Bir arkadaşım anlatmıştı, “Amcam, babamı ziyarete geldi. Yemek zamanı olduğu için hoş-beşten sonra sofraya oturduk. Birkaç lokma yedikten sonra hışımla ayağa kalktı, kapıya yöneldi.
Babam, “Nereye” diye sorduğunda, amcam, “Filan köyde beni bir köpek ısırmıştı ve beni hastaneye kaldırmışlardı. Onu taşlamaya gideceğim” dedi.
Babam ayağa kalktı ve onu zor ikna edip sofraya geri oturttu.
Olmaz öyle şey demeyin. Buna benzer bir şeyi, şu anda Siyonistler, Filistin’de yapıyorlar.
Muharref Tevrat’ta, tarih boyunca kendilerine yapılanları, öldürme, talan etme, sürgün, işkence, hapis… gibi olayları, Buhtunnasr, Calut (Golyat) Hitler gibi insanları her hatırlayışta, eline silahı aldığıyla en yakın Müslüman’ı öldürerek içinde taşıdığı insanlık düşmanlığı zehrini akıtarak kendilerini rahatlattıklarını zannediyorlar.
Bu Siyonistlik, nasıl bir zehir küpünün içinde beslenip büyütülüyorlarsa, 1900 yıldır Hıristiyan kültüründen dünyaya yayılan, Yahudilerin Pesah bayramında, Hıristiyan bir çocuğu canlı canlı, iğneli fıçının içine koyup, fıçıyı yuvarlayarak çocuğun kanını alıp hamurlarına su yerine kan karıştırıp ekmek yapıp bayramda yeme merasimini, Hıristiyan kaynakları doğruladığı, Yahudi kaynaklarının yalanladığı halde, biz, Müslümanlar, İslam kültürünün kaynakları Kur’an-ı Kerim, hadis-i şerif, İslam tarihi kitapları onaylamadığından, olmuş gibi yazmak ve söylemek bize yakışmaz.
Ancak, ama, lakin 7 Ekim 2023’ten beri yedi aydır süren Gazze işgalinde öldürülen 35 bin Müslüman’ın 15 bine yakını Müslüman çocuğu.
Gazze, iğneli fıçının ötesine geçti.
İğne yerine Hıristiyan Amerika ve Hıristiyan Avrupa Birliğinde yapılan füzeler, güdümlü bombalar, roketler, makineli otomatik tüfekler, el bombalarını iğne gibi kullanıp tanklara, uçaklara, savaş gemilerine yerleştirmişler ve kuzeyden güneye, doğudan batıya çalkalayıp duruyorlar.
Bir milyarlık Hıristiyan ve Yahudi ordusuna karşı iki buçuk milyon kahraman.
Bu 35 bin rakamın içinde, on binlerce harap haldeki apartmanların altında olduğu halde cesedine ulaşılamayanlar yoktur.
Elli bin civarında olduğu tahmin edilirse, yirmi bine yakın çocuğun kanıyla siz, nasıl dünya üzerinde gezebileceksiniz?
2023-2024 yıllarında gerçekleşen bu çocuk kanı olayı, bütün dünya basını, yayını, dijital yayınlarında, üniversitelerdeki öğrenci ve öğretmen protestoları bütün dünyanın devlet arşivlerine, bakanlıklarının, üniversitelerinin, basın-yayın kuruluşlarının arşivine girdi, girmeye devam ediyor.
Daha şimdiden cinayet ve hıyanetleriniz şiirleşti, şarkılaştı, marşlaştı, romanlaştı, hikâyeleşti, deyimler, atasözleri dolaşmaya başladı.
Yahu siz, gelecek nesillerinizin beş bin yıl sonrasını da kirletme görevlisi misiniz.
“Elli bine yakın Müslüman’ı öldüren yetkilinin biri dün, HAMAS’ın önemli elemanlarından birkaçını öldürdüğünü söyledi.
Elli binin içinden bir tane cesedi basına göstererek “İşte HAMAS’tan birinin cesedi” diyemediniz.
Deseniz ne olur?
İzzeddin Kassam Tugayı’nda beş bin asker olsa, hepsini şehit etseniz geriye kalan iki buçuk milyon Müslüman’la nasıl başa çıkacaksınız?
Hem de bunların hepsinin ailesinden birkaçını şehit ettiniz ve savaşın içinde büyüdüler, büyüyecekler.
Gözlerinin önünde, Alman tanklarından çıkan iğne gibi kurşunlarla, Amerikan füzelerinden dağılan parçaların, İsrail’in güdümlü mermileri, babasının beyninde çarpışıp patlayınca, ölümü kanıksadılar, korkuyu korkuttular ve sonunda korkuyu öldürdüler.
Liderlerin şehit olmasıyla değişen bir şey olmaz.
Aslanlar ordusunun başında yürüyen aslan ölürse, herhangi bir aslan onun yerini alıverir.
Sevgili Peygamberimiz’in vefat haberi duyulunca hazreti Ömer, “Muhammed öldü” diyeni öldürürüm” der.
Ama Hazreti Ebubekir kontrolü ele alır ve Allaha hamdü senalar ettikten sonra:
“Kim Muhammed’e (sallallahü aleyhi ve selleme) ibadet/kulluk ediyorsa, bilsin ki Muhammed ölmüştür.
Kim Allah’a ibadet/kulluk ediyorsa, iyi bilsin ki Allah Hayy/diridir ve ölmez” dedikten sonra,
“Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.” (Zümer süresi, ayet 39/30) ve,
“Muhammed, rasül/elçiden başka bir şey değildir. Ondan önce de rasüller gelip geçmiştir. Eğer O ölür veya öldürülürse, ökçelerinizin üzerinde geri mi döneceksiniz? Kim iki ökçesi üzerinde geri dönerse, Allah'a hiçbir şeyle zarar veremez. Allah şükredenlerin mükâfatını verecektir.” (Al-i İmran süresi ayet 3/144) ayetlerini okur ve sükûneti sağlar. (Buhari, Sahih, K. Fezailü’s-Sahabe, bab 5)