Dünkü yazımda bu ayetin yalnız mealini vermiştim:
“Allah'a iman edeni korkutarak, Allah yolundan alıkoyarak (İslam) yolunun eğrilmesini isteyerek bütün yollara oturmayın. Hatırlayın, bir zamanlar az idiniz de sizi çoğalttı. Bakın bozguncuların sonu nasıl oldu.” (A’raf süresi ayet 7/86)
Şuayb (A.S.) zamanındaki kâfirler gibi, günümüz kâfirleri de eğitim kurumlarının başına oturarak, kendi kurduğu üniversiteleri yine kendi kurumu tarafından dünya birincisi ilan edilerek, yetiştirdiğiniz şarkiyatçı/oryantalistlerle İslam inancını kötüleyerek, kâfirliğin pisliğini süsleyip pisleyerek güzel göstererek, insanların imana giden yolunu kesmeye çalışıyorlar.
Basın yayın organlarının başına oturarak bu imansızlık propagandasını yapanlar da, Şuayb’a (A.S.) iman etmeyen kâfirlerin yolunu izlemektedirler.
Bir kısım kâfirler, Müslüman’ı yolundan çeviremeyince, kuzu postuna bürünmüş kurdun, sürünün arasına girerek onların önüne geçip kurtlar sofrasına doğru sürüyü götürdüğü gibi Müslüman kılığına girmiş, yerli ve yabancı müsteşrikler eliyle İslâm’ı çağa uydurma adı altında eğmeye çalışıyorlar.
Onlara baş eğenleri mükâfatlandırıyorlar ve diğer gem almaz, baş eğmez Müslümanlara göstererek,
“Bakınız, bizim sistemimizi kabul edenler, hem namazlarını sizden fazla kılıyorlar, hem haclarına gidiyorlar, zikir tespihlerini de biz yapıverdik. Tetik çeken parmağıyla şimdi tespih çekiyor, parmağında takılı “Zikirmatik” le sayısını da biliyor, zikrini de yapıyor.
Hatta üstüne üstlük Şuayb aleyhisselama dedikleri gibi bize de gaz vermeye çalışıyorlar ve:
“Dediler ki: “Ey Şuayb, senin namazın mı sana, babalarımızın tapındığını terk etmeyi, mallarımızda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi, emrediyor? Sen yumuşak huylu, akıllı bir kimsesin” diyorlar. (Hud süresi ayet 11/87)
Bizi, alenen, resmen, silah zoruyla Allah celle celalühün ahkâmını terk etmemizi ve onların dinine dönmemizi istiyorlar.
Bu gerçekleşirse, dünyanın yönetimini ele alacaklarına, semirmek için sömürürken daha fazla talan etmeye devam edeceklerine inanıyorlar.
Rabbimiz, bu durumu şöyle bildirir:
“Yahudi veya Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız” dediler. De ki: "Hayır, biz, tek Allah'a inanan ve müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine tabi oluruz.”
"Biz, Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile nebilere Rablerinden verilene iman ettik. Onlar arasında ayırım yapmayız. Ve biz O’na teslim olmuşuz" deyin. (Bakara süresi ayet 2/135-136)
“Hocam, bizim şikâyetimiz yok. Karnımız doyuyor, namazımızı kılıyoruz. Çok şükür, İmam Hatiplerimiz, İlahiyat Fakültelerimiz, Kur’an kurslarımız, medreselerimiz gürül gürül okutuyor” dersen, ben de sana “Hayattan neden şikâyet edersin? Derim.
Fuhşun artması, faizin, fakirden semirgenlere para aktarma istasyonu gibi kullanılması, taciz ve tecavüzlerin, uyuşturucu içkilerin, zinanın çoğalması, o memnun olduğun sistemi kuranların kanunlarının uygulanmasındandır.
Allah celle celalühün hükmünü geçersiz kıldılar ve kendilerinin kurallarını bize yutturmak için gönlümüzü alacak gönülleri ve dilleri olmadığından, kalplerimizi füzelerle parçalayarak bizi öldürmeye ve çocuklarımızı gâvur yapmaya karar verdiler.
Sevgili Peygamberimizi dinle:
“Yakında insanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, İslam’ın yalnız ismi kalacak. Kur’an’ın yalnız resmi (yazısı) kalacak. Mescitler süslü olacak, hidayet harap olacak. Âlimler, gökyüzü altındakilerin en şerlisi olacaklar ve fitne onlardan çıktığı gibi yine onlara dönecek.” (Beyhaki, Şuabü’l-İman, 17 Şu’be Hadis no:1763)
Sahabeden Ziyad bin Velid anlatıyor: “Nebi sallalahü aleyhi ve sellem bir şeyler anlattıktan sonra, “İşte bunlar, ilmin gittiği/kaybolduğu zamanda olacak” dedi.
Dedim ki: “Ya Rasülellah ilim nasıl gider, biz Kur’anı okuyoruz, çocuklarımıza da okutuyoruz, çocuklarımız da çocuklarına kıyamete kadar okutacaklar?
“Annesi ağlayasıca Ziyad, ben seni Medine’nin en fakihi görüyordum. Şu Yahudi ve Hıristiyanlar, Tevrat’ı ve İncil’i okuyorlar ama o ikisinden hiçbir şey bilmiyorlar” dedi.” (İbni Mace, Sünen, K. Fiten, bab 26 Zehabü’l-ilm)
Her şeye rağmen zafer Müslümanlarındır.
Rabbimiz haber veriyor:
“Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. Kâfirler hoşlanmasalar da, Allah nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor.” (Tevbe süresi ayet 9/32)
“O, hidayet ve hak din ile bütün dinlere üstün gelmesi için Resulünü gönderendir. Müşrikler hoşlanmasalar da.” (Tevbe süresi ayet 9/32, Saf süresi 61/8).
Yorumlar
Kalan Karakter: