MUTLULUĞU UZAKLARDA ARAMAYIN
Mahmut TOPTAŞ
Mutluluk hava gibi görünmez ama içinizde, dışınızda, eşinizde, aşınızdadır.
Köyde yaşayanlar, günün stresini atmak için dağlara çıksınlar, su kaynaklarında ayaklarını suya daldırsınlar.
Şehirde olup her gün işine gidip gelmek zorunda olan işçi ve memurlar, dostluk denizine dalsınlar.
Dostlarını, yakınlarını, arkadaşlarını ziyaret etsinler ve günlük olayları konu dışında bıraksınlar.
Bazı fetva soranlardan anladığım kadarıyla fakir olduğu halde bazı haramları işleyen kardeş, dayı, hala, teyze, yeğen gibi yakınlarına veya akraba olmadığı halde komşusu olan ama günaha dalan tanıdıklarına zekat, sadaka gibi yardımları vermediğini öğreniyorum.
Zekat yalnız Müslümana verilir.
Sadaka ise ihtiyacı olan herkese verilir.
Zekatınızı verirken günahını gözünüzün önüne getirip yardımdan kaçınırsanız onun günaha devamını da sağlamış olursunuz.
Ama hiç günahından söz etmeden yardım elinizi uzatırsanız onu o kötü günahtan kurtarabilirsiniz.
Günah deyince büyük günahlardan ikisi de yalan söylemek ve iftira etmektir.
Bu gün yalan söylemeyen veya iftira etmeyen biri varsa tebrik ederim.
Delilsin ispatsız basının yalanlarını aktarmanız da yalan veya iftiraya girer.
Devletin görevli birimleri işini yapsınlar, siz çenenizi yorarken içinizi de karartmayın.
Dağda veya şehirde her nerede olursanız olun hiçbir çiçek, ağaç, manzara, altı aylık çocuğun masum gülümsemesinin yaydığı mutluluğu veremez.
Çocuklarınız ve torunlarınız aslında sizi stres, depresyon, sinir ve bunalım haplarını yutmaktan kurtarıyor da farkına varamazsınız.
Yediği önünde yemediği ardında, her gün banka hesabının kabardığını bilgisayarından seyreden, pencereleri boğaza ve ormana bakan, bahçesinde her türden çiçekler olduğu halde bunalımlar geçiren insanlarımızın eksikliği gülümseyen çocuk ve torunların az olması veya hiç olmamasıdır.
Çocuk, kucağına alanın gamını, kederini alır ama kendine de hapsetmez. Havayı da zehirlemez.
Hiçbir atık bırakmadan yok eder.
Ya o çocuk bir iki yaşlarına gelir sizin kucağınızda oturur, namaz kılarken önünüzden geçer, secdeye vardığınızda omuzunuza binerse fiziki rahatsızlıklarınızı bile giderir.
İçi rahat olanın kasları da rahat olduğundan, kaslar ve hücreler arasında temas, rüzgarla çiçek arasındaki temas gibi olduğundan iyilik ve güzellikler adına yapılan alış-verişlerle zinde bir ten ve cana sahip olursunuz.
Sofranızdaki kaşık sayısını çoğaltınız.
Çocuklar, torunlar olarak çoğaltınız.
Sofraya dostlarla beraber oturarak çoğaltınız.
“Bunlar parayla olur” demeyin.
İstedikten sonra ucuza getirebilirsiniz.
Şehremininde otururken Salı pazarı esnafından bizim sokakta olanlara Ramazan ayında iftar çorbası verirdik. On kişiye verilen çorbanın masrafı bize beş liraya mal olmazdı. Bu günlerde on lirayla yapılıyor bu iş.
Bazı şeyleri gözde büyüttüğümüz için yapamıyoruz.