SEVİLMENİN ŞİFRESİ
Mahmut TOPTAŞ
En sevdiğiniz yemeğin ilk lokması en tatlı olanıdır.
Lezzetin ölçüsü olmaz ama lezzetin zirvesini kırk dereceyle belirtsek, birinci lokmanın tadı kırk derece, ikinci lokmanın tadı 39 derece, olurken kırkıncı lokmanın tadı bir derece olur.
Hatta otuzuncu lokmalarda tuzunun azlığı veya çokluğu, yağı, kaynaması gündeme gelmeye başlar.
Yani yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin doyumu vardır.
Doyumu olmayan şey ise, sevgidir.
Sevmek ve sevilmek, can taşıyan her şeyde vardır.
Ancak insanlar, aldıkları eğitimle sevdiklerini de sıraya koyarlar.
Öne serveti, şöhreti, saltanatı koyanlar vardır.
Çağdaş eğitimde birinci sırayı para alır.
“Okumazsan aç kalırsın” sözüyle bu yanlış eğitimi aileden başlatırlar.
İslami eğitimde sıralamada birinci sıraya, sevgiyi, sevdiğimiz her şeyi yaratan Allah sevgisi yerleştirilir.
İkinci sırada Allah celle celalühün Rasülü, sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahü alayhi ve sellem gelir.
Ondan sonra nefsimiz, eşimiz, annemiz, babamız, çocuklarımız, akrabalarımız, komşularımız, mahallemiz, şehrimiz insanları....ve dünyadaki bütün Müslümanlardan sonra yedi milyar insanımızın da Müslüman olmasını seveceğiz.
Rabbimiz buyurur:
عَسَى اللَّهُ أَنْ يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذِينَ عَادَيْتُمْ مِنْهُمْ مَوَدَّةً وَاللَّهُ قَدِيرٌ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ (7)
7- Umulur ki Allah sizinle, onlardan düşman ol¬duklarınız ara-sında bir sevgi kılar. Allah her şeye gücü yetendir, Allah afvedendir, merhamet edendir.” (Mümtehıne süresi ayet 7)
Her Müslüman tarafından sevilmek için bütün Müslümanları sevmek gerekir.
Herkesin kalbine giden yolu bilemeyeceğimizden bütün kalpleri yaratanın sevgisine layık olmaya çalışırsak o severse sevdirir.
Rabbimiz haber veriyor:
إِنَّ الَّذِينَ آَمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَنُ وُدًّا (96)
96- İman edip, ameli salih işleyenlere Rahmân, şüphesiz bir sevgi yaratacaktır. (Her mümin onları seve¬cek).” (Meryem süresi ayet 96)
Akra’ bin Habis başkanlığında bir heyet sevgili peygamberimizin evinin önüne kadar gelmişler ve saygısız bir ses tonuyla “Muhammeeeet” diye bağırmışlar.
Bunun üzerine
إِنَّ الَّذِينَ يُنَادُونَكَ مِنْ وَرَاءِ الْحُجُرَاتِ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ (4)
4- Odaların arkasından, sana bağı¬ranların ço¬ğunluğu aklı er-meyen¬lerdir.
وَلَوْ أَنَّهُمْ صَبَرُوا حَتَّى تَخْرُجَ إِلَيْهِمْ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ (5)
5- Eğer onlar, sen kendilerinin yanına çıkıncaya kadar sabret-selerdi, onlar için daha hayırlı olurdu. Allah afvedendir, merhamet edendir.” Ayetleri nazil olmuş. (Hucurat süresi ayet 4-5)
Sevgili peygamberimiz, dışarı çıkınca Akra’ bin Habis:
عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ الْأَقْرَعِ بْنِ حَابِسٍ
أَنَّهُ نَادَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ وَرَاءِ الْحُجُرَاتِ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنَّ حَمْدِي زَيْنٌ وَإِنَّ ذَمِّي شَيْنٌ فَقَالَ ذَاكُمْ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ
“Muhammed, benim övgüm senin için süstür, senin şanını yüceltir, benim yermem ise senin için ayıptır, senin şanını alçaltır. Yani bana önem ver, benim dilimden kendini koru” der. (Ahmed, Müsned, Akra’ bin Habis hadisi no 25947)
Sevgili peygamberimiz de ona “Yücelten ve alçaltan yalnız Allah’tır.” Diye cevap verir.
Mekke fethi öncesinde Akra’ Müslüman olmuş, Huneyn, Tebuk gazvelerine katılmıştır.
Allah’ın sevgisini kazanmak için Meryem süresindeki ayetten anladığımıza göre birinci derecede, Kur’anın tarif ettiği şekilde Allaha imandan sonra ikinci derecede Rabbimizin Kur’an’ında emrettiği ve yasakladığı şeylere Peygamberini örnek alarak uymaktan geçiyor.
Sevgili peygamberimizin dualarından biri de:
اللهم إني أسألك حبك و حب من يحبك و حب عمل يقربني إلى حبك
"Allah’ım, sevgini, seni sevenlerin sevgisini, sana yaklaştıran amelin sevgisini senden istiyorum” (Hakim, Müstedrek, K. Dua, Hadis no 1932, 1913)
İnkarcıların, seni istersek yüceltiriz, istersek alçaltırız tehditlerine aldırmadan Hakkın ve halkın haklarını gözeteceğiz.
Söz ve amel/eylemlerimizde yanlış yapmamaya dikkat edeceğiz.
Yaptığımız iyilikleri kimseye söylemeden yapacağız.
Sağ elimizle verdiğimizi sol elimizden saklayacağız.
O zaman ne olur?
Ne olacağını sevgili peygamberimiz haber veriyor:
O severse sevdirir.
"إن الله إذا أحب عبدًا دعا جبريل فقال: يا جبريل، إني أحب فلانًا فأحبه. قال: فيحبه جبريل". قال: "ثم ينادي في أهل السماء: إن الله يحب فلانًا". قال: "فيحبه أهل السماء، ثم يوضع له القبول في الأرض، وإن الله إذا أبغض عبدًا دعا جبريل فقال: يا جبريل، إني أبغضُ فلانًا
فأبغضه". قال: "فيبغضه جبريل، ثم ينادي في أهل السماء: إن الله يبغض فلانًا فأبغضوه". قال: "فيُبْغضُه أهل السماء، ثم يوضع له البغضاء في الأرض".
Allah, bir kulunu sevince Cebrail’i çağırır ve, “Ben filan kulumu sevdim sen de sev. Cebrail, onu sever, sonra gök ehline yüksek sesle “Allah filanı seviyor” der. Gök ehli onu sever sonra dünya ehli tarafından kabul görür........” buyur. (Buhari, Sahih, K. Edeb, bab 41, K. Bed’ül halk bab 5, Ahmet Müsned, Ebu Hüreyre hadisi)
Hiç bir devletin basın ve yayın gücü yedi kat semada yayın yapamaz.
Onun için sevgimizi de korkumuzu da yalnız Allah’a ve onun sevdiklerine tahsis edeceğiz.