Kur'an-ı Kerim mü'minler kardeştir der.
Yâni Allahımız öyle söyler.
Gözümüzü açtık, öyle duyduk.
Ve öyle inandık.
Öyle de yaşamaya gayret ettik.
Hâlâ da gayret ediyoruz.
Allah'ım da bu cehd içinde emanetini alsın isterim.
Tabiiki bütün dünya müminleri kardeştir.
Aslında bütün insanlar, hz. Ademden olma ciheti ile de kardeştir.
Bizimki ayrıca inanç kardeşliği.
Ama gel gör ki ben, tam otuz yıldır müminlerden korkarım.
Şimdilerde hem korkarım, hem ürkerim.
Sizi bilemem,
ama benim bu kardeşlikten sıtkım sıyrıldı arkadaş.
Aceba bende mi bir arıza var diye de çok düşünüyorum.
Bir türlü işin içinden çıkamıyorum.
Hani biz de bir söz var.
Arkadaşlık ayrı, alışveriş ayrı diye.
Aceba diyorum, müminlik ayrı menfaat ayrımı?
Olur ya, böyle de bir durum vardır da ben bilmiyorumdur.
Cami içi ayrı, cami dışı ayrımı meselâ?
Hasılı şimdilerde, yine kardeş kalalım ama.
Sen sizin evde, ben bizim evde.
Çünkü bıktım usandım.
Peki hocam sizin hiç mi kusurunuz yok.
Olmaz olurmu?
Asıl kusur bende.
Adımdan başlıyarak, Uysal uysal yaşamaya çalışarak, karşıdaki kardeşimi suça tahrik ediyorum belli ki.
Hani hakim sormuş suçluya.
Oğlum koskoca kamyon yükü ile beraber gasbedilirmi.?
Cevap:
Tahrik oldum efendim.
Kabul ediyorsun suçunu yani.
Anlatayım efendim:
Etrafta kimsecikler yoktu.
Kamyon yüklüydü.
Kapısı açıktı.
Kontakta üstündeydi.
Siz olsanız, hani yâni ??????
O hesap.
Mümin kardeşim bana bakıyor herhalde.
Gözü açılmadık sığırcık yavrusu olarak görüp tahrik oluyor belliki.
Yakın arkadaşlarım şimdi kıs kıs gülüyorlar biliyorum.
Doğru söylüyorsun hocam diye.
Bende elbette menfaatimi severim.
Ama hak ve hukuku gözetmek kaydu şartıyla.
Başkasının hakkını yemeyi, ateş yemek bilerek.
Hattâ Çinli, maçinli kim olursa olsun, gözetmek borcundayız biz.
Bir Rus, bir Alman, bir Fransız hiç tereddütsüz bize güvenmeli.
Tıpkı müşriklerin,
Hz. Peygamber efendimize güvendiği gibi.
Öyle değil mi ama.?
Boşver hocam, aşağıda alırsın demeler yokmu birde.
Yahu ne demek aşağıda alırsın.
Yukarıda almak günah mı?
Aşağıda ki alacakla, yukarıda yaşanmıyorki.
Hasılı dostlar, ben fazlasıyla doluyum.
Bereket üniversite imdadıma biraz yetişti de.
Dertlerimi epeyce unuttum sayılır.
Gazze'deki kardeşlermi?
İnanın orayı düşününce, başımı yerden kaldıramıyorum.
Nasıl öleceğiz bu halimizle bilmiyorum.
Kardeşlerim hiç değilse onurlarıyla, şehadet mertebesine uçuyorlar.
Bizmi?
Bildiğinizi bana sormayın lütfen.
Çünkü mahcûbiyetimden yerlere girmek istiyorum.
Allah'ım bizde o şuur yok.
Bari meleklerinle imdad et demek te edebe mugayir diye düşünüyorum.
Allah'ım a havale en çıkar yol.
Kalın sağlıcakla.