YOLA DEVAM
Mahmut TOPTAŞ
Su gibi akmaya, etrafı yeşertmeye, pislikleri dönüştürmeye devam.
Suyun akışını kimse engelleyemez.
Önüne set çekip baraj yapsalar, setlerin üstünden taşar, önce enerjiye dönüşür, sonra etrafa hayat vermeye ve kirleri, kirlileri temizlemeye devam eder.
Yağmur damlalarından meydana gelen suyun ölü toprakları dirilttiğini haber verir Rabbimiz:
وَاللَّهُ أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآَيَةً لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ)
“Allah gökyüzünden suyu indirdi de onunla öl¬dükten sonra yeryü¬zünü diriltti. Şüphe¬siz bunda işiten bir kavim için bir (Allah’ın varlığına ve birliğine) âyet/işaret vardır.” (16 Nahl süresi ayet 65)
Yağmur damlalarının inmesini “İnzal” kelimesiyle ifade ettiği gibi Rabbimiz, Kur’an ayetlerini de aynı “İnzal” kelimesiyle ifade ediyor.
Su, ölü toprakları dirilttiği gibi Kur’an ayetleri de ölü canları diriltir.
Rabbimiz haber veriyor:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ (24)
24- Ey iman edenler, sizi diriltecek şeye davet ettiğinde Allah'a ve Rasülüne icabet ediniz. İyi bilin ki, Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Ve şüp¬hesiz onun huzu¬runda toplanacaksınız.” (8 Enfal süresi ayet 24)
Kur’an’la dirilme ve diriltme faaliyetine bu günden itibaren yeniden başlayacağız.
Fıkıh kitaplarımızda “Akar su pis kalmaz” kuralı olduğu gibi dilimizde “Bir nehirde iki defa yıkanılmaz” sözü de vardır.
Güneş, dünkü güneş değildir.
Havamız da dünkü hava değildir.
Bu günden itibaren insanlığa hayat verecek ayetleri damla damla, ayet ayet sunmaya devam edeceğiz.
Engeller, hızımızı ve gayretimizi kamçılamaktan başka bir şeye yaramaz.
Susuz hayat olmadığı gibi İslamsız hayat da olmaz.
Olursa da Kur’an’ın ifade ettiği gibi hayvanlardan daha aşağı bir hayat olur.
Rabbimiz bunu da şöyle haber verir:
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آَذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا أُولَئِكَ كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ)
“Yemin olsun ki cehennem için cin ve in¬sanlardan birçok kişi yarat-tık. Onların anlamayan kalpleri, kendisiyle göremedikleri göz¬leri, kendisiyle işitemedik¬leri kulakları vardır. Onlar hayvanlar gibi¬dirler. Hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar gafillerin ta kendile¬ridirler.” (7 A’raf süresi ayet 179)
Hayvanlar gibi yaşamayı özgürlük zanneden, başkasının ülkesine sırtlan sürüleri gibi saldıran ve sahiplerini de öldüren bu insanlar, hayvanların da altına düşmüşleridir.
İşte Müslüman insan, su gibi yumuşak yaklaşarak, kirlerini temizleyerek, onu yukarı doğru kaldırarak, Allah’ın kulu, Adem’im aleyhisselamın oğlu, Muhammed aleyhisselamın ümmeti olduğunu hatırlatarak adamlığına yükseltmeye çalışacaktır.
En ünlü şehirlerin merkezlerine gidin, oralarda peygamberlerin dininin tahrif edilmiş hali bile olsa onların eserlerini görürsünüz.
Şehirler, su kenarında kurulduğu gibi, medeniyetler de Peygamberlerin çevresinde kurulmuştur.
Bütün peygamberleri günümüzde Müslümanlar temsil etmeye devam ediyorlar.
Bütün insanlığın teknolojisi bir araya gelseler bir damla suyu yok etmeye güçleri yetmez.
İşkence kazanlarında yakarak kaynatıp yok ettiklerini zannederler ama o damla buhar olur, gözden kaybolur, İbrahim aleyhisselamın ateşini serinliğe döndüren yeri bulunca buhar, damlaya dönüşür ve yine kendini yakana da hayat vermeye devam eder.
Ama Akif merhumun dediği gibi
“Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.
Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu...
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?”
Dalda çiçeğe, yerde böceğe hayat veren su, Hazreti Nuh aleyhisselama iman edenlere işkence ednleri de su boğup yok ediverdi.
Su, demire çeliklik kazandırır, keser de.
Su gibi olalım.
İçimizi dışımızdan görsünler bizim.
Gizleyecek haram yükümüz olmasın.