Sevgili dostlar,
Toplum olarak günün % 90'dan fazlasını hakikaten zombi gibi yaşıyoruz. Zombi gibi yaşamak; bilinçli farkındalıkla yaşamamaktır. Yani hiçbir şeyin farkında değiliz, HİÇBİR İNSANİ VE AHLAKİ DEĞERLERİ REFERANS ALARAK YAŞAMIYORUZ. Hepimiz genelde doğamıza aykırı bir hayatın içerisinde çabalıyor, doğamızın tam zıttı yönünde yaşıyoruz. Niçin yaşadığımızın, hayatın anlamını aramak için düşünüp kafa yormadığımız/aklımızı işletmediğimiz için de; gün geçtikçe zombileşiyoruz.
Zombiliğin en belirgin özelliği fiziksel, zihinsel ve ruhsal saldırganlık içgüdüsünün dışa vurumu dur.
Her gün haberlerde, sosyal medyalarda izliyoruz; kocasının eşini nasıl dövdüğünü, öldürdüğünü, karısının kocasını nasıl bıçakladığını, sağlık çalışanlarının maruz kaldıkları şiddetleri, öğrencinin öğretmeni nasıl öldürdüğünü veya dövdüğünü, trafik magandalarının aymazlık, adilik ve saldırganlıklarını v.s. Böyle giderse zombiliğe bağlı şiddet olayları seri halde artacaktır ve de artıyor. Psikanalist Erich Fromm’un dediği gibi; şiddet öğretilebilir ve öğrenilebilir. Bu haliyle biz de zombiliği hem öğreniyoruz hem de öğretiyoruz.
Haberlerde ve sosyal medyada izlediğimiz zombik davranış ve olaylar zaman içinde bilinçaltımıza girdi olarak yerleşir bizden de zombik davranışlar şeklinde çıktı olarak tezahür eder. Zira insan etkileyen ve etkilenen bir varlıktır. İnsan insandan etkilenir. Kişi, kendisi ile beslendiği doğru bir inanç ahlaki değerler, sağlam bir amaç ve fikrî odaktan yoksunsa sürekli dışarıdan gelen girdilerin aynen çıktısını veren bir nevi robot hâline gelerek zombileşir. Günümüzde olduğu gibi!
Toplumumuzu ve kendimizi zombi olmaktan ve zombi gibi yaşamaktan korumanın ve kurtarmanın tek çıkar yolu aileden başlayarak insanımızı insani ve ahlakı değerlerle eğitip donatmaktır. Ahlaki değerlerin olmadığı toplumlar huzura, barışa ve mutluluğa hasret toplumlardır. Ahlaki değerler, hâkim olduğu toplumu diri tutmayı sağlarken, o topluma beden ve ruh kazandırmayı da sağlar. Ahlak, toplumsal huzuru ve barışı sağlayan en önemli değerler kümesidir.
Ahlaklı insanlar kimseye kötü şekilde bakmaz, kimsenin zararına işler yapmaz. İslam dini de ahlaklı olmayı övmüş ve herkesin ahlaklı olmasını emretmiştir. İslam da dürüstlük ve ahlaki değerlere uymak, ibadetten önce gelir. Ahlakı bozuk olup dürüst/doğru olmayanın hiçbir ritüeli ibadet kabul edilmediği gibi tam Müslüman da sayılmaz. Ama sıradan bir insanın bile dürüst ve ahlaklı yaşaması İslam üzere yaşadığı anlamına gelir ve kurtuluşa da ereceği bildirilir.
Psikanalist Erich Fromm’un dediği “şiddet öğretilebilir ve öğrenilebilir” deyişini bir başka türlü vurgularsak “iyilikte kötülükte, ahlakta ahlaksızlıkta bulaşıcıdır”
Niçin yaşadığımızın, hayatın anlamını aramak için düşünüp kafa yorduğumuzda /aklımızı işletdiğimizde her türlü sorunun üstesinden gelebiliriz şüphesiz.
Düşünmeyen, düşünemeyen herkesin kaybettiği kaybedeceği bir dünyaya gidiyoruz, Yapay Zekânın etkin olduğu bir dünyada. Bundan dolayı düşünmeyi ve sorun çözmeyi öğretmeliyiz insanımıza! DÜŞÜNMEYİ AKLETMEYİ FARZ KILAN/şart koyan/olmazsa olmaz diyen TEK KİTAP KUR’AN’DIR.
Hoşça, dostça, sevgiyle kalın! Tekrar buluşmak dileğiyle inşallah!