KAZANANLAR VE KAYBEDENLER Osman Nuri KOÇAK Dün bir kadim dostumla oturdum. Söz ister istemez Gezi Parkı eylemlerine geldi. Arkadaşım dedi ki, “Bence bu eylemlerin üç kaybedeni ve üç kazananı oldu, onlar da şöyle.” Kaybedenler; 1: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2: Kendisine özgür diyen yaygın basın 3: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş. Kazananlar ise; 1: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2: Halk Televizyon ve Ulusal Televizyon, Sosyal Medya, 3: 90 ların Gençliği. Elbette çok kazanan ve kaybeden oldu ama bu üçerli kombinasyon son derece önemliydi. Anasından, babasından, öğretmeninden azar işitmeden büyüyen bir gençlik, akşam televizyonlarda bağıra çağıra birilerini hizaya getirmeye çalışan ve mütemadiyen millete tekcil bir yaşam biçimi dayatan ve herşeylerine karışan yönetim üslubunu hiç sevmemiş anlaşılan. 68 liler, 78 lilerin yanında tarihe yeni bir 90 lılar sayfası açtılar. Bu sayfa kapanmayacak artık. O neslin misyonu ve kaderi neyse ona doğru yürüyecek. Gönül istiyor ki, 68 ve 78 lilerin yarım bıraktığı büyük insancıl dönüşümü onlar gerçekleştirsin ve ülkemiz yaşam standartları açısından gerçekten çağ atlasın. Çok apolitik bulduğumuz bu gençliğin nelere kadir olabileceğini herkes gördü. Biz de onları bu vesile ile anladık. Yüzyılın adamı ilan edilen bir başbakanın cilasını zedeleyiverdiler. Tayyip Bey fena kaybetti. Basının zavallı hali ise ağlanacak seviyeye indi. Bugünlerde kendileri özeleştiri kuyruğundalar. Tüm ulus, Halk Televizyona kitlendi. Ulusal da hakeza ciddi bir görev yaptı. Kimlerin Halkın Sesi olduğu anlam kazandı. Kadir Bey’ in yeni dönemde banko adaylığı ise ciddi yara aldı. Cumhurbaşkanının demokrasi tanımı, üslubu ve göstericilere mesajları ciddi sempati topladı. Dünkü yazımda “gelişmiş demokrasiler satın alınmıyor, sınav vererek gelişiyor” demiştim. Bu sınavın bedeli çok ağır olmasın. Yüz yıldır pırıl pırıl kaç nesil kaybettik. En azından bu nesle sahip çıkalım ki milletimiz dünyanın ileri ve saygın milletleri arasındaki onurlu yerini alabilsin.