Mahallenin en yaşlı kadını, birkaç aydır yatağında yatıyormuş. Geleni gideni bilmiyormuş.
Eşimle beraber ziyaretine gittiğimizde hiç konuşmadığını, kimseyi tanımadığını, kalkamadığını anlattılar.
Otururken ağzından hafif hafif sesin geldiğini duydum ve “La ilahe illallah” tan başka tek kelime söylemiyordu.
Oğlunu, kızını bilmediği gibi yemesini ve içmesini bilmiyor, ağzına dökerek veriyorlar, altını temizliyorlardı.
Üç aydır tek kelime konuşmayan bu hanımefendi, kelime-i tevhidi söylemeye devam ediyordu.
Sıhhatli iken de bu kelimeyi hiç dilinden eksik etmediği için ve bu dünyada en çok kelime-i tevhidi söylediği için kimseyi tanımadığı, şuurunun yerinde olmadığı halde dili, nur çeşmesi gibi kelime-i tevhidi söylemeye devam ediyordu.
Son nefeste kelime-i şehadet getirmenin en kestirme yolu, onu hayatımızın her anında çokça söylemek, manasını insanlara açıklamak, kula kulluktan zevk alanları Allah’a kulluğa davet eden bu kelimeyi çokça duyurmaktır.
Kelimeler de canlıdır. Gönül açıcı kelimeler, zehirli kelimeler, A’dan Z’ye kadar bütün vitaminleri taşıyan kelimler vardır.
Güzel Kelime Yarışması’nda aranan şartlar:
Kelimenin dile kolay, kalbe ferahlık vermesi,
Herkes tarafından bilinmiş olması,
Faydalı ve faydası umumi olmasıdır.
Mesela, “Allah” kelimesi dünyaca bilinir.
Yaratılan her şey ondandır ve ona dönmektedir.
Havasıyla suyuyla, güneşiyle, ayıyla… yarattığı her şeye fayda vermektedir…
Zehirli kelimeleri kullanmamaya dikkat edelim.
Zehirle insan öldürüldüğü gibi, sözle insanlar insanlıktan çıkarılıp hayvanlardan daha aşağı duruma getirilebiliyor.
Onun için bu günü aydınlatan, geleceğe ışık tutan kelimeleri sokalım tedavüle.
Ağızdan çıkan bir kelime, bir orman yakacak kadar tehlikeli kıvılcım olabildiği gibi, karanlık gönülleri aydınlatacak kandil de olabilir.
İliklerine kadar kafirliğin dibine düşmüş bir adama, toplum içinde “Sen kafirsin” demeyin.
Adam o kelimeden ateşe döner ve üzerinize yürür.
Hatta Osmanlı’nın son günlerinde, “Bundan sonra kafire kafir denmeyecek” diye kanun bile çıkartmışlar.
Kelimeler harflerden meydana gelir.
Kaf, Fa, Ra harflerinden meydana gelen “Kafir” kelimesi kafiri bile çileden çıkarırken aynı Fa, Kaf, Ra harfleriyle “Fikir” kelimesi de üretilir.
Gönül fabrikası, dünyanın en geniş üretim merkezidir.
29 harfle bütün iç dünyamızı dışa aktarabiliriz.
Onun için, iç dünyamızın gıdasını vermeyi ihmal etmeyelim.
Tenimiz topraktan geldiğinden gıdası da topraktan gelir.
Gönlümüz, yani canımız, yani ruhumuz, kalbimiz, Rahman’dan geldiği için gıdasını da Rahman olan Rabbimiz gönderir.
Hazreti Adem’den, Muhammed Aleyhümüsselam’a kadar bütün peygamberlerin, ümmetlerine tebliğ ettiği ayetler, gönül gıdasıdırlar.
Kalbimizi yaratan Rabbimiz, bizi uyararak buyurur:
“Onlar ki, iman ederler ve kalpleri Allah'ın zikri ile tatmin olur. İyi bilin ki kalpler, ancak Allah'ın zikriyle tatmin olur.” (Ra’d Süresi, Ayet 13/28)
İslami mesajlar, gönül tezgâhında dokunur ve ağzımızdan, gözümüzden, yüzümüzden, elimizden dışarı, amel-i salih olarak çıkar.
Bazen mum gibi yanarken ışık verir, bazen kokulu otlar gibi ezilirken güzel koku verir.
Ama her halde Hakk’ın emrinde halka yol gösterir.
Güzel kelimelerle konuşacağız ama nerede nasıl ve hangi kelimeleri konuşacağımızı öğretir İslami edebiyyat.
Anne ve babanızı ziyarete gittiniz.
Onlardan birini diğerinden fazla sevmeniz günah değildir amma… bunu belli etmeyeceğiz.
“Anneciğim, anneciğim, anneciğim” derken babaya dönüp “Nasılsın babaaa” demek de yok.
Üç defa ona da “Babacığım” diyeceğiz.
Çocuklarımızdan birini diğerinden fazla sevebiliriz. Günah değildir. Çünkü gönül ferman dinlemez. Ama çocuklarımız arasında adil olmak elimizdedir.
Torunlarımdan birine on lira verdim, diğerine iki tane beş lira verdim. On lira verdiğim “Dede, ona iki tane verdin” dedi.
O bana ders oldu. Büyüdüler ve ben hala birine yüz lira veriyorsam öbürüne de iki elli vermiyorum, tek yüz lira vermeye çalışıyorum.
Söze de, makama da, mekâna da, şekle de dikkat edeceğiz.
Sevdiği on kelimeyi yazıp gönderenlerin tekrarlarını kaldırarak yazıyorum: Merhamet, sevgi, deniz, huzur, barış, gülümseme, selam, anne, baba, çocuk, Allah, iman, amel, şükür, sabır, zikir, adalet, sevgi, sadakat.
Benim seçtiklerim de:
Allah, Melek, Kur’an, Rasül, İman, İslam, Cennet, Rahmet, Af, Muhabbet.