Ülkemizde son dönemde medyada sıkça yer alan haberlerin başında başıboş sokak hayvanlarının insanlara özellikle de çocuklara saldırarak verdikleri zararlar ve bu durumun önüne geçilememesi yer alıyor. Toplumun büyük çoğunluğunun bu konudan muzdarip olmasına karşılık başta belediyeler olmak üzere iktidarın da konuyla ilgili atıl vaziyette kaldığı açıkça ortada. Peki, bu durumda meydana gelen zararlardan dolayı kim ya da kimler sorumlu olacak? Bu yazımızda bu konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışacağız.
Sahipsiz hayvan tanımı, 5199 sy. Hayvanları Koruma Kanununda “Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvan” olarak yapmaktadır. Buna göre sokak hayvanları, herhangi bir kimsenin denetimi ve kontrolü altında bulunmayan hayvanlar olarak kabul edilmektedir.
Sorumluluk kavramı, en geniş anlamıyla bir kişinin diğerine vermiş olduğu zararı gidermesine yönelik bir yükümlülüğü ifade eder. Zarar veren ise kusursuz sorumluluk halleri saklı kalmak üzere doğrudan fiili bir davranışta bulunabileceği gibi ihmali hareketleriyle de zarara sebebiyet verebilir. Dolayısıyla kural olarak bir kimsenin meydana gelen zarardan sorumlu tutulabilmesi için hukuk düzeni tarafından kendisine yüklenilen ödevlere aykırı davranması gerekir. Ancak zararın giderilmesi yalnızca bireylere özgü bir yükümlülük olmayıp tüzel kişiliği bulunan idare ve diğer kurumlar da zararın giderilmesinden sorumludur.
İl özel idaresi, belediyeler gibi idari kurumların sorumluluğu Anayasa’nın 125. Maddesine göre “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Bununla birlikte idarenin sorumluluğu hizmet kusuru (kusurlu sorumluluk) ve kusursuz sorumluluk esaslarına dayanmaktadır. İdarenin sorumluluğu konusunda öncelik hizmet kusuru olup olayda idarenin kusuru olup olmadığına bakılmaktadır. Kısaca hizmet kusuru, idarenin yerine getirmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin veya faaliyetlerinin işleyişindeki aksaklık, aykırılık, bozukluk, eksiklik ve düzensizliktir. İdarenin kusurunun bulunmadığı hallerde ise şartları varsa kusursuz sorumluluk halleri araştırılmalıdır.
Bu noktada sahipsiz hayvanlarla ilgili idarenin, kanun ve diğer mevzuat hükümleri gereği birtakım yükümlülükleri bulunmaktadır. İlk olarak 5216 sy. Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun md.7/1-m bendine göre; “Büyükşehir Belediyesi; hayvan barınaklarını yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmekle görevli ve yetkilidir.” 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun md. 18/2 gereği; "Yerel hayvan koruma görevlileri; bölge ve mahallerindeki, öncelikte köpekler ve kediler olmak üzere, sahipsiz hayvanların bakımları, aşılarının yapılması, aşılı hayvanların markalanması ve kayıtlarının tutulmasının sağlanması, kısırlaştırılması, saldırgan olanların eğitilmesi ve sahiplendirilmelerinin yapılması için yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevlerine gönderilmesi gibi yapılan tüm faaliyetleri yerel yönetimler ile eşgüdümlü olarak yaparlar." Aynı zamanda Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği md. 7'de de, sahipsiz hayvanların toplatılması, aşılanması, kısırlaştırılması ve gerekli bakımlarının yapılmasından belediyelerin sorumlu olduğu vurgulanmıştır.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda sahipsiz hayvanların korunmasının, kontrolünün ve bakımının belediyelerin sorumluluğu altında olduğu açık bir şekilde kanunlarda düzenlenmektedir. Söz konusu hayvanların bakımı ve kontrolü idareye yükletildiğinden işbu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi de kamu hizmeti niteliğinde olacaktır. Dolayışıyla belediyelerin bu faaliyetlerini aksatması, eksik yapması veya hiç yapmaması belediyeye/idareye hizmet kusuru olarak yükletilebilecektir.
Nitekim Danıştay da yukarıda zikrettiğimiz hususlar doğrultusunda idarenin sorumlu olduğuna dair istikrarlı kararlar vermektedir. Danıştay bir kararında "sahipsiz bir köpeğin vatandaşa vermiş olduğu zararı, belediyenin köpek üzerindeki denetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemiş olduğu gerekçesiyle, mağdur kişi idareye karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilecektir" demiştir.
Başka bir kararda ise “Seyir halinde iken sürücünün yola çıkan köpeğe çarpmamak için manevra yapması sonucunda direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi üzerine bariyerlere çarparak yaşamını yitirmesi üzerine ölen kişinin mirasçıları tarafından kazanın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğu ve zararın tazmin edilmesi için Danıştay’a götürülen dava sonucunda, Danıştay belediyenin hizmet kusuru bulunduğuna ve 47.767,90 TL maddi tazminat, 15.000 TL manevi tazminatın davacıya ödemesine” karar vermiştir. (Danıştay 15. D. 2014/426 E, 2017/520 K. 16.02.2017 T.)
Ezcümle sahipsiz sokak hayvanları, günümüzde küçümsenemeyecek derecede bir sorun teşkil etmektedir. Bu sorunun çözümü için ise hukuk düzeni yerel yönetimleri görevlendirmiştir. Bu sebeple tevarüs ettiğimiz medeniyetimizin anlayışlarına uygun bir şekilde bu sorunun en kısa zamanda çözümlenmesini diliyoruz.
Emek, emek, emek. Bilinçlendirmek maksatlı vermiş olduğunuz emeklerinize sağlık Sayın Kuru.
Faydalı ve açıklayıcı bir içerik. Teşekkürler