Bazıları kızıyorlar bana.
Herkese rahmetli denirmi diye.
Dinsiz diyemediğim birine, denir diyorum.
Bana göre kafası çalışan biriydi.
Aynı zamanda cesur biriydi.
İknâ gücü kuvvetli biriydi.
Dünyayı tanıyan biriydi.
Dindar bir kişiydi.
Lider özellikli biriydi.
Katı değil, liyakate önem veren biriydi.
Dinliyi, dinsizi, liberali, hasılı herkesi bir masada toplayabilen biriydi.
Kaygısız da biriydi.
Kendine güveni çok fazla biriydi.
Nasıl olsa bir formül bulacağına inanırdı.
Hiç bir sorunu önemsemez bir hali vardı.
Benim köyüme elektrik onunla geldi.
Özel sektöre inanan biriydi.
Ondan önce cebinde 10 dolarla yakalanan biri hapse girerdi.
Serbest ekonomiye inanırdı.
Şimdiki KDV'nin mucidi odur.
Çay sigara yalnızca tekelde satılırdı.
Anayasayı bir kez çiğnemekle bir şey olmaz diyen odur.
Benim memurum işini bilir diyen de odur.
Türkiye ilk bilgisayarla galiba onunla tanıştı.
Belki bazı büyükşehirlerde var idi.
Genç iş adamı sözü onunla literatüre girdi.
Pek çok fikrine ben hâlâ katılıyorum.
Belli bir kaç kalem dışında, özelleştirme her alanda olmalı.
Camilerimiz dahil, özel hizmet alımı ile olmalı.
Memur zihniyeti bu ülkeden tamamen kalkmalı.
Dört kişilik işi ondört kişi yapmamalı.
Peki bu kadar başarılı özalın sonu nemi oldu.
Bizde adettir.
Bir Aslan'ın, artığına BİN çakal üşüşür.
Etrafına papatyalar, ünlü Türk büyükleri bir üşüştüler.
Rahmetli Özal etrafta olup biteni göremez hâle geldi.
Zam, zam, zam.
89 da takip takım galip.
Özal o meşhur sözünü söyledi:
KANTARIN TOPUZUNU FAZLA KAÇIRDIK.
Tarihten ibret alınırsa, tekerrür etmezmiş.
Aksi halde tekerrür kaçınılmaz olurmuş.
Özal vefât edeli 33 yıl oldu diye biliyorum.
Yani şu anda 45 yaşında olanlar bile o yılları bilmez.
Yeni nesle tarihten bir yaprak sunayım istedim.
Esen kalın.