Diyanet İşleri Başkanımız Irak'a gitmiş.
Arabça soruyu, Türkçeye çevirin demiş.
Olsun.
İyide cv. sinde iyi derecede arabça Fransızca bilir yazıyormuş.
Yazsın gardaşım.
Burası Türkiye.
Karşıdaki muhabir de Türkçe sorsun.
Hocam sen iyimisin, diyorsunuz galiba.
İyi değilim.
Niyemi?
İnanın onuda bilmiyorum.
Merkezî iktidarda bir parti, yerelde başka parti varmış.
Olsun.
Bizi üç beş parti, anca idare eder zaten.
Adam tren istasyonunda bilet almaya varmış.
Memur sıraya geç demiş.
Yolcu arkadaş etrafa bakınmış kimsecikler yok.
Ne sırası gardaş demiş.
Memur yine sıraya geç demiş.
Allâh Allâh.
Yahu ne sırası kiminle geçeyim sıraya demiş bu sefer.
Memur ısrarcı.
Sıraya geçmeden bilet yok demiş.
Yolcu nemi yapmış.
Yaradana sığınıp, ya Allâh Bismillah deyip:
Var gücüyle camdan bölüme yumruğunu VURUNCA:
Cam kırıklarının içinde yatan memur bağırmış.
Kim yaptı ulan bunu?
Yolcu arkadaş demişki:
Vallahi kalabalıkta bende göremedim.
Öfkeli biri vurdu ama.
Kimdi bilen yok.
Bu olay nerede mi olmuştur.
İnanın bilmiyorum.
Dünyanın her yerinde olabilir.
Ama bizde olmaz.
Çünkü bizde olması için önce memurun yerinde olması lazım.
Öteside.... Malûm zaten.
Şu pazar günü gülümseyelim istedim.
Sağlıkla kalın.