Osmanlı’nın son yıllarında Karaman’a bağlı nahiyelerden biri Aladağ idi. Aladağ, 16. yy’da merkezi olmayan bir kaza olarak kayıtlarda geçer (Aköz, 1996: s. 67) 1873 yılında ise Hadim kazasına bağlı bir nahiye merkezidir Salname-i Vilâyet-i Konya, 1289: 144) 1882 yılında ise Karaman’a bağlı bir nahiyedir (Salname-i Vilâyet-i Konya, 1299: 67) Sapancalı Hasan Hüsnü de Osmanlı’nın son yılında fiziki coğrafyası, köyleri, ekonomisi, tarihi, nüfusu hakkında nahiyeye dair bilgiler vermiştir.
Burada öncelikle Sapancalı’nın Aladağ nahiyesi özgün metni ve dilici çevirisi verilecek sonra en çok hane ve nüfus, köylerin bugünkü durumu, hane başına düşen kişi sayısı, köylerin kazaya uzaklıkları başlıklarında nahiye bilgilerinin irdelemesi yapılacaktır. Yazı sonun ve tartışma bölümüyle bitirilecektir.
Aladağ nahiyesi
Aladag Nâhiyesi özgün metin
Nâhiye merkezi kazâya 14 sâ’at mesâfede kâ’in (Göynük Kışla) köyidir Nefs-i Karaman ne kâdâr eski ve târîhi bir kasaba ise Aladag havâlîsi de o kâdâr eski ve târîhi yerlerdir bi’l-hâssa Yagcı karyesinde görülen harâbeler, sütunlar, mermer parçaları kadîm mâzîde ma’mûr bir şehr oldugına nişânedir. Kuyûdât-ı târîhiyyeye nazaran Rum kayserlerinden Herkül, Acem kumandanlarından (Şehrîzât) ile Larende önünde senelerce devâm iden harb netîcesinde Herkül maglûb ve maktul düşerek Larende havâlîsi (ya’nî Karaman) tekmîl kılıçdan geçirilmiş. Yunanlıların bakıyyetü’l-suyûfı Aladag’ın yalçın kayalarındaki magaralara inlere ilticâ iderek müddet-i medîdden orada ikâmet idince muntazam bir şehr meydâna getirerek ismine (Atina) dimişler işte bu şehrin harâbesi el-yevm Yagcı karyesinde mevcûddur.
Kezâlik Aladag’ın (Kuzvîrân) karyesinde bir çok heykel ve yonma taşların âsârı hâlâ mevcûd bulunur lâkin mürûr-ı zamân ki heykellerin bir çogı kırılub aşınarak tanılmayacak bir hâle gelmişdir.
Bunlardan başka bu nâhiyenin Bademli, Habiller, Dülgerler, Göynük, Akça Alan, Çuna, Bayır, Aşagı Agın, Yukarı Agın köylerinde o kâdâr mütenevvi’ harâbeler, sütûn ve mağaralar vardır ki, bunların tafsîl ve tasvîri cildlerle kitâb doldurur bu havâlîde hakkıyla tetebbi’ât ve tedkîkât yapılırsa âsâr-ı kadîm hakkında mühimm bir târîh elde idilir.
Aladag’a ancak katîr ve merkeblerle nakliyât yapılır. Araba işlemez bir de her şeyini ekseriya tabî’i cereyânlar muhâfaza ider ânın gibi tabîâta Göksu Nehri ile şelâlesini Aladag’ı ile’l-ebed unutmasunlar diye meydâna getirmiş.
Aladag aynî zamânda âdetâ bir orman denizi olmak i’tibâriyle Karaman’ın mühim bir servetini teşkil ider buranın üzüm ve bekmezi gayet bol ve meşhurdur. Havâsı da ovalara nisbet çok iyi ve ba’zı yerleri yaylakdır.
Aladag’ın etrafı sarp olmagla berâber gayet kesîf ormanlarla çevrilmiş oldıgından evvelleri buralara kimse uğramaz imiş ilk def’a Karaman oğulları (Ermenak) üzerine yürürken askerlerini gecdigi (Kızılca bel) nâm mahallde kışa tutularak 200 kâdâr asker ‘alemdârları Hüseyin Aga ile telef olmuşdur Hüseyin Aga kabri el-yevm orada mevcûdur.
İkinci def’a da Karaman pây-i tahtı (Larende) üzerine yürüyen Sultan Bâyezîd Beg askeri gecdigi rivâyet idiliyor
İşte arâzîsi böyle sarp olan Aladag’da 1.100 târîhlerinde (Sekmen) nâmıyla Dülgerler karyesinde bir çok mütegallibe ağalar türemiş bunlar Aladag’ı başdan başa zabt idürek ahâlîsinin servet ve sa’ylerini kendilerine inhisâr itdirmişler tahte’l-arz zindânlarda tomruklar ile sürü sürü insân ve habs ve katl iderlermiş. Hatta hükûmet de bunları tanımaga bi'l-ıztırâr mecbûr olub (biniş) ta’bîr itdikleri kırmızı çuhadan birer cebe ile taltîf idilerek kendilerinin asker virgi toplatabilirmiş. Nihâyet devr-i Mahmûd-ı Evvel’de Silahdâr Mehmed Paşa’nın planı ile Anatolı derebeglerini birbirini itlâfa teşvik eyledigi zamânlarda İbradılı (Kadı Paşalar) Aladag Agaları üzerine tasallut idilerek (Armudlı) karyesinde yapdıkları mükâtelede ağalar münhezem olarak hânümânları söndürülmüşdir. (Sapancalı Hasan Hüsnü, 1922: 13-15)
Aladağ nahiyesi dilici çeviri
Nahiye merkezi, kazaya 14 saat uzaklıkta Göynükkışla köyüdür. Karaman ne kadar eski ve tarihi bir kasaba ise Aladağ bölgesi de o kadar eski ve tarihidir. Özellikle Yağçı köyünde bulunan harabeler, sütunlar, (tarihi eser) mermer parçaları buraların kadim ve döneminde bayrındır bir şehir olduğuna göstergedir. Tarihi kayıtlara bakışla Roma imparatorlarından Herkül, İran komutanlarından Şehrezat ile Larende (Karaman) önünde senelerce savaşmışlar, sonunda Herkül yenilerek öldürülmüş Larende (Karaman) halkı da tamamen kılıçtan geçirilmiştir. Yunanlıların kılıç artıkları Aladağ’ın yalçın dağlarındaki mağaralara ve inlere sığınmışlar ve uzun zamandan bu yana orada yaşadıklarından burada düzgün bir şehir meydana getirmişler adına Atina demişler. İşte bu şehrin harabesi bugün Yağcı köyünde bulunmaktadır.
Aynı şekilde Aladağ’ın Kozviran köyünde birçok heykel ve yontma taş eser hala vardır fakat zamanla heykellerin birçoğu kırılıp aşınarak tanınmayacak duruma gelmiştir. Bunlardan başka nahiyeye bağlı Bademli, Habiller, Dülgerler, Göynük (Kışla), Akçaalan, Çuna, Bayır, Aşağı Akın, Yukarı Akın köylerinde o kadar çeşitli harabeler, sütun ve mağaralar vardır ki, ayrıntılı ele alınıp anlatılsa bunlar ciltlerce kitap doldurur. Hatta bu bölgede tam anlamıyla inceleme ve araştırma yapılırsa eski eserler hakkında çok önemli tarihi bilgilere ulaşılır.
Aladağ’a ancak katır ve eşeklerle taşıma yapılır. Araba işlemez. Burada her şey kendi doğal akışındadır. Öyle ki, Göksu Irmağı ile şelalesi (Yerköprü), Aladağ bölgesi unutulmasın diye doğaya gelmiş.
Aladağ aynı zamanda bir orman denizi olmasıyla Karaman’ın önemli bir doğal zenginliğidir. Üzüm ve pekmezi boldur, meşhurdur. Karaman ovasına oranla havası temizdir bazı yerleri de yaylaktır.
Aladağ’ın çevresi sarp olmakla birlikte oldukça yoğun ormanla örtülü olduğundan önceleri buraya kimse uğramazmış, ilk kez Karamanoğulları, Ermenek üzerine yürürken askerlerinin geçtiği Kızılca Bel denen yerde kışa yakalanarak yaklaşık 200 asker, bayraktarları (komutanları) Hüseyin Ağa ile telef olmuştur. Hüseyin Ağa’nın mezarı bugün de oradadır.
Aladağ’ı ikinci kez Karaman (oğulları) başkenti Larende üzerine yürüyen Sultan Beyazıt askerinin geçtiği rivayet ediliyor.
İşe arazisi böyle sarp olan Aladağ’da 1700’lerde Sekmen adıyla Dülgerler köyünde birçok derebeyi ağa türemiş. Bunlar Aladağ’ı baştan başa denetimlerine alarak halkının malvarlığını ve emeklerini kendi tekelleri altına almıştır. Yeraltında yaptıkları ve tomruklar ile kapattıkları zindanlara sürü sürü insanları hapsederlermiş ve öldürürlermiş. Hatta Osmanlı hükümeti bile bunları tanımak zorunda kalmış, biniş denilen bir kırmızı çuha zırh ile bu derebeylerini ödüllendirip devlet adına vergi toplatabilmiş. Padişah Birinci Mahmut döneminde Silahtar Mehmet Paşa’nın hazırladığı bir plan ile bu derebeyleri birbirlerine düşürülmüşler ve İbradılı Kadı Paşalar da Aladağ derebeylerinin üzerine salınmış Armutlu köyünde yapılan savaşta bu ağaların ocakları söndürülmüştür. (Sapancalı son paragraftaki bilgileri Konya Vilâyet Salnamesi’nden almıştır. Konya Vilâyeti, Vilâyet-i Sâlnâme-i Konya, Konya, 1914. s. 294-324)
Aladağ Nahiyesine Bağlı Köyler ve Nüfus Bilgilerinin İrdelemesi
Aladağ nahiyesine bağlı köyler tabloya göre genel durumu, hane sayıları, nüfus, haneye düşen kişi sayısı, adı değişen köyler, günümüzde bağlı olduğu il ve ilçelere göre incelenecektir.
Karaman merkeze bağlı köyler ve nüfuslarına genel bakış
Aladağ nahiyesine bağlı 34 köy vardır.
Nahiye merkezi Göynükkışla’dır.
Naihiye ve köyleri toplam 1.313 haneye sahiptir.
Nahiye ve köylerinde toplam 4.961 kişi yaşamaktadır.
Hane başına düşen kişi sayısı 3,78’dir.
Nahiye bölgesi köylerin Karaman’a uzaklığı ortalama 12.28 saattir.
Aladağ’a bağlı köyler, bugün Karaman ili, Mut, Hadim ve Güneysınır ilçeleri sınırları içinde kalmaktadır. Köylerin bugünkü bağlı oldukları yerler şöyledir:
Aladağ nahiyesi köylerinin bugün bağlı olduğu il ve ilçeler
Sonuç tartışma
Aladağ nahiye merkezi Göynükkışla’dır. 1922 yılında Aladağ’da toplam 34 köyde 1313 hanede 4961 kişi yaşamaktadır. Hane başına düşen kişi sayısı 3,78 ile ortalamanın oldukça altındadır.
Nahiye ve köyleri, Karaman’a oldukça uzaktır. Köylerin ortalama uzaklığı 12 saattir. Uzaklık birimi km yerine saattir. Buradaki saat, bir insan ya da hayvanın yürüyerek aldığı mesafenin zaman birimidir.
Aladağ nahiyesinin köyleri bugün Karaman, Mersin ve Konya illeri ilçelerine bağlıdır.
Aladağ nahiyesinde hanesi 100’den, nüfusu 500’den fazla olan köy yoktur.
Sapancalı Hasan Hüsnü, Aladağ’a dair verdiği genel bilgiler içinde araba işlemediğini özellikle vurgular. Buradan bölgenin ne kadar sarp ve dağlık olduğu rahatlıkla anlaşılmaktadır. Söz konusu araba ise at arabasıdır.
Bölgenin ekonomisinde üzüm ve pekmezin önemli yeri olduğu yine Sapancalı’nın vurgulamasından anlaşılmaktadır.
Önemle vurguladığı ormanın dokusunun yoğunluğunu kestirmek zordur.
Sapancalı Hasan Hüsnü, dönemin genel tarih kitaplarından günümüzde doğruluğu kalmamış Herkül ve Şehrazat arasında geçtiği ve yıllarca sürdüğü iddia edilen Roma İran savaşlarını almıştır. Buradan köklü, derin ve büyük tarihi olan Aladağ anlatarak kitabının önemini arttırmak niyeti olduğu düşünülebilir.
Ancak, Kozviran, Bademli Habiller, Dülgerler, Göynükkışla, Akçaalan, Çuna, Bayır özellikle de Akın’daki tarihi eserlerden söz etmesi de ilginçtir.
Yine Sapancalı’nın bölgede 17. yyda ortaya çıkan derebeylerine dair aktardığı bilgileri de 1914 tarihli Konya Vilâyet Salnamesi’nden aldığı anlaşılmıştır.
Kaynaklar
Aladdin Aköz, XVI. Asrın İlk Yarısında Aladağ Kazası (1501-1540), Osmanlı Araştırmaları XVI, C 16, S 16, 1996, s. 67
Konya Vilayeti, Salname-i Vilâyet-i Konya, Konya 1289
Konya Vilayeti, Salname-i Vilâyet-i Konya, Konya 1299
Sapancalı Hasan Hüsnü, Karaman Ahvâl-i İctimâ’iyye, Coğrafiyye ve Târîhiyyesi, Karaman 1341 (1922) Süleymaniye Kütüphanesi, İhsan Mahvi Koleksiyonu, No: 76. s. 13-15