İSRAİL VE CÜCE EŞKİYA
Mahmut TOPTAŞ
Bundan altmış yıl önce Torosların eteğinde, Karaman'a 50 kilometre uzakta bir köyde adı eşkiyaya çıkan birinin hayatını bir köylüsü anlatmıştı.
Tek kişilik bir Eşkıya imiş.
Dağlar ağaçlık ve kayalık olması nedeniyle takibi zor olduğundan, yiyecek için çaldığı şeylerden başka köylülere de zararı olmadığından bir kaç yıl yakalanmadan dağlarda dolaşmış.
Bir gün Ermenek civarında olduğu haberi gelince Jandarma takibe almış.
Dağların yüksekliği arttıkça ormanlık araziler de azalır ve tepelerde tek ağaç bile bulunmaz olur ve böylece gizlenme imkanı kalmaz.
Sonunda tek kişilik eşkiyayı yakalarlar yay olara şehre getirirler.
Kendisini tanımadığı halde adından korkanlar, eşkiyayı görmek için şehre giren yolun üzerinde dizilirler.
İki taraflı halkın arasından geçerken kadının biri önüne geçer ve “Ben de seni dev gibi bir eşkıya zannetmiştim, meğer ..kum kadar bile yokmuşsun” demiş.
Eşkiya hapisten çıktıktan sonra yıllarca bu olayı anlatırken “Yeğenim hapiste yattığım yıllar bana koymadı ama bu kadının söylediği yüreğime saplandı, hala yarası işler durur” demiş.
Yeğeni bana anlatırken boyunu da tarif etti.
Cüce denecek kadar kısa imiş ama hayırsız, ele avuca sığmaz biriymiş.
Ben bu adamı her hatırlamamda Siyonist eşkiyalar hatırıma gelir.
Dünyaya korku salmışlar. Onlara dokunanı yakar kanaatini yaymışlar.
Birleşmiş Milletler toplantısında diğer devletler, Siyonist devletin Başbakanıyla veya Cumhurbaşkanıyla karşılaştığında şerrinden korunmak için ceketlerini iliklerlermiş.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 2009 yılının Ocak ayında Davos'ta, Siyonistlerin Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in yüzüne karşı, “Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum” dediğinde dünyanın dört bir yanında sessizlik hakim olmuştu.
Kötü bir şeylerin olacağını beklediler ama olmadı.
Mavi Marmara gemisindeki silahsız yardım gönüllülerini kurşunlamakla terör devletinin boyunun ne kadar olduğunu kendileri dünyaya gösterdiler.
Derken ünlü futbolcu Ronaldo, 2 milyon doları Filistine yardım olarak gönderir.
Arakasından kendisine ödül olarak verilen altın ayakkabıyı açık artırmada bir buçuk milyon Euro'ya satar Filistinli çocuklara gönderir.
Portekiz-İsrail karşılaşmasında maç sonrası forma değişimi geleneğine uyarak kendisinden formasını isteyen İsrailli futbolcuya formasını vermez. Bu olayı televizyondan gördük ama soyunma odasında arkadaşlarına “Katillere formamı vermem” dediği de yayıldı dünyaya.
İsrail'in işaretiyle UEFA devreye girmiş ve soruşturma açmış. Sonucun ne olduğunu bilmiyorum ama bu güne kadar bir şey olmadı diyemem, olumlu çok şey oldu.
Bu olayın üzerine Birleşmiş Milletlerde kimse onları tanımamaya başlamış.
UEFA sonucu savsaklıyormuş.
O yıl 54 devletin gazetecileri İsrail'e inat, Ronaldoyu yılın futbolcusu seçmiş.
Ronaldoyu destekelemek için bir çok devletin şirketleri Ronaldoyu reklam filmlerinde oynatarak 60 milyon dolarlık servet edindirmiş.
Korkaklar, kendi kalp çarpıntılarını, düşman tıkırtısı zannederek kendi ecelini hızlandırmakla meşgulken, işini iyi yapanlar, dünya olaylarında da tepkilerini doğru bir şekilde ortaya koyarlar.