GÖNÜLLER ALLAH’IN ZİKRİ İLE TATMİN OLUR
Mahmut TOPTAŞ
Gül görünce göz güler, bal yiyince dil güler.
Gül de bal da topraktan gelir. Göz de, dil de topraktan yaratılır.
Ama seven, sevinen, sevilen, üzülen…gönül ise topraktan yaratılmadığından gönlün sevinmesi huzur bulması, tatmin olması maddi şeylerle olmaz.
Görünmeyen gönlün, gıdası da görünmez olur.
Milyar dolarlara sahip adam intihar ediyor.
Sanatının zirvesindeki adam intihar ediyor.
Şöhretin yıldızı olmuş ama kendi yıldızını kendisi söndürüveriyor.
Çağın en yaygın hastalığı olan stres, daha fazla dünyalığı tam olan insanlarda görülüyor.
Bedenlerinin isteğini, hazzını karşılamışlar ama gönül ihmal edilmiş.
Bu gönül bu dünyaya sığmaz.
Onun arzusu cennette biter.
Bu dünyada gönlü tatmin edecek insan sözü de yoktur.
Bir ara aklını, Aristo’nun sözü ikna etse de aklı açıldıkça Aristo’yu da avucunda dürüp büker ve söz çöplüğüne atarlar.
Şimdilerde Aristo’nun sözlerine söz antikacılarından başkası iltifat etmez.
Ama tahrif edilmiş Tevrat ile tahrif edilmiş İncil, içinde Hakkın sözlerinin kokusu olduğundan hala okunmaya devam ederler.
Ya aslını görseler, tahrif edilmemiş, bu gün inmiş gibi söz ve manaları taze olan Kur’an ayetlerini okusalar turfanda sebze yer gibi gönüllerini tatmin ederler.
Rabbimiz buyurur:
الَّذِينَ آَمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللَّهِ أَلَا بِذِكْرِ اللَّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
“Onlar ki, iman ederler ve kalpleri Allah'ın zikri ile tatmin olur. İyi bilin ki kalpler, ancak Allah'ın zik-riyle tatmin olur.” Ra’d süresi ayet 28)
Buradaki “Zikr” kelimesi, hem “La ilahe illallah/Allah’tan başka yaratan yaşatan ve yöneten yoktur” kelime-i tevhidinin manasını da düşünerek kula kul olmaktan kurtulmanın ve yalnız Allah’a kul olmanın tadına varır. Aynı zamanda bu “Zikr” kelimesi Kur’an-i Kerim anlamına gelir.
Tarihte yüzlerce filozofun tartıştığı bir konuda akıl darmadağınık olurken, Rabbin Kur’an’ından bir ayetle o konuda bilgi verildiğinde gönül, tatmin olur, durula kalır.
Servetini, şöhretini, makamını, rütbesini gönlünün önüne perde yapıp, sahip olduklarıyla sevinenler, düğünde damat ve gelinin birbirlerine kavuştuklarına sevinirlerken, çocukların da atılan şekerlerden kapıp sevinmelerine benzer.
Rabbimiz bu konuya da açıklık getiriyor:
إِنّ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا وَرَضُوا بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَاطْمَأَنُّوا بِهَا وَالَّذِينَ هُمْ عَنْ آَيَاتِنَا غَافِلُونَ
Bize kavuşmayı ümit etmeyen, alçak bir ha¬yata razı olup onunla tat¬min olan ve ayetlerimizden gafil olanlar,
أُولَئِكَ مَأْوَاهُمُ النَّارُ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
İşte onların kazandıklarından dolayı sığınak¬ları ateştir.” (Yunus süresi ayet 7-8)
Biz, Rabbimizin bize indirdiği zikir olan Kur’an-i Kerimi bu günlerde çokça okuyarak zikrimizi yaptığımız gibi onunla hayatımızı düzenleyerek hem bu dünyamızı güzelleştirmeye hem de ahiretimizi güzelleştirmeye çalışalım.