İÇ YANGININI SOĞUTMA İŞLEMİ
Mahmut TOPTAŞ
Dünkü yazımdan dolayı teşekkür eden ve küs olduğu yakınlarıyla barış adımını başlattığını söyleyen birkaç dostumun anlattıkları üzerine yeniden aynı konuyu yazmak istedim.
Hani itfaiye görevlileri yangını söndürdükten sonra soğutma faaliyetini başlatırlar ya kızgın insanın ateşini soğutmak yangının ateşini soğutmaktan daha zordur soğutma işlemi de çok önemli.
Rabbimiz, cenneti hak eden müttaki insanları tanıtırken dünyadaki özelliklerinden birinin de “Kinlerini yutanlar” diye bahseder:
وَسَارِعُوا إِلَى مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَوَاتُ وَالْأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ (133)
133- Rabbinizin mağfiretine ve sakınanlar için hazırlanan, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşsun.
الَّذِينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّاءِ وَالضَّرَّاءِ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ (134)
134- Onlar, bollukta ve darlıkta (Allah için) harcayanlar, öfkelerini yutanlar ve insanları affedenlerdir. Allah iyilik yapanları sever.” (Al-i Imran süresi ayet 134)
Hiçbir kaynakta görmediğim, ama dilden dile anlatılan hikayeye göre Hz. Musa: “Ya Rabbi, beni inkar edenlerin dilini kes” diye dua eder, Rabbinden cevap gelir: “Ey Musa, beni inkar edenlerin dilini kesmiyorum da, seni inkar edenlerin dilini mi keseyim?” der.
Kur’an ve Sünnetten kaynağı olmayan nakiller bizim delilimiz olmazlar. Ama Rabbimizin affediciliğini nakletmede güzel kıssalar olduğu için dilden dile anlatılmış durmuş.
Rabbimiz buyurur:
“Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez. Şirkin dışındakileri dilediği için affeder. Kim, Allah'a ortak koşarsa (Allah yolundan) çok uzak bir sapıklığa sapar.” (Nisa 116)
Kainatın yönetiminde ve İnsanlık ailesinin yönetiminde yetkiyi Allah’tan alıp, Allah’ın kullarına vermenin adıdır şirk.
Bunu yapanlar sapıklığın en kötüsünü yapmaktadırlar. Adam öldüren, tecavüz eden, yol kesen, organ ticareti yapan, kadın ticareti yapan, ülkeler sömüren, hortumlayanların hepsi sapıklık yapar ama bütün bu sapıklığın ürediği yer Şirk ortamı olduğu için en büyük suç olarak Şirk suçu görülmüştür. Lokman süresinde “Şüphesiz Şirk, büyük bir zulümdür” buyurmuş rabbimiz.
Yukarda saydığımız ve sayamadığımız suçları işleyenler, “Benim günahlarım affedilmeyecek kadar büyüktür” demesinler.
Bütün insanlık ailesinin işlediği günahların tamamı bir araya getirseler Allahın affı karşısında küçücük kalırlar.
Rabbimizin Hadisi Kudsisini dinleyelim:
“Ey Adem oğlu, sen bana yalvarıp benden ümit ettikçe senden sadır olan ne olursa olsun affederim. (çokluğuna) aldırmam. Ey adem oğlu, günahların gökyüzüne ulaşsa, sonra da benden af dilesen seni affederim. Ey adem oğlu, eğer bana yeryüzü dolusu günah getirsen, sonra da bana ortak koşmadan bana gelsen (ölsen), bende sana yeryüzü dolusu af ile gelirim.” (Tirmizi, Sünen, K. Daavat, bab 106)
Şirkten uzak duralım, Allah’tan ümidimizi kesmeyelim ve İstiğfara devam edelim. Affedici olalım.
“Affetmek” kelimesi bize Arapça’dan geçmiştir. Araplar bu kelimeyi suyun berrak olduğunu, bulanıklıktan arındığını anlatmak için kullandığı gibi, konup göçtükleri çadır yerlerinin izlerinin kaybolduğunu anlatmak için de kullanmış. Bu manaları içinde barındırdığından, kişilerin suçunu bağışlamak için de “Af ” kelimesini kullanmışlar.
Affeden insan, suç işleyenin arınmasına yardım ettiği gibi, suç işleyene karşı kendi içinde gelişen kin ve kızgınlık izlerinden kurtulur ve kendisini de temizlemiş olur.
Rabbimizin güzel isimlerinden biri de el-Afüvv’ dür.
“Affeden” anlamına gelen bu ismi cemili Kur’an’ı Kerim’de beş defa tekrarlanmaktadır.
“Bir iyiliği açıklar veya gizlerseniz veya bir kötülüğü affederseniz muhakkak Allah affedicidir, her şeye gücü yetendir.” (Nisa 149)
Rabbimiz Bakara 52 de buzağıya tapınan beni İsrail’i affettiğini, Ali İmran 152’de Uhud savaşından kaçan Müslümanları affettiğini haber verir.
Puta tapınmak, harpten kaçmak en büyük suç olduğu halde suçu işleyenler pişman olunca Allah onları cezalandırmak yerine affediyor. Bizlerin de affedici olmasını istiyor ve insanları affedenler övülüyor. (Ali İmran 134) Yakınlarımızın katilini affetmemiz tavsiye edilir (Bakara 178)
Rabbimiz affedicidir, affı sever öyle ise bizde affedici olmalıyız. Suçluların tevbe etmelerine, özür dilemelerine yardımcı olmalıyız.
Sevgili Peygamberimiz “Şüpheden sanık yararlanır” kuralını koymuş ve “Cezaları şüphelerle kaldırınız” buyurmuş. (Tirmizi, Hudud bab 2, ibni Mace Hudud 5)
Tevbe ettikleri zaman, harpten kaçanları, puta tapanları bile Affeden Rabbimizin kuluyuz biz.
Eşimizi, çocuklarımızı, akrabalarımızı, dostlarımızı, düşmanlarımızı af gözüyle görmeye çalışalım. Hem kendimize iyilik yapmış oluruz, hem de affettiklerimize iyilik etmiş oluruz.
Halk kendine karşı işlenen suçları affettiği gibi, devletler de kendine karşı işlenen suçları affederse kendi işini kolaylaştırır.
Suçlunun kendisinin, yakınlarının ve suç ortaklarının intikam ateşini soğutmuş olur. Bir zaman sonra da ateşin sönmesine sebep olur.
ŞARKIMIZ
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman;
Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz, nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, biz de gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...
N.FAZIL KISAKÜREK