YAHUDİ VE HIRİSTİYANARIN DOST EDİNİLMESİ
Mahmut TOPTAŞ
Bir Yahudi veya Hristiyan’la, arkadaş olursunuz, komşu olursunuz, arkadaşlık ve komşuluk haklarını gözetirsiniz, birlikte seyahate çıkarsınız, piknik yaparsınız.
“Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyiniz” diye terceme edilen ayetin tam metni:
“Ey iman eden¬ler, Yahudi ve Hıristi¬yanları (idareci) dost edinme¬yin. Onlar bir¬birlerinin dostudur (idarecisidir.) Sizden kim onları (idareci) dost edi¬nirse muhakkak o, onlardandır. Allah za¬lim toplum¬lara yol göstermez.” (Maide süresi ayet 5/51)
Benim tercememde parantez arasında “idareci” kelimesi vardır.
Ayetteki “Dost” kelimesinin karşılığı “Evliya” kelimesidir. “Evliya” kelimesi “Veli” kelimesinin çoğuludur.
Türkçede “Veli” kelimesini kullanırız.
Ergenlik çağına gelmemiş çocuğun okulda velisi olur. Yani çocuğun kanuni sorumlusu ve ihtiyaçlarının karşılayıcısı odur.
Vakfın “Mütevellisi” kelimesi de “Veli” kelimesinden türetilmiştir. Mütevelli, Vakıf malını vakfedenin koyduğu şartlar doğrultusunda yönetir.
Şehrin yöneticisi olan “Vali” de “Veli” kelimesinden türetilmiştir.
Vali, yönettiği şehrin insanlarının, hayvanlarının, ağaçlarının velayetini üzerine alan, onların güvenliğini, korunmasını, bakımını, sağlığını, eğitimini, gıdasını, yollarını, sularını… kanuni kurallara göre yöneten insandır.
“Amerika, Irak’ı istila etmiştir” cümlesindeki “İstila” kelimesi de “Veli” kelimesinden türetilmiştir. İşğal eden devlete de “Müstevli” denir. Başka bir ülkenin yönetimine el koyduğu için “İstila” denmiştir.
Bütün bu açıklamalardan sonra, ayeti yeniden okursak Müslüman bir milletin başına Müslüman olmayan birinin yönetici olamayacağı anlaşılır.
Yoksa bizim “Dost” kelimesinden anladığımız gibi anlarsak o zaman ayeti yanlış anlamış oluruz.
Müslümanların safında Uhud harbine katılan Kaynuka Yahudi hahamlarından Muhayrık için sevgili peygamberimiz: “Yahudilerin en hayırlısı Muhayrıktır” demiş. Muhayrık, ölürken mallarının velayetini sevgili peygamberimize bırakmış. (Bak İbni Sa’d, Tabakatı Kübra 1/502)
Sevgili peygamberimiz de Muhayrık’ın mallarını vakıf yapmış. (Bak: Hassaf, Ahkam-ül Evkaf sayfa 1)
Sevgili peygamberimiz, Medine’deki (Ebu Şahm) isimli Yahudi’nin birinden borçla gıda maddesi almış ve zırhını rehin bırakmıştır. (Buhari, K. Cihad, bab 88, Hadis 2759, K. Rehn, bab 2, Hadis 2374)
Irak’ı Amerika istila ettiğinde Iraklı bir delikanlı, Saddam’ın heykelini yıkarken bütün dünya televizyonlardan seyretti.
Iraklı askerler daha sonra o delikanlının ailesini de bombaladı.
“Stratejik ortağım” diyoruz, başımıza çuval geçiriyor.
“Müttefikimiz” diyoruz, teröristlere her türlü silahı veriyor ve terörist elbisesi giymiş askerleriyle onları bize karşı eğitiyor.
“Üst aklımız” diyoruz, parasını koynumuzda saklıyoruz, bizi parasıyla boğmaya çalışıyor.
2007 yılında Zeynep Sultan cami imamı bu ayeti cami önündeki tahtaya yazmıştı da çok satan bir gazete tam bir hafta imamla uğraşmıştı.
İmam rahatlamak için yanıma gidip geliyordu.
Ben de kendisine “Diyanet senin hakkında olumsuz beyanlarda bulunsa bile seni korur” dedim ve dediğim çıktı, korudu.
Bu ayete karşı çıkanların kim olduğunu hemen o ayetin ardındaki ayet açıklıyordu:
“Kalplerinde hastalık bulu¬nanların "Bize bir belâ gelmesin¬den korka¬rız" di-yerek onların (Yahudi ve Hıristiyanların) ara¬sında ko-şuşturduklarını görür¬sün. Umulur ki Allah bir fetih veya kendi katın¬dan bir emir ge¬tirir de içlerinde gizledikle¬rine pişman olurlar.”
“Dost edinmeyiniz” emri yalnız Yahudi ve Hıristiyanlar ait değildir.
Kafir olan baba ve kardeşlerimiz bile olsa ve onlar, dinime düşman güçlerle işbirliği yapsalar, onların da istilasına karşı olmamızı emreder.
Tevbe süresinin 23 üncü ayetinde Rabbimiz:
“Ey iman edenler, eğer babalarınız ve kar¬deşleriniz imana karşı küfrü sever-lerse onları dost edinmeyiniz. Sizden kim onlar¬dan dost edinirse, onlar zalimlerin ta kendileridir.” Buyurmuş.
Müslüman olmayan kişi babamız veya kardeşimiz bile olsa onu yönetici yapmayız, ama onlara olan sevgi ve saygımızı koruruz. Çünkü Rabbimiz, anne ve babalarımız puta tapan bile olsalar onlara iyilik yapmamızı ancak İslam’dan dönüp putperest olmamızı isteyen emirlerini tutmamamızı ister:
“Biz insana, anne ve babasına iyilik yapmasını tavsiye (emr) ettik. Eğer an¬nen, ba¬ban bilgisizce, bana ortak koşman için çalışırlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz Bana¬dır. Yaptık-larınızı Ben size haber vereceğim.” (Ankebut süresi ayet 8)
Yazarlarımız, ayetin bu anlama geldiğini bilselerdi itiraz etmezlerdi.
Yazarlarımızın Hıristiyan Bush veya Yahudi Perez’in ülkeyi “istila” edip çocuklarını öldürüp, kendilerinin Guantanamo hapishanesine gönderilmesini, ülkenin etrafını duvarlarla çevirmesini, vatanperver insanların teröristler listesine alınmasını istemezler ve bu konuda beni de geride bırakarak yapılması gerekeni yapacaklarına inanırım.