Giriş
Sapancalı Hasan Hüsnü, Karaman kitabının sondan bir önceki bölümünü (Sapancalı, 1922: 67-79) Karaman’da yaşama ve Karaman halk kültürüne ayırmıştır. Sapancalı’nın sağlık, hastalıklar, içki üretimi, ahlak, gelenek görenek, düğün, dil, giyim, din, halk oyunları ve ocaklar ile batıl inançlar hakkında oluşturduğu metinler; döneminde Karaman’ın hem yaşayan kültürüne hem de sözlü kültürüne birinci dereceden kaynaklık etmektedir. Metinler ayrıca sosyolojik ve tarihi veriler barındırmasıyla ayrıca önem kazanmaktadır.
Sapancalı’nın Karaman yaşamına ve kültürüne dair açtığı konularda kendi deneyim ve birikimleriyle yaptığı eleştirilerde metinlere derinlik katmıştır.
Bu metinler; “Karaman’da sağlık nasıldır, hangi tür hastalıklar görülür, eğlence hayatı nasıldır, din ahlak, dil, giyim kültürü neleri içerir?” sorularına yeterli ve ayrıntı sayılabilecek yanıtlar verir.
Bu yazıda Sapancalı’nın Karaman yaşamına ve kültürüne dair oluşturduğu metinlerin sırasıyla, diliçi çevirisi ve değerlendirmesi yapılıp sonrası sonuca bağlanacaktır.
Sapancalı’nın Karaman yaşam ve kültür kayıtları (diliçi çeviri)
Hastalıklar
Karaman, 1920’li yıllarda sürekli hastalıklarla boğuşan bir şehirdir.
Belli başlı hastalıklar, sıtma, frengi, verem, tifüs, çiçek, dizanteridir.
Tifüsün o zamanki adı lekeli humma, dizanterinin adı kanlı ishaldir.
Sıtmanın temel sebebi Suğla Bataklığı, Çavuş Gölü ve Kaya Gölü’dür.
Sıtmanın girmediği ev yoktur.
Daha çok cinsel ilişki yoluyla bulaşan bir hastalık olan frengi, şehrin yüzde ikisi, köylerin onda biri oranında yaygındır. Sapancalı’nın fuhuş konusu ile birlikte değerlendirildiğinde Karaman’da yaygın hastalık frengi ile yaygın sayılabilecek bir fuhuştan söz edilebilir.
Tifüs daha çok kışlada görülmektedir.
Çiçek hastalığı daha çok köylerde görülmektedir.
Şehirdeki etkili hastalıklardan biri kanlı ishal ya da dizanteridir. Kanlı ishal ya da dizanteri, Karaman’daki halk sağlığının ne durumda olduğunu gösteren aynadır. Çünkü dizanteri, temiz olmayan kuyu ve çeşme suları ile yıkanmadan yenen meyve sebzeler yoluyla insanlara bulaşan bir hastalıktır.
Çocuk ölümleri
Karaman’da çocuk ölümleri yüksek düzeydedir.
Bunun nedenleri; maddi imkansızlıkla doktora gidememe, eğitimsizlik ve bilinçsizlik ve ishaldir.
Doğan çocukların en az yüzde kırkı ölmektedir.
Fuhuş
Karaman’daki fuhşun ortaya çıkmasında; I. Dünya Savaşı sırasında baba, kardeş ya da koca olarak kimsesi olmayan, maaş çıkarmak, zahire koparmak, asker kaçağı kocasını ya da kardeşini kurtarmak isteyen genç kadınları; tahsildar, jandarma ve iaşe memurlarından bazıları görevini kötüye kullanarak kendi arzu ve heveslerine mecbur etmeleri başlıca nedendir.
1922 yılında Karaman’da fuhuş birinci derecede şehirde olup muayeneye tabi 30 kadar vardır.
Köylerde de belli bir oranda fuhuş vardır.
Oturak alemi
Konya’da gelenek olan oturak alemleri, Karaman’da da eskiden bu yana görülmektedir.
Oturak alemi, bir efesi (pezevengi) olan ve baştan çıkarılmış bir kadının orta yerde oynaması, türküler söylemesi ve izleyenlere rakı ile sigara dağıtması biçiminde bir eğlencedir.
Eğlence başladığında kadının kocası bir köşeye oturup kabadayıca ortamı izlemektedir. Aynı şekilde efenin yardımcıları da diğer köşeleri tutarlar.
Bu eğlenceyi küçük çocuklardan sakallı sarıklı büyük insanlara kadar değişik yaş gruplarından herkes izler.
Yasak ve bir suç olmasına rağmen bir yaptırım uygulanmadığı için bu tür eğlenceler normalmiş gibi kabul edilmektedir.
Sapancalı’nın metinde kullandığı “mal bulmuş magrîbîler gibi”, günümüzde bilinmeyen ama döneminde yaygın bilinen bir deyimdir. Anlamı; “büyük bir zenginliğe kavuşmuşçasına büyük sevinç ve coşku”dir. Yurtlarından kovulan ve yokluk ve çaresizlik içindeki Endülüs Emevilerinin durumunu anlatmak için bir sözdür.
İçki
Karaman’da rakı üretimini gayrimüslim erkek ve kadınlar yapmaktadır.
Karaman’daki içki üretimi o kadar çok ki, Konya’dan bile fazla olabilir.
İçkiler, Mut ve Ermenek’e gizlice sevk edilir.
Karaman Hristiyanlarının tamamı ya içki üretir satar ya da esrar satar. Bu sebeple onların refah seviyesi Müslümanlardan daha yüksektir.
Bu duruma ne hükümet ne jandarma ne de düyûn-ı umumiye ses çıkarmamaktadır.
Hatta Türklerden birkaçı da artık ya içki üretiyor ya da satışa aracı oluyor.
Batıl inançlar
Karaman’da batıl inançların başında üfürükçülük gelmektedir.
Karaman’da birçok üfürükçü vardır ve bunlar tılsım, muska yapmaktalar, cin bağlamaktalar. Yıldızname ve bir sarık kitaba bakarak hastalıklara karşı kehanette bulunurlar.
Hastalıklara karsı tespitleri ya nazar değmesidir ya da çarpılmadır.
Ocaklar
Sapancalı batıl inanç kapsamında Karaman’da bulunan üç adet ocağı kaydetmiştir.
İbrala Ocağı oldukça adını duyurmuştur ve romatizmal hastalıklardan kurtulmak isteyenler buraya gelmektedir.
Letare Ocağı’na çocuğu olmayanlar gelmektedir.
Tevhîd Ocağı’na romatizma, yılancık ve benzeri hastalığı olanlar gitmektedir.
Bu ocaklarda taşa sürtme, efsunlama, paslı bıçak çizik atma, çile çekme gibi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Halkın buralara ilgisi yüksektir.
Sapancalı batıl inançlar konusunda bir dönem halk anlayışını da aktarmaktadır. Buna göre modern okullar şeytan işi görülerek kınanmakta, halkın öğrenci göndermesi engellenmekte iken medreseler rahmani olarak tanımlanmaktadır.
Karaman’da ahlak
Karaman’da ahlak gerilemektedir.
Gençler rakılı, karı oynatan meclislere düşkünler.
Kahvelerde altmışaltı oynama yaygın.
Saygı ve sevgi kültürü azalmaktadır.
Sinkefli konuşmalar beş yaşındaki çocukların bile ağzındadır.
Tek çekindikleri jandarma ile bazı devlet görevlileridir.
Misafirperverlik, cömertlik yanları iyidir.
Karaman düşün geleneği
Karaman’da düğün masrafları erkek tarafına aittir.
Damat tıraşı merasimledir. Tıraşta oturak alemi yapılmakta, düşün boyunca içki içilmektedir.
Kına öncesinde hem damat hem gelin adayları sağdıçları ve çevresi ile hamama gitmektedir.
Gelinin de sağdıcı vardır.
Gelin almadan önce erkek ve kadın evlerinde yemek yenmektedir.
Düğün haftasında iki üç çalgıcı ve oyuncu kadınlar bulunur ve eğlence müziği yaparlar.
Karaman’ın sofu takımında ise içkili, avrat oynatmalı düğün yapılmaz. Traş merasimi daha sadedir.
İstanbul usulü koltuk merasimi Karaman’da yaygınlaşmaktadır.
Kına çarşamba akşamı, gelin alma perşembe günüdür.
Köy düğünleri de benzer biçimdedir.
Dil
Karaman’da düzgün bir Türkçe konuşulmaktadır.
Ancak nörün, ni’den gibi ses yutmaları ve hızlı cümle bitirişleri, Karaman’ın dil özelliğidir.
Aladağ ve Hadim bölgesi köylerinde kaba bir dil vardır.
Karaman ağzı ile Adana ağzı birbirine yakındır.
Karaman giyim tarzı
Karaman giyim tarzı hızla değişmektedir.
20 yıl önce Karaman’da halk üç etekli entari, fermene ve kısa kollu cübbe giyiyordu.
Esnaf ve tüccar yün şalvar, aba giyer bele iri kuşak sararmış. Başta çenber ya da yeşil sarıklı fes olurmuş. Esnaf ise agabani sarık sararmış.
1920’lerde ise halkın genel giyimi şalvar, yelek ve cekettir. Başta ise bağlık sarılı fes vardır. Setre ve pantolon da yaygınlaşmaktadır.
Şehirdeki efe takımı; bacakta bol şalvar, belde iri kuşak, sırtta fermene, başında sıfır fes, ayağında uzun konçlu çorap ve kundura olacak biçimde bir giyim yapmaktadır.
Kadınlar eskiden ayağa kadar inen şalvar, üstüne de mintan giyermiş.
Düğün ve bayramlarda İstanbul modası çarşaf, fistan, yüksek topuklu iskarpin potin yaygınlaşmaktadır.
Normal günlerde yine iri şalvar ve mintan giyimi adettendir.
Eskiden ayaklarda gılapdanlı kundura ve mest giyimi varken şimdi iskarpin ve potin giyimi yaygındır.
Köylerde halen üç etek entari, fermene ve sarıklı fes giyimi yaygındır.
Karaman insanın fiziği ve doğal ömürleri
Karamanlılar geniş omuzlu ve kaslı bir vücuda sahiptir.
Ortalama ömür şehirde 65’tir.
Aladağ ve Hadim taraflarında ortalam ömür 75’i geçer.
Karaman’ın dini yapısı
Halk son derece dindar ve hayırseverdir.
Halkın köylerde yüzde beşi, şehirde yüzde yirmisi namaz ve orucu ihmal ediyor.
Teknoloji ve tıbba karşı tutum
Halkın tıbba ve teknolojiye bakışı son derece olumludur.
20. yy başlarında Karaman’da hem belediyenin hem de devletin doktorları görevdedir.
Ancak maddi yetersizlik, tedavi imkanına ve ilaca erişimi kısıtlamaktadır.
Karaman’da geleneksel ya da milli oyunlar
Karaman’da gelenekselleşmiş yöreye özgü oyunlar yoktur.
Karaman halkı, parmak şıkırdatma, göbek atarak dönmeden başka oyun bilmezler.
Değerlendirme
Sapancalı’nın aktardığı hastalık bilgisi, halkın hem cehaletini hem de çaresizliğini yansıtır.
Frengi hastalığı ile Karaman’da fuhuş arasında yüksek ilgi var görünüyor.
Lekeli humma ya da tifüs hastalığı, Karaman’daki içme suyunun ne kadar sağlıksız olduğuna göstergedir.
Karaman’da çocuk ölüm oranları birçok nedenle yüksektir.
Karaman’da fuhşun yaygınlaşmasının bir nedeni uzun savaşlar dolayısıyla bozulan toplum ahlakı ise diğer nedeni de kimsesiz kadınların zorunlu kaldığı durumu suiistimal eden baz devlet görevlileridir.
Oturak alemleri, şehirde yaygın biçimde yapılmaktadır.
Oturak alemleri Sapancalı söylemese de ova köylerinde de yaygındır.
Oturak aleminde, efelerin bir şekilde baştan çıkardığı ya da kötü yola sürüklediği kadınlar kullanılmaktadır.
Karaman’da içki üretimi de tüketimi de satımı da çok yüksektir.
İçki üretimini Hristiyan halk yapmaktadır.
Ancak Türklerden de üretme ve satma işine girenler ad da olsa vardır.
Sapancalı’nın verdiği bilgiye göre Karaman ortalama halkının diğer deyişle avam tabakasının ahlaki yapısı alt seviyelerdedir.
Daha ilginci, Sapancalı bugünleri anlatıyormuş gibi verdiği halk ahlaki yapısı bugün de aynıdır hiçbir şey değişmemiştir.
Karaman avam tabakasının düğünlerinde rakı, avrat oynatma ve eğlence müziği kesinlikle vardır.
Düğün boyunca ahlaka uymayan aşırılıklar yapılmaktadır.
Kına çarşamba, gelin alma perşembe günüdür.
Sapancalı’ya göre Karaman ağzı İstanbul’a yakındır.
Halkın giyim tarzı 1920’lerin hemen öncesinde değişmeye başlamıştır.
Eskiden erkekler, halk üç etekli entari, fermene ve sarkılı ya da sarıksız fes giyerken artık pantolon, ceket, iskarpin, potin giymeye başlamıştır.
Kadınlar arasında özellikle düğün ve bayramlarda İstanbul tarzı çarşaf ya da fistan elbise, kundura ayakkabı giyme adeti yaygınlaşmaktadır.
Kadınlar normal günlerinde geçmişte de şimdi de geniş şalvar ve mintan giymektedir.
Karaman insanı hakkındaki ilginç bilgiye göre Karaman’da ortalama insan ömrü 65’tir.
Hadim ve Aladağ bölgesinde ise ortalama yaş 75’i geçmektedir.
Birbirine yakın ama coğrafyası ve iklimi farklı iki bölge arasındaki ortalama yaş farkı öne çıkmaktadır.
Buna göre bataklıklar, kirli kuyu suları, çamurlu çeşme suları ve yetersiz dengesiz beslenme ortalama insan ömrünü 65’te bıraktığı yorumlanabilir.
Hadim ve Aladağ bölgesinde ise yüksek oksijen, temiz kaynak suları, taze meyve sebze ve diğer gıdalar insan ömrünü uzatmaktadır.
Karaman insanı dindardır.
1922 yılında Karaman’da doktor ve ilaç olsa da maddi sıkıntılarla yeterli sağlı hizmeti alınamamaktadır.
Karaman’da at yarışı, cirit oyunu, pehlivan güreşi gibi oyunlar varsa bile artık kalmamıştır.
Sapancalı’nın metinlerinde kullandığı dil de çok önemlidir. Araştırma, gözlem ve kendi birikimleri üzerinden Karaman anlatan Sapancalı’nın çok sağlam, işlek bir dili vardır. Metinleri, tahminlerin ötesinde Farsça, Arapça ve Türkçe tamlamalar, deyimler, ikilemeler ile örülmüştür. Ayrıca her disiplinin kendi özel terim ve kavramlarına da en ince ayrıntısıyla hakim olması, ortaya sağlam ve güvenilir kaynak metinler sunmasına vesile olmuştur.
Sonuç
20. yy başlarında Karaman kültür ve yaşamın nasıl olduğuna hakkında yapılabilecek bir araştırmaya kılavuzluk ve kaynaklık edebilecek biçimde Sapancalı’nın Karaman kitabında bilgi ve veri vardır. Ötesinde Sapancalı’nın metinleri, yavaş yavaş değişmeye başlayan bir toplumdan karşılaştırmalı kesitler sunar.
Sapancalı, Karaman yaşam ve kültürü bu kadar bilgi vermesine rağmen, dönem Karaman’ın şehir, toplum ve insan yapısını belgeleyecek, gösterecek biçimde fotoğraflar çekmemiştir. Ancak yakın tarihlerde çekilmiş fotoğraflarda, Sapancalı’nın metinleri birleştirilebilmektedir.
Düğün, giyim, ocak, fuhuş, hastalık gibi konularda ayrıntılı sayılabilecek anlatımlara rağmen Karaman yemek kültürü, halkın ekonomik durumu, mahalle ve sokak hayatı vb. başka akla gelebilecek konularda Sapancalı hiç bilgi vermemiştir.
Kaynakça
Sapancalı Hasan Hüsnü, Karaman Ahvâl-i İctimâ’iyye, Coğrafiyye ve Târîhiyyesi, Karaman 1922, Süleymaniye Kütüphanesi, İhsan Mahvi Koleksiyonu, No: 66, 85 sayfa
Yorumlar
Kalan Karakter: