İki hafta önce, son hazırlıklarını yaptığım "Türk Dili ve Karaman" kitabıma koyacağım bir kaç belgenin aslını tarattırıp almak için Valilik yazı işlerine gittim. Bu belgeler önceki yıllarda görev yapmış iki valimiz zamanında yayımlanan "Türk Dili Fermanı" ile ilgili üç ayrı genelge idi. Yazı işlerindeki görevli gereğini yapacağını belirtti ve bulunca beni arayacağını söyledi. Gerçekten de kısa süre sonra arayıp “hocam belgeleri buldum, yalnız bilgi edinme yasası gereği bir dilekçe vermeniz gerekli, ne zaman gelebilirsiniz, hemen taratıp e- postanıza gönderelim” dedi. Bende hemen gittim, dilekçeyi verdim. İki genelge aslından yaratılıp adresine gönderildi. Fakat diğer belge o zaman Kültür Müdürlüğünden çıkmış, onu oradan almanız gerekli dedi.
Bunun üzerine Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne gittim. Görevli hanımefendiye talebimi ilettim. “Bulalım, ancak biraz zaman alabilir” deyince ben de “Türk Dil Bayramı ve Karaman Kitap Günlerine yetiştirmeye çalışıyorum, zamanla yarışıyoruz, Valilik hemen verdi, hızlandırırsanız memnun olurum” dedim. Elektronik adresimi not ettirip, bulunca taratıp oraya göndermelerini rica ettim. Bir gün sonra aradım, ‘burada bulamadık, diğer binadaki arşive bakacağız’ dediler. Ertesi günü onlar aradılar ‘hemen gönderiyoruz’ dediler.
İşte ne olduysa o arada oldu. Belge gelmeyince ben aradım, “acaba yanlış maile mi gönderdiniz” dedim. Bu defa ‘işlerimiz çok yoğun bulamadık, Pazartesi bakalım’ dediler. Sanırım Perşembe ya da cuma gündü, ben de haklı olarak sinirlendim ve vermezseniz vermeyin, bunun hesabını sonra soracağım, deyip telefonu kapattım. Belgenin fotokopisi bende zaten vardı, kitapta net çıksın diye editör arkadaş aslını tarattıralım dediği için müdürlüğe gitmiştim.
Ben artık elindekini göndermek ve kitabımı bir an evvel çıkarmaya yoğunlaşmışken ne oldu dersiniz? Bir kaç gün sonra araçla giderken cep telefonundan beni müdürlüğün sekreteri hanım arayıp şube müdürümüz falanca hanım (adı bende var) görüşmek istiyor dedi. Buyurun hanımefendi deyince, kısa bir hal hatır sormadan sonra, ‘talebiniz müdürlükçe/müdürümüzce uygun görülmedi’ demesin mi? Benzerini Valilik Makamının hiç sorun çıkarmadan verdiği bir belgeyi, ona bağlı bir müdürlük niçin vermek istemez? Belli ki bir kasıt var, tepemin tası attı. Ya sabır deyip müdürlerine iletmesi istediğim bir çift sözü de kendilerinden esirgemedim. Telefonda duyduğum son ses ‘ay adama bak!’ idi.
Yayımlanacak kitabımın adı, ‘Türk Dili ve Karaman.’ İçerisinde 30 yıllık birikim ve tecrübemin sonucu olan, Türk Dili, Karamanoğlu Mehmet Bey, Karaman, Yunus Emre, Türk Dil Bayramı ve Bekir Sıtkı Erdoğan'la ilgili yazılar var. Türk dili ve Karaman'ı ilgilendiren önemli olduğuna inandığım belgeler var.
Peki, Kültür ve Turizm Müdürlüğü böyle bir kitap hazırladı mı? Hayır. Hazırlıyor mu? Sanmıyorum. Karaman turizmiyle ilgili dişe dokunur bir yayını ya da programı olmuş mu? Hiç duymadım, görmedim. Ancak yayımlanacak kitaba engel olma gayreti var.
Peki, Karamanlı şair ve yazarların kendi imkânlarıyla hazırladıkları Yunus Emre ile ilgili, B. Sıtkı Erdoğan ile ilgili, şiir ve kitapla ilgili programlarına katılıyor mu? Hayır. Destek veriyor mu? Hayır.
Yaklaşık bir yıl önce, bugünkü müdürün koltuğunda oturan,- varlığı ile yokluğu belli olmayan- müdüre hitaben; ‘Kültür Müdürlüğü ne iş yapar?’ biçiminde bir paylaşım yapmıştım. Çıt çıkmamıştı. Görmezden gelmekle hiç bir şey yok olmuyor.
Bugünde aynı soruyu soruyorum, cevap gelmeyeceğini bildiğim için ben veriyorum. Rutin yazışmalar dışında bir şey yapmaz. Yapmak isteyenlere de engel olmaya çalışır. Olabilir mi? Hayır, olamaz.
Bilgi edinme yasası gereği bir dilekçe ile başvurup belgeyi niçin vermediklerini öğrenmeyi bilirim de değmez
Onlar kendilerinden talepte bulunan vatandaşların önce sosyal medya hesaplarına ve paylaşımlarına bakarak, ona göre davranmaya devam etsinler. O konuyu da ayrıca yazacağım.