Geçtiğimiz yıllarda (2020) Adalet Bakanlığı bir istatistik yayınladı. Buna göre mirasla ilgili açılan dava sayısının toplamı 30 bin 861 iken reddi miras oranı ise tahmini %60’ların üzerinde. Özellikle ekonomik koşulların giderek zorlaştığı son dönemde birçok terekenin borca batık olduğu ve mirasçıların kendilerine intikal eden mirası kabul etmekten kaçındıklarına şahit oluyoruz. Bu yazımızda da mirasın nasıl ve ne şekilde reddedilebileceği ile kanunda reddi mirasa ilişkin hükümler üzerinde duracağız.
Türk Medeni Kanunu’na göre mirasçılar, miras bırakanın ölümüyle birlikte mirası bir bütün halinde ve kendiliğinden kazanmaktadırlar. Diğer bir deyişle mirasçıların mirası elde etmek için ayrıca bir işlem yapmasına gerek bulunmamakta ve miras, taşınır taşınmaz bütün mallarla birlikte mirasçılara intikal etmektedir. Şüphesiz miras, miras bırakanın yalnızca aktif varlığını içermez, aynı zamanda miras bırakanın borçlarını da ihtiva eder.
Terekedeki borçların, malvarlığından daha fazla olduğu durumlarda mirasçılar mirası reddetmek isteyebilirler. İşte mirasın reddi; miras bırakanın ölümü üzerine yasal veya atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirası tümüyle reddetmesi olarak tanımlanabilir.
Mirasın reddi, gerçek ret ve hükmen ret olarak ikiye ayrılmaktadır. Mirasın gerçek reddinde, yasal ve atanmış mirasçılar üç aylık hak düşürücü süre içerisinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine başvurarak sözlü veya yazılı beyanlarıyla mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini bildirebilirler. Üç aylık sürenin başlangıcı, sonradan öğrendiklerini kanıtlamadıkça miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; atanmış mirasçılar için ise miras bırakanın bu tasarrufunun kendilerine resmi olarak bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.
Mirasın reddiyle birlikte miras, bütün aktif ve pasifiyle birlikte reddedilmiş olur. Yani mirasçı, tereke içerisindeki mallar üzerinde hak sahibi olamayacağı gibi borçlardan da sorumlu olmayacaktır. Ret beyanının kayıtsız şartsız olması gerekir. Şarta bağlanan ret beyanı geçersiz olacak ve mirasçı mirasa hak kazanacaktır. Bunun istisnası MK m.614’de düzenlenen sonradan gelen mirasçı lehine mirasın reddidir. Burada mirası reddeden mirasçılar kendilerinden sonra gelen mirasçıların, mirasın resmi tasfiyesinden önce, mirası kabul veya redde davet edilmelerini talep edebilirler.
Ret beyanı bozucu yenlik doğuran bir hak olduğundan geri alınması mümkün değildir. Ancak mirasçı TBK/23’te düzenlenen hata, hile ve korkutma sebebiyle mirası reddettiğini ileri sürerek ret işleminin iptali talebinde bulunabilir.
Mirasın gerçek reddiyle alakalı bir diğer önemli konu ise ret hakkının düşmesidir. Özellikle yukarıda bahsedilen süre içerisinde ret beyanında bulunulmazsa yahut bu süre zarfında mirasçı olarak tereke işlerine karışan, olağan yönetim dışındaki tereke işlerini yürüten ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı artık mirası reddedemeyecektir.
Mirasın hükmen reddine baktığımızda ise Türk Medeni Kanunun 605. maddesinde “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” denilerek herhangi bir başvuru yapılmasına gerek kalmadan, karine olarak mirasın hükmen reddedilmiş sayılacağı kabul edilmiştir. Başka bir ifadeyle miras bırakanın ölümü tarihinde tereke borca batık ise (malvarlığı, borçları karşılamaya yetmiyor ise) kanun, bu mirasın mirasçılar tarafından reddedildiğini kendiliğinden kabul etmektedir. Bu yüzden mirasçıların ayrıca ret beyanında bulunmasına gerek yoktur. Aksine böyle bir mirası kabul etmek isteyen mirasçı bu durumu açık veya zımni olarak bildirmelidir.
Her ne kadar hükmen ret durumunda mirasçıların ret beyanında bulunması gerekmese de bu durumun tespiti için dava açmaları mümkündür. Zira tespit davasından alınacak karar tereke alacaklarının mirasçılara karşı yaptığı icra takiplerinde ve açacakları davalarda kesin delil olarak kullanılabilir. Bunun yanında tereke alacaklıları tarafından mirasçılara karşı açılmış bir davada, mirasçılar mirasın hükmen reddedildiğine ilişkin itirazda bulunabilirler.
Özetle mirasın reddi kurumu basit gibi görünse de sonuçları itibariyle önemli bir düzenlemedir. Yine ister gerçek ret isterse hükmen ret durumu olsun mirası reddetmek isteyen mirasçıların 3 aylık süre içerisinde ret beyanında bulunmasında fayda olduğunu hatırlatalım.
Yorumlar
Kalan Karakter: