YİNE KARAMAN…
Osman Nuri Koçak
Ülkemizin gündemi fena halde yoğun…
Genellikle de hep öyle.
Bizler de ister istemez ülke gündemine yoğunlaşıyoruz.
Ama biz Karaman’ da yaşıyoruz ve hep kentimizle etkileşim içindeyiz.
Defalarca yazdım ve söyledim.
Karaman beni iyi ve yaşanılası bir kent olarak mutlu etmiyor.
Karaman’ımızın o kadar çok sorunu var ki…
Ama bütün sorunların başı imar sorunu…
İmar, imar, imar…
O da bir günde çözülecek bir sorun değil. Ama yeni yönetimin de yeteri kadar sorunları bildiği kanaatinde değilim.
Karaman’ ın, önemli bir bölümü SİT sahası olan eski bölgeleri ne olacak?
Kent içi yol genişletmeleri ve otopark alanları ile ilgili ve trafiği rahatlatabilecek projeler var mı?
Kentin etrafını çevreleyen mezbelelikler ne olacak?
Doğu Kışla, Yunus Kent, Hürriyet Mahallesi, Beyaz Kent gibi yeni yerleşim alanları imar durumu tam bir felâket.
Geçenlerde Doğu Kışla vadisinin doğu ve batı bölgelerini adım adım gezdim. Topografik yapısı nedeniyle Allahın bize bir lütfu olarak muhteşem ve çağdaş bir kent kurulabilmesi olanaklı olan bu yerlerde, muazzam sorunlarla boğuşan dev gibi kimliksiz bir köy doğuyor.(Doğmuş)
Site şeklindeki düzenlenen alanlar dışında kalan tüm parseller 250 ila 350 – münferiden 400- metre kare arasında…
Binaların hemen hemen hepsi bitişik nizam…
Yani iki kişi sırt sırta inşaat yapacak.
Hayretler içinde kaldım.
“250 metrekare arsa mı olur?” desem?
“Bitişik nizam yapılanmalar modern binalara cevaz verebilir mi?” desem. – gerekçesi de, kooperatif olarak dağıtılmış olması deniliyor-
“İki ve üç katlı ve bu kadar yayvan yeni bir kent mi olur?” desem?
Biraz ilgisi olan herkese oralara gidip felâketi yakından görmelerini öneririm.
İç karartıcı bir manzara…
Kimse oralarda oturmak istemiyor. Çünkü istediği evi yapamıyor. Biraz oturan da fırsatını bulduğunda geri kaçıyor.
Bitişik ev yapacağınız ortağınızı bulacaksınız, onunla aynı kalitede anlaşacaksınız, aynı zamanda yapacaksınız…
Üüü! Ölme eşeğim ölme…
E! kardeşim sen yap çık. Diğeri ne zaman yaparsa yapsın diyebilirsiniz.
İşte o zaman orası bir köy olur. ( Zaten öyle de olup gider)
Yapacağınız evin bir tarafı boş ve kaba bir sıva ile kalıyor. O tarafında yalıtım da yapamıyorsunuz.
Bazen 250 metrekare arsa ile 400 metrekare arsa bitişik. O nedenle aynı ikiz bina yapamıyorsunuz, bir birine sonradan eklenmiş gibi duruyor.
Bazı yerlerde 250 metrekare bağımsız parsel, hemen yanı başında 400 metrekare arsa bitişik nizam.
Bazen ise biri bir kat, diğeri iki kat yapıyorlar nasıl durduğuna gidin bir bakın.
Allahın dağında yer yokmuş gibi yolun içine kadar uzanan merdivenleri göreceksiniz. Adam ne yapsın arsa 250 metrekare…
Ölçü yok, tartı yok, hesap yok, kitap yok.
Bizim ailelerimizde de her çocuğun ayrı odası olabileceği hakkı sanırım hesaba katılmamış.
Yeter bir evde iki oda. Birisi misafir odası. Doldurun çocukların hepsini de kalan öteki odaya.
Ev mi ev işte..
“Biz dokuz çocuk bir odada büyüdük” masalı da hazır…
Yöneticiler bu durumu acilen düzeltemezlerse ekonomik ve sosyal maliyeti çok yüksek bir sorun olarak hepimizin önüne er geç gelecektir
Ama o bölgelerde her halükarda ebediyen bitmeyecek sorunlarla yaşamaya devam edeceğiz…