Bugün, başka bir gündü benim için.
Çünkü tam bir yılım sözkonusuydu.
Sınavım vardı.
Arapçadan muafiyet sınavı.
Yaklaşık üç aydır çalışıyordum.
Saat 10.00 daki sınava dokuz gibi gittim.
Biz'im nesil biraz böyleyizdir.
İşi şansa, İnşallah'a, maşallah'a bırakamayız.
Eşeği sağlam kazığa bağla sonra, tevekkül et.
Başka yolu yok bunun.
İmtihan bu, hiç belli olmaz.
Oynanmadık her maç, üç ihtimallidir.
Bina dahil her şeyin acemisiyim.
Bu sınava genellikle üç dört kişi girer demişlerdi.
Etrafta yüz elliye (150) yakın genç vardı.
Şöyle kenardan bir yere oturdum.
Hani yaban koyun,uz yatar derler ya işte öyle.
Öğrencilerin arasında orta yaşlarda bir beyefendi geziniyor.
Belli'ki benim gibi biraz geç de olsa heveslenmiş diyordum ki;
Bana doğru gelmeye başladı arkadaş.
Bir metre kala, bir yaşlı öğrenci geliyor demişlerdi sizmisiniz yok'sa dediler.
Ben hâlâ uyanmadım.
Nede olsa köyden kalma bir saflık var.
Oturduğum yerden elimi uzatıp ben'im herhalde dedim.
Beyefendi kendini tanıttı.
"Ben de buranın dekanıyım."
Yalnızca sözün değil, herşeyin bittiği yer.
Daha doğrusu ben'im bittiğim yer.
Gençliğim dahil, en hızlı ayağa kalkışımı yaptım.
Lutfettiler yanyana oturduk.
Fakat ben'deki mahcubiyet dilime döküldü.
Kâh hocam dedim, kâh müdürüm dedim.
Çünkü bu yaşıma kadar ilk kez bir dekanla yanyanayım.
Dekan bey bizlere başarı dileyip ayrıldılar.
Olduğum yere yığıldım kaldım.
Orada söz verdim kendime.
Bundan sonra bu avluda 25 yaşın üzerindeki herkes'e ayağa kalkacağım.
Kelimenin tam anlamıyla "dakika bir faul bir" ben'de.
Sınava dönelim.
Ben'den başka herkes, eskiden oralı gibi.
Saat ona çeyrek var.
Yoğun bir grup bir yöne gidiyor.
Ben de peşlerinden ya Allah.
Tam sınıfımı soracaktım ki;
Bir hanım kız bana sordu.
-Amca sınıfları nasıl buluyoruz?
-Birine soracağız kızım dedim.
Sorduk ki istediğimiz sınıfa giriyormuşuz.
2003 yılında Almanya'dayım.
Caminin önündeki ana cadde kenarına yeni çıktım.
Hemen önüme bir tır durdu.
Camdan başını çıkaran şoför arkadaş, bana adres soruyor belli.
Türkiye'den kalan ingilizce bilgimiz içinde "yabancıyım" yok.
Sanki başka bir şey varmış gibi.
Türkçe devam ettim.
Valla birader kusura kalma.
Koskoca Almanya'da,
adres soracak ben'i bulan ilk şanslı sensin galiba.
Bu hanım kızda ben'i yaşlı görünce,
bilse bilse bu bilir sandı herhalde.
Sınav başladı.
Sorular fazla kolay gibi.
Fakat önümdeki cevap kağıdı ve soru kitapçığındaki yazılar öyle küçük ki.
Aslında bana öyle geliyor.
Onlar küçük değil, ben'im gözlüğüm eski.
Hocam lafı geveleme sadede gel diyenler var biliyorum.
Altmış puanın yeterli olduğu sınavdan 74 alarak hazırlık sınıfını geçmiş bulunuyorum.
Bir kişi 82 almış.
Otuza yakın başarılı arkadaş var herhalde.
Yanlış yaptığım soruları merak etmiyor değilim.
Dünya imtihan dünyası dostlar.
Allah'ım ötede ki imtihanı ehven olan kullarından eylesin cümlemizi.
Tabii'ki onun ehven geçmesi buradaki hayatın parlaklığı ile mümkün.
Artık adresimiz belli.
İhtiyar bir'i varmış diyene herkes gösterir diye düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla.