10 Şubat Günü, Halk TV’nin popüler programı, “Serhan Asker ile Görkemli Hatıralar” Karaman’ da idi.
O saatten bu yana kamuoyunun, kurumların, kanaat önderleri ve aydınların gösterdikleri tepkileri izlemeye çalıştım.
Yüzde doksan dokuz oranında kayıtsız ve koşulsuz olumlu onay gözlemledim.
Yüzde bir içinde ise çalışmanın kasıtlı olarak karalanmaya çalışılması değil, uyarı ve olumlu eleştiri niteliğinde tepkiler vardı.
Bunlar bana göre değerli tepkilerdi.
Yaşar Evcen arkadaşımız tarafından büyük bir özveri ile gündeme getirilen ve pratiğe dökülen bu etkinlik, kısanın da kısası bir zaman dilimi içerisinde planlandı, programlandı ve uygulandı.
Neden zaman bu kadar kısa tutuldu?
İki üç hafta aralığında yapılması talebi iletilmiş ama Serhan Asker “sadece 10 Şubat günü uygun” deyince, eksik kalacak her şey için, Karamanlıların engin hoşgörüsüne sığınarak, karası içinde akı dışında olacak bir beklenti ile bu risk alınmış.
İyi de yapılmış.
“Şu da olmalıydı, bu da söylenmeliydi, düzenleme şöyle yapılmalıydı” türündeki eleştiri ve görüşlerin hepsi de haklı ve değerli görüşlerdir. Ama bu dostların, süreci öğrenince tutumlarını bir daha gözden geçirecekleri umudunu taşıyorum.
Serhan Asker 9 Şubat akşamı saat 20,00 dolaylarında Karaman’a geldi ve program bu saatten sonra yapıldı.
Programa Karaman’ dan konuşmacı olarak katılacak olanların kimler olacağını o saate kadar bizler de bilmiyorduk. Program günü sabahı oraya konulan sandalyelere oturunca öğrendik.
Kimin hangi konuları işleyeceği konusu ise detaylandırılamadı bile. Kabaca başlıklar belirleyebildik.
Serhan Bey, programın çalışma esnasında kendiliğinden geliştiğini, anlatacağımız konuların derinlikli işlenmesi yerine, spotlar ve kısa göndermeler halinde işlenmesini talep etti ve konuşulacak süreyi de aşırı derecede kıstı.
Biz de doğal olarak birçok konuda tuttuğumuz notları atlamak zorunda kaldık.
Program formatını hoş gördük, kabullendik, eleştirmedik. Çünkü burada esas olan bizlerin söyleyeceklerinin çok ötesinde bir etkisi olacak olan, Karaman’ ın tanıtımı meselesi idi.
Elbette konuşmacılar olarak Hem Yaşar Evcen, hem Mestan Karabacak ve ben, yıllardır Karaman’ı yazan, konuşan, sorunlarını ve potansiyellerini derinlikli olarak öğrenmeye ve bu sorunlara çözüm üretmeye gayret eden insanlar olarak yaşaya geldik.
Oraya da lâf olsun, sahne tamamlansın diye çağrılmadık.
Ama yukarıda da bahsettiğim gibi, Karaman tanıtımına büyük katkısı olan bir çalışmayı başardığımızı düşünüyorum.
Karaman dışından inanılmaz yoğunlukta teşekkür telefonları ve mesajları almaktayım. İnsanlar çok mutlu. Ağlayarak arayanlar oldu.
Program formatının nasıl olacağı yapımcının takdiridir ve sonuçlarını toparlamak ona ait bir beklentidir. Bizler formatı değiştirecek değildik.
Ulusal Basın nezdinde bu çapta bir tanıtım ameliyesi ilk defa oldu.
Bundan sonrası için çıta daha yukarılara taşındı.
Boş lâflara karnımız tok. Hatadan arınık bir Allah’tır. Hatasızlık savunması saçma bir çabadır. Ancak, sürekli hatalar zinciri oluşturma gayreti de zehirli bir tutumdur.
İki gündür yazılan ve söylenenlerden de hatalarımızın önemli bir kısmını gördük. Katkı verenlere teşekkür ederim.
Ama Karaman’ ın, olumlu anlamda konuşulmasından rahatsız olanlar varsa, kronik bir vakadır.
Öyle anlaşılıyor ki, bu çalışma daha çok konuşulacak. Ümit ediyorum ki konuşmalar, Karamanlılık gücümüzü kıracak, morallerimizi bozacak, kanımızı zehirleyecek şekilde olmaz.
Serhan Asker’e ve katılımcı tüm arkadaşlara teşekkür ederiz.
Saygı ile…
Yorumlar
Kalan Karakter: