapılırdı say’ların gerisinde,
Kırbağlarına giderdik kışlanın berisinde,
Karaman’da çocuk olmak her şeyin ötesinde.
Kavgalarımızı bile doya doya yaşardık.