Demokratik bir ülkede yaşadığımızı veyahut da demokrasiye doğru yürüdüğümüzü iddia ediyorsak yazı başlığına adını veren niteleme doğru bir vurgu değildir.
Hatta böyle bir soru aptalca dahi bulunabilir.
Sistemin bir taraftan diplomasi sistemi olduğunu, düşmanlık değil, rekabet üreten bir sistem olması gerektiğini savunacaksınız, diğer taraftan da ortamı müzakere değil mücadele diyerek demokratik hiçbir girişimin bir sonuca varamayacağını söyleyerek dinamitleyeceksiniz.
AKP’ nin 23 yıllık siciline bakarak müzakere değil mücadele edilir denilmesi haklı olarak bile karşılanabilir.
Ama CHP ülkeye hem Cumhuriyeti hem de demokrasiyi getiren partidir. Öylesine zor günler geçirmiştir ki, darağaçlarının ve silahların gölgesinde demokrasiyi savunmaktan vazgeçmemiştir. Öyle olmasaydı, bu gün elimizde demokrasi adına ne varsa olmazdı.
Elimizde hiçbir şey yok diyen arkadaşlarımız var.
Orta Asya ile ana konularda bir kıyaslama yapınız var mı yok mu, yeter diyorum.
AKP ve Erdoğan, kazançlı olmayacakları hiçbir konuda masaya oturmaz.
Bunu biliyoruz.
Ama ya demokrasi adına muhalefetin önerileri ciddi bir mesafe alacaksa?
AKP bu görüşmeleri, yeni bir soluk alma yolu olarak görüyorsa ve bu konuda bazı temel konularda adım atmaktan başka çare kalmadığını düşünüyorsa bunu elinin tersiyle itene siyasetçi denir mi?
Müzakere olmadan bunları nasıl anlarız?
CHP çok doğru bir adım atmıştır.
Kimse bu adımı değersizleştirmeye çalışmasın.
Mücadelenin de, müzakerenin de gereğini ve dozunu en iyi CHP tarihi bilir.
Mirasını doğru kullanan CHP, hem kendisini hem de ülkeyi kazançlı çıkarabilir.
Olmazsa ne olur?
Olmazlık eskrisi adına olabilecekleri görmek istememek aptallıktır.
Olmazsa da olmaz.
Ucunda ölüm yok ya.