Ordunun doğrudan siyasete karışması, Osmanlı Devletinin en yıkıcı alanlarından birisi oldu.
Ordu tarikat ve cemaatlerin yuvası haline geldi.
Devlet otoritesi, yerini cemaat otoritelerine devretti.
Önce devlet hukuku çöktü.
Ordunun bütün enerjisi iç çekişme ve kavgaları ile tüketildi.
Sonuç. Çatal kazık yere geçmedi.
Sonunda devlet çöktü.
Ne büyük bedeller ödeyerek buralara geldik herkes biliyor.
Tarih sanki tekerrür ediyor.
Bu günlerde subay ve astsubay yetiştiren okullarda aynı koşulların hortladığını görüyoruz.
Kurtuluşun önderleri, orduda siyaset yapma eğilimlerine karşı, ya siyaset ya ordu diyerek kesin tavrını koydu. Ordumuz huzura erdi.
Bir süredir asker millet yapımız zaten bozulmuştu. Bir de tarikat ve cemaatlerin orduda örgütlenme çabaları işleri iyice karıştırdı.
Orduyu içi kavgalı hale getirmek, onu asli görevini yapamaz hale getirir. Bu kargaşayı yaratanlar bunu çok iyi biliyorlar elbette.
Onların istediği bu mu acep?
Bir Türk'ün, Türk ordusunun işlevsiz hale gelmesinden ne çıkarı olur ki?
Şapkayı öne koyup iyice bir düşünmek gerek.
Ha sahi, bu cemaatler, niye çok para kazanmak, ordu, polis, eğitim ve yargıda söz sahibi olmak ister?
Yakın geçmişte bu sorunun cevabını aldığımızı sanıyordum ama yanılmışım.
Şer hükmünü ifa ediyor.
Koca ülkeye yazık ediliyor.