TEKFİRCİ Mİ OLDUK NE?
Mahmut TOPTAŞ
Çocuklarımızın yazılımına çok dikkat edelim.
Hani gazetelerden okuruz, yabancı ülkelerden aldığımız uçakların yazılımını da onlar yaparlarmış.
Savaş uçağının yazılımını yapan firma, İsrail’in, Yunanistan’ın, Avrupa’nın, Amerikan’ın enlem ve boylamı verilirmiş ve buralara girince uçağın ateşleme tertibatı kilitlenirmiş.
Ülkenin dostlarına döndürüldüğünde kilit açılırmış.
Son günlerde uçaklarımızın yazılımını da kendimizin yaptığını duymak bizi nasıl mutlu ettiğini hepimiz biliyor ve yaşıyoruz.
Uçaklarımız, cansız varlıklardır. Bir zaman gelir hurdalığa atılır.
İnsan öyle değildir. Sonsuz hayatına geçiş yeri olan bu dünya, ahiretin ana rahmi gibidir.
Ana rahmimizin de asıl yurdumuz olan ahiretimizin de iyi ve güzel olması için her gün namazımızın son oturuşunda “Rabbena Atina fiddünya haseneten…/Rabbimiz, bu dünyamızı da ahiretimizi de güzel eyle” diye dua ederiz ve ona uygun çalışma yaparız.
Çocuklarımızı dünyaya göre kodlamayalım.
Sonsuz hayatı yaşayacağı ahirete göre kodlarsak bu dünyası da şerefli, izzetli, namuslu, edepli, terbiyeli olur.
Yok yalnız bu dünyaya göre yazılım yaparsak işte dünyanın bütün felaketlerinin temelinde bu yazılım yatmaktadır.
Bir yılda bir buçuk milyon Müslüman öldüren Bushlar, bu yazılımın ürünüdürler.
Onlara oy verenler ile “Daha fazla öldürmen gerekirdi onun için sana oy vermiyorum” diyen rakip partinin seçmenleri de aynı yazılımın sonuçlarıdır.
Dünya yazılımı yaparsanız, çocuğunuzun meylini, dostunu, düşmanını, çevresini, zevklerini siz belirlemeye kalkarsanız, onun sevdiklerine el uzatanı yok etme yazılımını da yazmış olursunuz.
Onun zevklerinden zevk almayanları insan yerine koymaz.
Maslakta köprü altında kendisini satmaya çalışan bir erkekten dönme adamı, polis yakalamaya çalışırken bıçağını çekip polisin üzerine yürüyen adamın “Medeniyetten nasibini almamış adam” diye polise bağırdığını yıllar önce televizyon haberlerinden duymuştum.
Dost kim düşman kim?
Ortada duran koltuğa yönelenlere göre düşman yanı koltuğa yönelenlerdir.
Altına hücum başladığında yanında koşanlardır düşmanlar.
Borsadaki, büyük ihalelerdeki rakiplerdir düşman.
Şehvetle bağlandığına göz dikenlerdir düşman.
Servet, şöhret ve saltanatına rakip olanlardır düşman.
Yaratanın yazılımında ise düşman şeytandır.
Düşman, bize devamlı kötülükleri emreden nefsimizdir.
Düşman, şeytanlaşmış insanlardır.
Amam bizim yazılımımızı kim nasıl yaptıysa hep “Terörist” kelimesini duyduğumuzda hemen aklımıza kim veya kimler gelir?
Düşünün, biraz daha düşünün.
Yanılmayasınız diye size ipucu da vermiştim.
“Bir yılda bir buçuk milyon Müslüman öldüren Bushlar” demiştim.
Japonya’dan, Kore’den, İtalya’dan, Avrupa’dan, İspanya’dan, Kuzey İrlanda’dan…çıkan teröristlerin tamamının bir yılda öldürdüğü insan sayısından fazlasını öldürdükleri gibi dünyadaki bütün hırsızların bir yılda çaldığının toplamından fazlasını bir ayda çalıyorlar.
Aklımıza geldi mi?
“Benim aklıma geldiydi” diyenler, dün yazdığınız ve konuştuğunuz kişilere terörist olarak kimi tanıttınız?
Ayrıca bütün teröristlerin ellerindeki silah ve patlayıcı maddelerin çıkış yerine ve ceplerindeki paranın rengine bir bakınız.
Tekfir cemaatinin, kendilerinden başka Müslüman kabul etmediği, herkesi kafir ilan ettiği gibi bizim de, bütün hocaları gözümüzde düşürmeye başladılar.
Hatasızlar mı?
Hatasız insan olmaz.
Müslümanın hatası amelde, kafirin hatası temelde.