SEVİNÇLERİMİZ BAŞKA
Mahmut TOPTAŞ
Şimdi yirmi beş yaşında olanlar, yirmi beş yıl sonra elli yaşında olacaklar. Elli yaşında olanlar ise yetmiş beş yaşında olacaklar.
Biz de bu nesil üzerinde biraz daha dikkatli olalım, İmanlı, Edepli, Liyakatli ve de Vicdanlı” nesil yetiştirelim.
Bu yetiştirme işinde hükümetlerden bir şey beklemeyelim. O kendi işini yapsın, biz, kendi imkanlarımızla, çevremizle, her çocuğumuzun iyi yetişmesi için çok daha fazla gayret gösterelim.
İşçi çalıştıran iş adamlarımız, çalışanlarına, onların çocuklarına yönelik din eğitimi programları geliştirsin.
Kur’an okumasını bilen her insanımız en azından bir kişiye Kur’an okumasını öğretsin.
Esnafımız, dükkanlarının önlerinde tavla oynayacaklarına, dedi kodu yapacaklarına, dükkanda Kur’an okumasını öğrensinler. En yakın caminin imamı bu hizmet için hazır beklemektedir.
Maddi durumu iyi olanlarımız, Kur’an okumasını bilen birine kaç kişiye Kur’an öğretirsen ona göre para vereceğim vadinde bulunsun ve vadini de yerine getirsin.
Şu anda çok değerli hizmetlerini duyduğumuz hocalarımızın bir kısmı bir zamanlar Fahri Kiğılı diye bilinen bir iş adamımızın, “Kur’an’dan bir sayfa ezberleyene hamalın bir günde kazanacağı parayı vereceğim” demesi üzerine bazı hamalların bile bu öğretim faaliyetine katıldığını biliyoruz.
İmanlı, edepli, liyakatli ve vicdanlı insanlarımızın sayısını çoğaltmak için nüfusumuzu da artıralım.
Gazetelerin haberine göre 29 Mayıs 1995 tarihli Newsweek dergisi 19’uncu sayısında “Avrupa’da sekiz milyon Müslüman nüfusunun batı için tehdit oluşturduğunu” yazıyordu.
Ortadoğu’yu çok iyi bilen bir yabancı gazeteci bana: “Eğer Filistin’de harp dursa ve iki taraftan da çatışma nedeniyle ölme olmasa, Filistin’e dünyanın öbür taraflarından Yahudi göçü de gerçekleşmezse otuz-kırk sene sonra nüfus politikasıyla Filistinliler kazanır” demişti. “Niçin?” dediğimde: “İsrailli kadınlar kadınlıklarını yitirmişler, doğum yapmayı yük sayıyorlar. Filistinli kadınlar ise doğum yapmayı ibadet sayıyorlar” diye cevap vermişti.
İki tarafta da yapılan istatistiklerde, Filistinli kadınlar çoğunlukla erkek çocuk doğururlarken, İsrailli kadınların kız çocuğu doğurdukları gözlenmektedir.
Doğum kontrolü haplarıyla Müslüman nüfusun önünü alamayınca şimdi kitle imha silahlarıyla Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, Filistin’de katliam yaparak Müslümanlığın önünü almaya çalışıyorlar.
Bunda başarılı olacaklarını zannediyorlarsa aldanıyorlar.
Firavun bu yolu denedi. İsrail oğullarının erkek evladını öldürürken Hz. Musa’yı bağrında besliyordu. Başarılı olamadı.(Bak: Bakara 49)
Dünyanın neresinde bir çocuk dünyaya gelse kendi çocuğumuz olmuş gibi sevinelim. “Müslüman nüfusu bir daha arttı” diyelim.
Sevgili Peygamberimizin Yemende Müslüman olan Üveys el Karani nin kokusunu aldığı gibi (Ahmed, Müsned 2/541) İngiltere’de Amerika’da veya Tanzanya’da Müslüman olanın kokusunu gözetleyelim.
Çünkü “ Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar”
Kırk yılda beş yüz elli bin Alman’ın Müslüman olmasını sağlayan bizim insanlarımızın bu başarısı, Almanların on yıllık, yüz yıllık üretiminden daha değerlidir.
Çünkü sevgili peygamberimiz, Hz. Ali’ye, Hayber’in fethi günü:
فَوَاللَّهِ لأَنْ يُهْدَى بِكَ رَجُلٌ وَاحِدٌ خَيْرٌ لَكَ مِنْ حُمْرِ النَّعَمِ
“Senin sebebinle bir insanın hidayete erdirilmesi kızıl devlere sahip olmaktan hayırlıdır” buyurmuş (Buhari, cihad, bab 101, hadis 2783, 1847, Fezail-üs-sahabe, bab 9, hadis 3498, meğazi, bab 36, hadis 3973)
Hadisi, Batılının anlayacağı dille söyleyecek olursak Avrupa Birliği üyelerinin hazinelerinde bulunan para ve altınların tamamına sahip olmaktansa, bir insanın Müslüman olmasına sebep olmak daha hayırlıdır.
Aramızdaki fark bu. Onlar adamın elindeki serveti kapmak için adamı öldürürler.
Müslümanlar ise kafirin Müslüman olması için kendi hazinelerini harcarlar.
Kimin karlı olacağı yakında kefen giyince belli olacak.
Buyurun, büyük bir imkanın kapıları aralandı.
Allah’ın rahmetini ve cennetini kazanmak için İslam’a hizmet yarışına giriniz ve koşunuz.