Türk'ü hiç sevmedi İngiliz.
Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar değerlidir sözü, darb-ı mesel oldu İngiliz'in.
Bilim adamı kılığında Çöl Kraliçeleri, Lavrens'ler soktu milletin arasına.
Bir de İngiliz Kemal'leri...
Damat Ferit'leri...
Şeyh Sait'leri...
Mustafa Sabri'leri...
Cemaatler kurdu, çuvallarla altın akıttı vazifeyi başarsınlar diye...
Bölücü örgütler kurdu, sandık sandık para akıttı Mavri Mira'lara, Taşnak'lara, Pontus'lara...
Türk' hiç sevmedi bu İngiliz.
Ve dahi içimizdeki uzantıları.
Cumhuriyet için iki yıl dayanmaz dedi İngiliz.
100 yıl oldu.
Mavi gözlü, şimşek bakışlı bir adam çıktı ve dedi ki; Tarih yazmış bir milletin evladından esir olur mu? Ayağa kalkın" dedi ve hepsini denize döktü.
Coğrafyasında yıldız oldu.
Mazluma umut, zalime korku oldu.
Dünya yüz yıldır onu geçecek bir yarışçı arıyor. Ama çelik bakışlı adam açık ara önde koşuyor.
Dünya lideri...
Ölüm, fıtratın gereği.
Biraz er, biraz geç.
Kaçış yok. Gelecek.
Ya ölümsüzlük...
Ata' ya bakın yeter.
Bakmayın fesli meczuplara...
Onun hak-i payine yüz sürenlere...
Çakma ve görevli tarihçilere...
Kürsüden bir fatiha gönderemeyenlere...
Anıt Kabir'e bakın yeter.
Evlatları, milyonları ona nasıl koşuyorlar...
Birileri var slogan attırsın. Zorla, propagandayla gelmiyor ölümsüzlük.
Bu gün onu anıyor ve hançeremizin bütün gücüyle "Atatürk" diyoruz...
Bu kadirbilir milletin evlatları hep birlikte dua ediyorlar ve şükrediyorlar.
Bize nasip olduğu için.
Baktığı halde görmeyen göz vicdana yüktür.
Vicdanı olmayana hangi kelâm etki eder ki?
Işıklarda yat Atam...
Milletin arkanda.
Dünya mazlumları arkanda.
Armağanın olan uygarlık yolundaki herkes arkanda.