“Benim ezberimde deme” ve tefsirinden oku.
“Medyen'e (halkına) de kardeşleri Şuayb'ı (peygamber olarak) gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk yapın. Sizin için ondan başka ilah (Yaratan, yaşatan, yöneten ve donatan..) yoktur. Size Rabbinizden bir belge geldi. Ölçü ve tartıyı tam yapınız. İnsanlara eşyasını eksik etmeyin. Düzelttikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer iman ediyorsanız, bunlar sizin için daha hayırlıdır.
Allah'a iman edeni korkutarak, Allah yolundan alıkoyarak yolun eğilmesini isteyerek bütün yollara oturmayın. Hatırlayın, bir zamanlar az idiniz de sizi çoğalttı. Bakın bozguncuların sonu nasıl oldu.
İçinizde bir grup, benim kendisiyle gönderildiğim şeye iman ediyor, bir kısmı da iman etmiyor. O halde Allah aramızda hükmedinceye kadar sabredin. O hükmedenlerin en hayırlısıdır."
Kavminin ileri gelen müstekbirleri "Ey Şuayb, seni ve seninle beraber iman edenleri yurdumuzdan çıkaracağız veya siz, bizim dinimize döneceksiniz" dediler. (Şuayb): "İstemesek de mi?" dedi.
Allah bizi, dininizden kurtardıktan sonra eğer geriye sizin dininize dönersek Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz. "Rabbimizin dilemesi dışında bizim, sizin dininize dönmemiz bize yakışmaz. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz, Allah'a güvendik. Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasını hak ile aç. Sen açanların en hayırlısısın.
Kavminin ileri gelen İnkârcıları: "Eğer Şuayb'a uyarsanız şüphesiz siz zararda olursunuz" dediler.
Bunun üzerine onları bir sarsıntı alıverdi de yurtlarında diz üstü çöküverdiler.
Şuayb'ı yalanlayanlar, sanki o yurtta hiç faydalanmamışlar gibi oldular. Zarar görenler, Şuayb'ı yalanlayanlar oldu.
(Şuayb) onlardan yüz çevirdi ve: "Ey kavmim, şüphesiz ben size Rabbimizin mesajlarını tebliğ ettim. Size nasihat ettim. Şimdi ben, kâfir kavme nasıl üzülürüm" dedi.
Biz, peygamber gönderdiğimiz her ülke halkını, Allah'a boyun eğsinler diye şiddet ve sıkıntıyla yakalamışızdır.
Sonra kötülüğün yerini iyilikle değiştirdik. Öyle ki, onlar çoğaldılar ve: "Atalarımıza sıkıntı da, saadet de dokunmuştu" dediler. Biz de ansızın, onlar farkında olmadan, onları yakalayıverdik.
Eğer o şehir halkı, iman edip, sakınmış olsaydı onlar üzerine gök ve yerin bereketlerini açardık. Ancak yalanladılar. Biz de onların kazandıkları (kötülükler) sebebiyle yakalayıverdik.
O ülkeler halkı azabımızın gece vakti, onlar uyurken gelivermeyeceğinden eminler mi?
Yahut o şehir halkı, azabımızın kuşluk vakti, onlar oynaşırken, gelivermeyeceğinden eminler mi?
Allah'ın mekrinden/tuzağından emin mi oldular? Allah'ın mekrinden, ancak hüsranda olanlar emin olurlar.” (A’raf süresi ayet 7/85-99)
Kapitalistler, dünya genelinde sömürerek semirmelerine ve rahat bir şekilde geviş getirmelerine karşı duran, engel olan, dinini ve ekmeğini kaptırmamaya çalışan dünyada Müslüman mücahitlerden başka kimse kalmadı.
Yüz yıldır Müslüman mücahitleri öldürmekle bitiremedikleri gibi artırdıklarını da anladılar ve bu sefer taktik değiştirerek sistemlerini değiştirmeyi denemeye başladılar bu günlerde.
Sistem değiştirme masasına oturtabilmek için önce havadan füze boşaltmaya başladılar ve politikacıları da iyi adam rolünde “Biz, bu savaşı durdururuz ama siz de sistem olarak bizim dinimizi/kurallarımızı kabul edeceksiniz.” diyorlar
Devamı yarın
Yorumlar
Kalan Karakter: