Bizim ki o hesap.
Yetmiş’ den sonra okulda neyin nesi.
Az önce korkuyla uyandım.
Namaz geçiyor galiba diye.
Şu anda saat gece 01.59.
Uyku tutmuyor.
Bari ders çalışayım dedim.
Yahu vizeler yeni bitti.
Finallerin takvimi belli olmuş.
Abi bu ne sürat?
Bir yere mi yetişeceğiz?
Aheste aheste okusak olmaz mı?
Denmez elbette.
Elbette yetişeceğiz.
Çağımız uzay çağı, gerimi kalalım.
Hani yazı yazmayacaktın diyorsunuz.
Geçen hafta cumadan çıktım.
Yolda yürüyorum.
Bir bey yaklaştı selamlaştık.
- Siz Mustafa hoca değil misiniz?
- Evet, benim buyurun.
- Yazıları niye bıraktınız okuyorduk.
Önce tanıyamadım.
Sonra tanıştık.
Bizim o taraftan, eski şoförlerdenmiş.
Orada kendime söz verdim.
Amaaan usanan okumasın.
Yazacağım.
El âlem bacanağı ile yediği batırığı yazıyor.
Ve işte gecenin bu saatinde yazıyorum.
Şaşkın ördeğe gelirsek.
Herkes gençliğinde okur kariyer yapar.
Ben tersinden başladım.
On dört dersim var bu sene.
(İmam Hatipte 24’tü galiba.)
Aslında üç dersten muafmışım.
Bir ay önce bir hanım arkadaş söyledi.
Daha önce iki yıllık ta okumuşum ben o dersleri.
Otuz sene önce.
Hemen ilgili görevliye vardım.
Durumu anlattım.
Çok geç hocam dedi.
Eylül başında dilekçe verilecekmiş.
Şimdi versek bari finalleri diyecek oldum.
Olmaz dilekçe almayın demiş ilgili komisyon.
Bereket sevdiğim dersler o üç ders.
İngilizce.
Türk dili.
İnkılap tarihi.
Tam benlik yani.
MAĞDURUM YAŞA TAKILDIM.
Örgün eğitim gören üniversite öğrencisiyim ya.
Tayyip beyin bize sözü var.
İndirimli cep telefonu ve bilgisayar alabileceğiz.
Ben bu yazıyı şu anda,
Sekiz yıllık 'ikinci el' telefonumla yazıyorum.
Sorduk soruşturduk yirmi altı yaş sınırı varmış.
Biz sınırı biraz asmışız.
Ne birazı birader 48 yıl fazlam varmış.
Babam rahmetliyi mahkemeye verirsem belkiymiş.
Yok yok, mahkeme kurtaracak yaşı geçmişim.
Şaşkın ördek arka arka yüzermiş ya, benimki tam o hesap işte.
Oradan da umut kesik.
Derken yılsonu geliyor.
Fakat bir türlü kar gelmiyor.
Aslında şimdilerde komşudan komşuya gidilmeyecek günlerdeyiz.
Komşudan komşuya gidilemiyor ama kar yüzünden değil.
Neyse Rabbim deldiği boğazı aç koymaz derdi eskiler.
Ona imanımız tam.
Bu arada seçim geliyormuş.
Hah bir eksiğimiz o vardı dedim arkadaşıma.
Ne olur diyor.
Üstadım ben yüzde on bir (%11) sapma ile tahmin yapıyorum, yapayım mı dedim.
Yok yok kalsın dedi.
Abi alt ucu Karaman değil mi idare edilecek yer.
Evet.
İnsan gözü kapalı idare eder burayı.
Üç takım lacivert elbise, bir asık surat.
Nasıl olsa her gittiğin yerde vatandaş hazır olda.
Geçtik o bizim yiyeceğimiz nane değil.
İşte böyle aziz dostlar.
Saat gecenin 03.09 u.
Bana müsaade.
Sabah 08.45 te tefsir dersim var.
Benim zaten pekte yapmadığım kahvaltılarım sizlere ömür.
Günde tek öğünle idare ediyoruz.
Aslında tam oruç günleri bu günler.
Az sonra komşunun gece yatmaz horozu başlar.
Herkes e mutlu sağlıklı yaşam diliyorum.
Kalın sağlıcakla.