Boş arsanın ortasında bir kulübe.
Tahminen 100×100×150 ebadında.
Köşenin birinde, Türk bayrağı.
Güvercinleri var gara MÂHİR in orada.
MÂHİR;
"Kara yağız genç oğlan, niye gönlün olmuyor" türküsündeki tarife uygun biri.
MÂHİR in güvercinleri; taklacı olan cinsten.
Ve MÂHİR in dilinden anlayan türden.
Bunlar altı metre yükseklikte taklaya başlarlar.
MÂHİR in gözü onlardan başka hiçbir şey görmez.
Gömleği yansa haberi olmaz.
Biraz bilirim o aşkı.
MÂHİR gibiler saygıda kusur etmezler.
Sıcağı soğuğu pek hissetmezler.
Eskiden telefonları çoraplarında olurdu.
Şimdi zamane telefonu çoraba sığmayınca ceplerinde artık.
MÂHİR'giller bedelli vs.de bilmezler.
Zaten verecek paraları da yoktur.
Onlar otogarda havaya atılacakları günü iple çekerler.
Yemeklerini ayaküstü yerler genellikle.
Hazır kıta bekliyor sanırsın.
Çoğunlukla sanayide tamirci çırağı gençlerdir bu arkadaşlar.
MÂHİR im dedim bir gün.
Emret HOCA'm dedi.
Estağfurullah emir ne demek deyip devam ettim.
Beyaz Türkler varmış duydun mu dediğimde.
Yan döndü, Türk'ün beyazı mı olur HOCA'm deyiverdi.
Yok, yok öyle beyaz değil dedim.
-Dertsiz, kedersiz Türk demek.
-Dertsiz derken;
-Para pul derdi yok.
Enflasyon, zam, pahalılık derdi yok.
Hatta vatan, millet, Sakarya derdi yok.
Cami cemaat, abdest namaz derdi zaten yok.
Öyle ki Beka, gelecek tasası yok.
Neyi var HOCA'm o zaman diyen MÂHİR e dedim ki;
MÂHİR im bizde elin yalancısıyız.
Üç dört pasaportları var derler.
Hani gün olur lazım olur diye.
Öyle dört pasaport veriyorlar mı HOCA'm dedi MÂHİR.
Vermezler aslında.
Fakat bunlar beyaz Türk olunca.
Anladım HOCA'm derken gülüyordu.
-MÂHİR im askerlik ne zaman?
-Çağırmıyorlar ki HOCA'm.
-MÂHİR im sen Bodrum'u, Marmaris'i gördün mü?
-Yok hocam.
-Ben de görmedim.
MÂHİR im bu beyaz Türkler balığın bile her tarafını yemezlermiş.
-Hocam boş ver onları biz işimize bakalım.
MÂHİR in işimiz dediği güvercinleri.
MÂHİR sordu bu sefer.
-Hocam bu ak Türklerden bizim Garamanda var mı?
-Ak değil MÂHİR im beyaz Türk.
- Her neyse burada var mı onlardan?
-Yok, MÂHİR im onlar öyle tozun toprağın içinde yaşamazmış.
Genellikle deniz kenarında, yeşillik yerlerde yaşarlarmış diye duyarız.
Hani haberlerin en başında olur ya.
Sıvasız, penceresi naylon tutulu.
Büyük bayrak asılı, varoş evleri.
İşte oralar hep ağzına kadar MÂHİR dolu.
Mekânı cennet olsun dediklerimizden.
Zeytine hasret sofraların çocukları onlar.
"Vatan sana canım Feda" diye bağıran gençler.
Tek kaygıları; o boş arsaya bir inşaat başlarsa kulübeyi nereye taşıyacakları kaygısı.
Gel yüreğimin tam orta yerine koy bayraklı kulübeni MÂHİR im.
Ebediyen yüreğimde dalgalansın koçum benim.
Hem siz sağ olun, hem vatan sağ olsun MÂHİR im.
Sizsiz olmuyor bitanem.
Kalın sağlıcakla.