HAYIRLA ANILMAK İÇİN HAYIRLI İŞLER GEREKİR
Mahmut TOPTAŞ
İlk okul diploması ile Konya ilahiyat fakültesi Fars dili ve edebiyatı hocalığından emekli olan, kendi gayreti ile Farsça, Arapça ve Fransızca’yı çok iyi derecede öğrenen, bu üç dili öğretmek için kitaplar yazan, Arapça ve Farsça için yazdığı kitaplar yıllarca İmam-Hatip okullarında ders kitabı olarak okutulan, Mevlana’nın Mesnevi’sini ezbere okuyabilen, hocam Merhum Arif Etik bey anlatmıştı:
“Mevlâna festivali için Paris’e gönderilmiştik. Paris caddelerinde gezerken bir kitapçının vitrininde Şeyh Sadi Şirazi’nin “Gülistan” isimli eserinin Fransızca tercemesini gördüm. Kitabı satın almak için içeri daldım ve kitapçıya “Mösyö, Şeyh Sadi’mi büyük yoksa Eyfel kulesi mi büyük?” diye sordum.
Kitapçı “Elbette Eyfel kulesi büyük, çünkü Paris’in her tarafından görünür” deyince bende ona “Ama Şeyh Sadi dört bin kilometre uzaktan, İran’ın Şiraz kentinden ve Yedi yüz yıl öncesinden uzanıp Paris’in göbeğindeki bir kitapçı vitrininden görünüyor” deyince hemen “Gülistan”ın Fransızcasından bir tanesini aldı, güzel bir şekilde paketledi ve bana nazik bir şekilde uzattı.
Ben para vermek için elimi cebime attığımda kitabın, bu güzel söze karşılık hediye olduğunu söyledi” demişti.
CIA'nın ve FBI'nın koruması altında olan Kennedy vurularak öldürülür ve hatırda yalnız nasıl öldürüldüğü kalır.
Başbakan ve Bakanlar asılır, Generaller hapse atılır, zenginler hesaba çekilir, bir gün gelir “Bir varmış bir yokmuş masalları arasında bile yer bulamazlar.
Türkiye’de Üniversite Öğretim Üyeleri, Siyasiler, Aydınlar hepsi Şeyh Sadi’den bir şeyler yazabilirler, bir hikaye anlatabilirler, şiirlerinden bir mısranın Türkçesini söyleyebilirler.
Makamın, zenginliğin, dilin hakkını verenler kalıcıdırlar.
Dedem Korkut'un döneminde Devlet Başkanının kim olduğunu öğrenek için kitaba bakmak gerekecek ama Dedem Korkut bilinir.
98 yıl yaşayan Barbara Cartland (09/Temmuz/1901 Birmingham-22/Mayıs/2000), 723 kitap yazmış. Kitaplarından bir çoğu 36 dile çevrilmiş. Toplam bir milyarın üzerinde satış yapmış ve 1983 yılında Guines rekorlar kitabına girmiş.
Filan zengin bu sene şu kadar milyar dolar kazanmış, dünyanın en güzel yerlerinden filan yerlerde villaları varmış türünden haberleri duyduğumda rakamların fazlalığı beni hayrete düşürür ama “Ben de böyle bir şey yapabilseydim” diye içimde herhangi bir kıpırtı olmaz.
Bu yaşıma geldim bana Barbara Cartland’dan güzel bir söz nakleden olmadı.
Hani Baki:
“Avazeyi aleme Davud gibi Sal
Baki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş” demiş ya.
Bâkî’nin bu mısraını bilmeyenimiz çok az. Demek ki çok yazmak, çok söylemek önemli değilmiş.
Önemli olan faydalı, güzel, anlaşılır, ikna edici ve kalıcı söz söyleyebilmektir.
Koca Ragıb paşa:
“Eğer maksud eserse mısra-ı berceste kâfîdir
Acep hayretteyim ben seddi İskender hususunda”
Yani: “Eğer gaye, hedef, bir eser meydana getirmekse mısra-ı berceste/ güzel bir mısra bile yeterli. Çünkü İskender’in yaptığı o ünlü seddin yerinde şimdi yeller eser” diyor.
عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ - صلى الله عليه وسلم - قَالَ « لا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Sevgili peygamberimizin: “Sizden hiç biriniz, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçekten iman etmiş olmaz” (Buhari, Sahih, K. İman, bab 6, hadis 13) hadisi gücünde, güzel, faydalı ve on dört asrı aşarak gelebilen bir söz söylemek Dünyalara değer.
Şairin birine evin ve evin içindeki eşyaların hepsi yandı denildiğinde : “Keşke beyitim (iki mısarlık şiirim) yanacağına beytim (evim) yansaydı” demiş.
Denizler kadar geniş ruh dünyamızdan akan söz ırmağının kaynağı Rahman’ın rahmet damlalarıyla beslenirse o sözler gönüllerden gönüllere kelime şebekeleriyle sürekli akar.
Eğer söz ırmağına şeytani vesvese karışacak olursa, zehir karışan ırmağın, balıkları ve diğer canlıları öldürdüğü gibi kirli söz ırmakları da insanlığımızı öldürür ve hayvanlığın alt derekelerine düşürür.
Sözlerimizin özü gül yağı gibi olsun ama kelimelerimizde gül yaprağı gibi güzel olsun .
Ülkeler arasındaki tel örgüler, mayın tarlaları, Çin seddi gibi duvarlar, gül kokusunun sınırı aşmasına engel olamadığı gibi sözlerde sınır tanımazlar.
Veba mikrobu taşıyan rüzgârlar gibi inkar, isyan, fuhuş, terör taşıyan sözlerden uzak durmalı ve onlara karşı Allah’ın kelamı ve Rasülünün hadisleriyle aşı olmalı.
Ciğer paremiz olan çocuklarımıza sahip çıktığımız gibi bizim kimliğimiz olan sözlerimize de sahip çıkalım.
Zor zamanlarda sözüne sahip olmayanlar, çocuğunu cami önüne bırakıverenler gibi olurlar.
Hayırla naılmak için kalıcı hayırlı işler gerekir.
Yoksa Korkunç İvan, Drakula, Kazıklı Voyvoda, Bush, Şaron, Putin olarak da anılabilir bazıları.