Sabah kahvaltısı için balkondayız. Doğu tarafının manzarası güzel ve derinlikli. Yakın planda Meyil (Mikail) Dağı var. İlk o gözüme ilişiyor. Hava hafif puslu olmasına rağmen az daha sağ geride Boz Dağ, hemen arkasında Avdan'ın zirvesi görülüyor. Ondan da ilerde Boynuincelilerin meşhur yaylaları Yüğlük Dağı her zamanki yerinde boy veriyor. Bugün net görülmüyor ama sol ileride Bolkalar ( Orta Toroslar) ve- bir kaç yıl önce dibine kadar varıp seyrettiğim- Aydos var.
Aydos'un kuzey doğusunda Aladağlar, Demirkazık var. O gözümün önünde canlanıverdi.
Kuzey cepheye gelince tabii her gün gözümüzün önündeki bizim Karadağ var. Onun sağ gerisinde hava net olduğunda güzel görünen Karacadağ ve arka gerisindeki Hasan Dağı...
Sanırım daha fazla dayanamayıp bir gün atlayıp arabaya süreceğim dağlara doğru.
"Biz babadan böyle gördük" misali dağlara özlemim hiç bitmiyor. Rahmetli babacığım Âşık Ali de dağlara özlemi hiç eksilmeden göçüp gitmişti. Onun bir şiiriyle bitirelim.
Gönlüm çok istiyor şöyle bir yeri
Çıkıp yaylalara havalanmalı
Lâle, sümbül, mor menekşe karışıp
Yel vurup yaprağı buralanmalı.
Binbir çeşit otlar çiçeğin açıp
Yel vurup seherde kokusun saçıp
Andızdan, ardıçtan keklikler uçup
Öttükçe yüreğin parelenmeli.
Sağmal gelip, yoz yerinde özleşse
Deve gidip, köşek kalıp bozlaşsa
Poyraz vurup çam dalları sızlaşsa
Şerit gibi karlar sıralanmalı.
Ali, oturaydın pınar taşına
Yarpızlı özde karamığın içine
Bülbül konar üç burunun ucuna
Öttükçe yüreğin parelenmeli.
Yorumlar
Kalan Karakter: