SAPI İÇİMİZDE
Mahmut TOPTAŞ
Avrupa Parlamentosunda İngiliz Milletvekili, bir münasebetle “Türkiye’de gökten kedi köpek yağıyor” dese, Türkiye’de kıyamet kopar.
Sen kim oluyorsun, senin dedelerin…. Diye başlarız.
Beş-altı yıl önce konferans için gittiğimde Avrupa Paramentosunda Milletvekili olan Türk asıllı biriyle görüşmüştüm.
Türkiye’yle ilgili iki şikayeti vardı:
1- Terörle ilgili bir olay meydana geldiğinde Avrupa’da doğmuş, büyümüş, üniversite bitirmiş, çok güzel giyinen ve çok güzel dil bilen terör uzantıları, o gün parlamentodaki milletvekillerine en taze bilgiyi terör bakış açısından sunuyorlar.
Türkiye hükümetinden tek bilgi gelmez.
Parlamentodaki yetkili, Türkiye Avrupa Birliğinden Sorumlu Bakana sorar cevap en acele bir ayda gelir. Dışişleri ise neden ona sorulduğu sorusunu Avrupa’ya sorar.
İki Bakanlık arasında kıskançlık yarışı var. Birbirlerinden bilgi gizlerlerken yurt dışında her şey aleyhe dönüşür.
2- Buraya gönderilen görevliler, yabancı dili Türkiye’de öğrenmiş insanlar. Avrupa Birliği Parlamentosunda yapılan konuşmaları lügata bakarak terceme ediyorlar.
Konuşanın kastı kötü değilse bile tercümanlar lügatta geçen kötü kelimeyle terceme ediyorlar.”
Hani meşhur bir örnek vardır: İngilizler, şiddetli yağmur yağdığını anlatmak için “Gökten kedi-köpek yağıyor” dermiş.
Bizim “bardaktan boşanırcasına yağıyor” dediğimiz gibi.
Türkçenin daha eski tekerlemesiyle “Sicim gibi yağıyor” denir.
En eski zamanlardan beri çocukların eğlenirlerken makamlı olarak koro halinde okudukları:
“Teknede hamur,
Bahçede çamur,
Ver Allah'ım ver,
Sicim gibi yağmur.” Duasında ekonominin grafiğini teknedeki hamur, ziraatın grafiğini bahçedeki çamurla anlarlardı.
Şimdilerde borsa grafikleri belirliyor.
Konumuza dönelim, “Türkiye’den gönderilen hiçbir insan Almanya’da doğup büyüyüp Avrupa Parlamentosunda görevlendirilen insan kadar başarılı olamaz.”
İngilizceyi sular seller gibi öğrenen biri “Türkiye’de “Gökten kedi-köpek yağıyor” derken neler uydurup rapor edeceğini düşünmeyin.
Arapçayı Türkiye’de öğrenen biri bir Arabı gezdirirken oynayan bir adamı göstermiş ve “Raks” ediyor diyememiş de “Göbek atıyor” demiş.
Arap da kendi göbeğini göstererek “İnsan göbeğini nasıl atar” deyince anlamış yanlış terceme ettiğini ve Yurakkıs” demiş.
Sapı Bizden Olan bu adamın uyarılarına kulak verelim.
Saplar, sapına kadar bizim adamlar olabilirler, onun için hakarette yönelmeyelim.
Belki havayı şöyle bir yokladılar, “Ermeni Soy Kırım” teklifinin geçeceğini anladılar ve daha büyük işlerde başarılı olabilmek, yeni fidanlar dikebilmek, tüm Müslümanları hayati işlerini halledebilmek için inanmadıkları halde siyaseten “Evet” demiş olabilirler.
Bu kadar iyimserlik fazla..
Tamam fazla, ama eğer senin dediğin gibi Türkiye aleyhine çalışıyorlarsa ki-kesin bilgimiz yok- yine de benim dediğim gibi yazsaydık da Avrupalılar, onların icabına baksaydı.