ADALETTE UYUYORUZ
Mahmut TOPTAŞ
Adalette iki şeyin doğru dürüst olması gerekir.
Bir, adalet dağıtıcısının doğru olması.
İki, adalet terazisinin doğru olması gerekir.
Terazi doğru olsa da adalet dağıtan doğru olmasa adalet yerine zulüm olur.
Adalet dağıtan doğru olsa da terazi eğri olsa yine doğru karar çıkmaz.
Rabbimiz, sevgili peygamberimize:
وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ
“Sen onların dinine uy¬madıkça, Yahudiler de Hıristi¬yanlar da asla Senden hoşnut olmazlar. De ki: "Ger¬çekten doğru yol, Allah'ın yolu¬dur." Sana gelen bu ilim¬den sonra onların arzularına uyarsan, Sana Al¬lah'tan ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” (Bakara süresi ayet 120)
وَلَئِنْ أَتَيْتَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ بِكُلِّ آَيَةٍ مَا تَبِعُوا قِبْلَتَكَ وَمَا أَنْتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْ وَمَا بَعْضُهُمْ بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ إِنَّكَ إِذًا لَمِنَ الظَّالِمِينَ
Kendilerine kitap verilenlere, Sen bütün de¬lilleri getirsen Sen'in kıblene tabi olmazlar. Sen de onların kıblesine tabi olmaz¬sın. Onların bir kısmı di¬ğer kısmının kıblesine tabi olucu değildir. And olsun Sana gelen ilimden sonra onların hevesle¬rine uyar¬san, Sende o tak¬dirde zalimlerden olursun.” buyurmuş (Bakara süresi ayet 145)
Yani sevgili peygamberimize Rabbimiz bu Kur'ana göre hareket et, eğer adalet konusunda ve diğer konularda Yahudi ve Hıristiyanların koyduğu kanunlara uyarsan sen de zalim olursun diyor.
Yanlış terazinin başına dünyanın en dürüst adamını koysanız, petrol istasyonundaki ayarı bozulmuş pompanın başına en sağlam adamı koysanız yanlış tartacak, yanlış dolduracaktır.
Yanlış kanunların başına da en doğru adamı koysanız kararı yanlış olacaktır.
Doğruyu kendi vicdanına dayanarak verse yüksek mahkemeden dönecektir ve kararı verenin siciline yanlış adam diye not düşülecektir.
Hükümette olan, muhalefette kalan siyasilerimiz, konuşmalarında “iç ve dış düşmanlarımız” veya “dahili ve harici mihraklar” diye başladıkları sözlerinde onlara çatarlar ama yasa çıkarırken de onlarınkine ters olmasın diye hukukçular özel gayret gösterirler.
O konuda hükümetlerle muhalefet zımnen anlaşmış demektir.
Her iki tarafta kriter olarak “Dış düşman” veya “Harici mihrak” dediklerinin koyduğu kuralları alıyorlar “ben senden daha fazla o kriterlere uyuyorum, hayır ben senden daha iyi uyuyorum” diyerek uyuyorlar.