“Cihar-ı Yâr-ı Güzin” dediğimizde hemen o meşhur “Dört seçkin dostu” hatırlarız.
Bunlar, Sevgili Peygamberimize ilk iman eden ve vefat edinceye kadar yanından hiç ayrılmayan Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali’dir. (Allah hepsinden razı olsun.)
Bunlardan üçü Hazreti Ömer, Osman ve Ali şehit edilmişler.
Hazreti Ali’yi şehit edenin da Müslüman olduğunu biliyoruz.
İslam adına Hazreti Ali’ye başkaldıranlar hakkında:
“Bunlar müşrikler mi?” diye Hazreti Ali’ye sorulduğunda, “Hayır, bunlar, şirkten İslam’a firar ettiler” demiş.
“Peki, bunlar, münafık mı?” diye sorulduğunda yine, “Hayır Münafıklar Allah’ı az zikrederler” diye cevap vermiş.
“Peki, bunlar kim” dediklerinde, “Hüm İhvanüna, Beğav Aleyna/Onlar, bize başkaldıran kardeşlerimizdir” buyurmuş.
Dikkat ediniz, Hazreti Ali, kendisini öldürmek için kılıç çekenler hakkında bu sözü söylüyor.
Durun, okumayı bırakınız ve beş dakika düşününüz ve (Buradaki “Hüm İhvanüna, Beğav Aleyna/Onlar, bize başkaldıran kardeşlerimizdir” cümlesini Arapçasıyla beraber ezberleyiniz. Buna da “Mevkuf Hadis” denir.) (Beyhaki, Süneni Kübra, K. Ktali ehlil bağyi Hadis no 17158, Musannefi İbni Ebi Şeybe 7/535)
Köy ve şehirlerimizde kan davası güdenler, köpek davasını sürdürenler, “benim tavuğa kış dedin” diyenler ve bu uğurda kan dökmeyi kendine bir hak olarak görenler, örneğimiz ve önderimiz sevgili peygamberimizden sonra, İslam yolunun en seçkin örnekleri olan bu dört dostun bu konularda ne yaptıklarına bakmamız ve ona göre hareket etmemiz gerekir.
Fitne ateşi her yanı sardığında kin ve nefret dumanından göz gözü görmez olduğunda “Ateş böcekleri, hırs kurtları” meydana çıkar ve bulanık havada Müslüman kanı akıtmaya başlar.
Cemel Vakasında Cennetlik olduğu dünyada iken müjdelenenler kılıçlarıyla karşı karşıya gelmişler.
Hazreti Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam, Cemel savaşında Hazreti Ali’ye karşı savaşırken şehit olmuşlar. (Allah hepsinden razı olsun)
Hazreti Ali, bir gün, Talha’nın oğluyla konuşurken: “Allah’tan dileğim, öbür dünyada babanla beraber, cennette karşılıklı sohbetler ederiz” demiş ve şu ayeti okumuş:
“Muhakkak muttakiler, cennetlerde ve pınarlardadırlar.
Oraya güvenle selâmetle girin.
Göğüslerindeki kini çıkarıp attık ve kardeşler olarak karşılıklı koltuklar üzerindedirler.” (Hıcr süresi ayet 15/45-47)
Cennetle müjdelenenlerden Hazreti Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam, harbin başlamaması için gereken her şeyi yaparlarken her ikisi de harp ateşini körükleyen eller tarafından şehit edilmişler.
Hazreti Talha: “Düne kadar bizim dışımızdakilere karşı tek el gibi iken bu gün birbirine saldıran demirden iki dağ haline geldik” demiş.
O günlerde Basra valisi olan Ka’b bin Sur el ezdi, bu fitne ateşinden korunmak için evinin kapı ve pencerelerini kapatmış, dışardan çamurla da sıvatmış yanız ihtiyacını karşılayacak bir delik bırakmış.
Bunu duyan Hazreti Aişe anamız, o delikten kedisiyle konuşmuş ve kendisine anası olduğunu ve kendisine katılmasını istemiş.
Ka’b da, “Biz, Peygamberimize uymakla emr olunduk. Sen, benim dünya ahiret anamsın ama sana uymakla emr olunmadık” demiş, evinden çıkmış, iki ordunun arasında Kur’an ayetlerini okumaya başlamış.
Puslu havaları seven kurtlardan biri, bir ok atarak onu da şehit etmiş.
Ka’b bin Sur el-Ezdi, bize kime uyacağımızı öğretiyor.
İstanbul’un, Kadisiye’nin, Endülüs’ün, Şam’ın, Mısır’ın fethinde Cemel, Sıffin, Nehrevan savaşlarında birbirlerine kılıç çekenler, İstanbul’un fethi için Eba Eyyup el Ensariyle beraber Konstantıniyyeye kadar gelmişler ve savaşmışlar.
Kadisiyye’de Pers İmparatorluğu’nun saltanatına son vermişler.
Babamızın, anamızın, kralın, şahın, padişahın, hocalarımızın, kabile reislerimizin, aile reisinin, köy ağasının, parti liderinin, dernek başkanının, vakıf yönetiminin emir veya yasakları, Allah’ın kitabına, Raslünün sünnetine uygunsa, biz ona uyarız.
Yoksa babamız bile olsa o eğri emir veya yasağı reddederiz.
Gönlünde zerre kadar imanı olan kişi canımıza kıysa bile ona karşı kâfir muamelesi yapmayız.
Yasin süresinin 20-27 inci ayetlerinde kâfirlerin başkentinde bir Müslüman’ı linç ederek öldürdüklerini ve şehit olan o yiğidin can çekişirken cenneti ve ikramları gördüğünde Ona, "Gir cennete" denildi. O da; "Keşke kavmim Rabbimin beni afvettiğini ve beni cennette ikram olunanlardan kıldığını bilseydi" dedi.
Can çekişirken bile katillerinin Müslüman olmasını isteyenler başarılı olurlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: