CHP 31 Mart’ ta, kırk yedi yıl aradan sonra sandıktan birinci parti olarak çıktı.
Uzun süredir yüzde yirmi beş bandına takılı kalan bir parti, nasıl oldu da bir anda 13 puan birden yukarıya fırladı?
Buna planlanmış net bir zafer diyebilir miyiz?
Yoksa televizyonlara üşüşmüş ve işleri güçleri iktidarı parlatmak olan sözde gazeteci ve fikir adamlarının söyledikleri gibi, bir karambol durumu mu sözkonusu oldu?
Yani planlananların dışında, kale önünde oluşan bir karmaşada top kaleye mi gitti?
Gol atanların attığı golden haberleri dahi yok muydu?
Öyle konuşmalara tanık oluyorum ki, CHP şaşkın şaşkın sahada gezerken nereden geldiği belli olmayan bir topun, onların bir oyuncusuna çarparak kaleye gittiğini söylüyorlar. Tabi, böyle açık açık değil de, sözü, bin bir ıkınma ile yaratılan sancı ortamına bırakıveriyorlar.
Mış da mış,
Miş de miş…
Aynen yukarıda söylediğim gibi, atılan gölü azimle, çalışmayla, planlama ile değil, attıklarından dahi haberlerinin olmadığı bir keşmekeşlik ortamına bağlama gayretleri birbirleriyle yarışıyor.
Memleketin geleceğini düşündüğü için, çalışanlarına ve emeklilerine bol keseden para vermeyen, savunma sanayisine, teknolojiye, ulaşıma ve ülkemizin bekası için ülke dışındaki harcamalara para yetiştirmeye çalışan AKP’ nin bu büyük fedakârlıklarını göremeyen avamın bir geçici tepkisi olarak değerlendiriliyor.
Yani, AKP halktan kopmamış,
Yani nüfusun yüzde onbeş dolaylarındaki bir mutlu azınlığının ülkenin temel kaynakları ve tüm zenginlikleri üzerine çökerek, geriye kalanları her şeye muhtaç hale getirmelerinden haberleri yokmuş gibi konuşuyorlar.
Yani, bizzat İslami kesimin düşünce adamları tarafından da lanetlenen bir tutuma girdiklerini, paranın, lüksün, ihtişamın, kamu kaynaklarının kör gözüne değnek, insafsızca israfının ayyuka çıktığını ya görmeyecek kadar körleşmişler ya da yaparız ederiz, bir iki bakara makara ile onları yine kandırırız diye mi öyle davranıyorlar?
Yani, ön tekeri takip eden arka teker misali, belediye başkanı adaylarının bile devasa jipler ve onlarca fedai ile halkı selamlamalarına kadar uzanmış engin kibirlerini ya hakları olarak normal görüyorlar, ya da halkın böyle güç gösterilerini seveceğini, o nedenle de güçlünün yanında toplanacaklarını mı düşünüyorlar?
Uzun süredir bu güç zehirlenmesinin AKP’ nin sonunu getireceğini söylüyorum.
Bu seçimler tükenişin habercisi oldu.
Esasen, yoğun erimeyi 14 Mayıs seçimlerinde de görmek mümkün ama kazanan olunca kimse dönüp yarınlara etki edecek olan ince hesaplara bakmıyor.
Artık AKP dönemi kapandı. Bu yapı ve kadrolar ile düştüğü yerden kalkamaz.
***
CHP 14 Mayıs’ tan sonra kendi iç dinamiklerini harekete geçirerek yolunu açtı. Genel Başkanı da dahil, kadroları radikal bir şekilde yeniledi.
Bu hareketi toplumun ona doğru bakmasını ve umutlanmasını sağladı. Yeterli olmasa da ülkenin en demokratik içyapıya sahip partisi olduğunu kanıtladı.
Halkın beklentilerini organize edecek bir genç ekip ve söylem geliştirerek sol karakteristiğini sele vermeden ama toplumun tüm kesimlerinden de uzaklaşmadan siyaset yapma çabaları boşa gitmedi. Toplum kendisine uzanan eli tuttu.
İnançsal ve etnik kümelenmelerin çok ilerisinde bir Türkiye tasavvurunun hayal olmadığı görüldü.
Atatürk’ ün birleştirici sesi ülke semalarında daha çok işitilmeye başladı.
Ülkücüler, mütedeyyinler, bazı etnik gruplar bir şekilde kendilerini bu yapıya yakın hissetmeye başladılar.
Her ne kadar bu gelişmeden rahatsız olan CHP’ liler varsa da, bundan sonra kendisini yeniden yalnızlığa ve topluma yabancılaşmaya sürükleyecek sıra dışı, uç uygulamalara geri dönmez umudundayım. Yani merkezi dolduracak politikaları daha da geliştirerek ve herkesin partisi olma iddialarını yükselterek yola devam etmelidir.
Yüzde kırka ramak kalmış bir oy onların tamamının oyudur.
AKP’ nin oyunun ise yüzde otuzun altına düştüğünü iddia eden analizler var. Çünkü ittifakın içinde AKP’ ye gelen MHP oylarının, MHP’ nin ondan aldıklarından çok fazla olduğunu hesaplayanlar, AKP’ nin beş buçuk milyon oy kaybettiğini iddia ediyorlar.
Her ne kadar Karaman’da yüzde 6 veya 7 oranında bir CHP oyunun AKP’nin kazanması kaygısı ile MHP’ ye oy verdiği yaygın olarak söylese de bunu zayıf bir olasılık olarak görüyorum. Belki il genel meclisi ve belediye başkanlığı oyları arasındaki iki puan kadar bir kayma olmuş olabilir.
CHP yöneticileri, belirgin bir yanlış yapmazlar, milletin gönencini önceleyen politikalar üretip topluma mal edebilirlerse,kazanılan belediyelerde çok başarılı olurlarsa veya kurulan bir tuzağa düşmezler ise bundan sonra oy yükselişinin hızı daha da artarak devam eder.
Bilindiği gibi Türk Sağı’nın tuzakları ünlüdür. Olmayanı olmuş, olanı olmamış gibi gösterip, bayrak ve din soslu bir sunumu da çok iyi becerir. Milletimiz de bu tuzağa çabuk düşer.
Pervasızca PKK lı der, FETÖ’ cü der, Bölücü der milleti ürkütür.
“Bayrağımızın da, inançlarımızın da, kardeşliğimizin de, demokrasimizin ve insan haklarının da güvencesi biziz” diyerek yola devam edebilirlerse Türkiye’ yi çok parlak günler bekliyor.
Toplumu kamplaştırarak, kutuplaştırarak, toplumsal kesimleri düşmanlaştırarak siyaset yapma metodu artık eskisi kadar iş görmez oldu.
Gün artık kardeşliğin günü…
Elde edile net bir zaferdir ve CHP’ nin planlı ve kararlı çalışmasının ürünü olduğunu göstermektedir.
AKP, İYİ PARTİ, DEVA PARTİSİ, GELECEK PARTİSİ, MEMLEKET PARTİSİ fena halde yere kapaklandılar. Doğrulmaları pek olanaklı görünmüyor.
Önümüzdeki sürecin büyük siyasi aktörleri CHP, MHP, DEM PARTİ ve YRP gibi görünüyor.
Gün artık CHP’ nin günü…
Haydi hayırlısı.
Sayın Hocam güzel bir yazı olmuş bazı katıldıklarımla beraber katılmadıklarımda var. Ak Parti seçmeni gerektiğinde partisine ders vermeyi bildi aklınızı başınıza alın dedi. Keşke bunu CHP seçmeni de daha önceki dönemlerde Bu tepkiyi partisine verebilseydi. Seçime katılma oranının az az olması ak partili seçmenden kaynaklanıyor ve CHP’ye giden oylar da emanet oylar bir Seçimde galip geldi diye kimse umutlanmasın, fırsatı değerlendirmezse ki bana göre değerlendirmesi mümkün değil onun için Ak partinin bitiyor gibi söylemlerine kesinlikle katılmıyorum.