KATİLLERİN DÜNYAYA SÖYLEYECEĞİ KURŞUNDAN BAŞKA SÖZÜ YOKTUR
Mahmut TOPTAŞ
Ömrünün otuz yılı Hindistan ve Afrika’da Misyonerlik faaliyetleri içinde geçen ve halen bu görevine Hindistan’da devam eden bir Amerikalının hanımı bundan 25 yıl kadar önce benim önümde Kelime-i şehadet getirdi. Ondan dört sene sonra da oğlu yine benim önümde Kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.
İkisi de Müslüman olduktan sonra altı ay içinde Kur’an okumasını öğrendiler. Anne, İstanbul’da çok önemli kolejlerde İngilizce öğretmenliği yaptı. Oğlu ise Güzel sanatları birincilikle bitirirken, özel bir ustadan da icazet aldı. Ana-oğul Kur’anın dili olan Arapça’yı öğrenmek için Türkiye’den ayrıldılar ve bir Arap ülkesinde Arapça öğreniyorlar.
Amerika, Irak’ta Afganistan’da, Suriye’de misyonerlik faaliyetlerine ağırlık verecekmiş, versin. Çuvallarla para dağıtacaklarmış, dağıtsınlar. Tepesinden yüz binlerce ton bomba yağdırdığı, oğlunu ve kocasını öldürdüğü, evini başına yıktığı Müslüman kadınlara ve erkeklere Hıristiyanlık propagandası yapacakmış yapsın. Parasını alırlar ama ülkeleri yakıp yıktıran, bu insanların dinini almazlar.
Değerli dostum Ahmet Beyazit anlatmıştı, Özal döneminde Habeşistana/Etyopya’ya yapılan yardımları görüntülemek için gittiklerinde çok fakir bir Müslüman köyüne uğradıklarında “Dün, bir saatliğine Hıristiyan olduk” demişler. Nasıl olduğunu sorduklarında “Misyonerler bir kamyon un ile geldiler. Hıristiyan olursanız bu unları size veririz, yoksa başka köylere götüreceğiz” dediler biz de kabul ettik. Köyün meydanında topluca İstavroz çıkardık. Un indi; onlar gitti. Biz tekrar Kelime-i şehadetimizi getirdik” demişler.
İstiklâl savaşında Gaziantep’te, üç günlük gelinin kınalı ellerini kesip Fransa’ya götürüp sevgilisine hediye eden zihniyetin Hıristiyan misyoneri, Gaziantep’de ne yapabilir?
Bundan kırk beş yıl önce Cezayir’in kurtuluş savaşı verdiği yıllarda Almanya’nın Cezayir büyükelçiliğini yapan zat, Fransızların, Almanların, Amerikalıların, İngilizlerin iğrenç yüzünü ve Cezayirli Müslümanların şanlı direnişini görünce Müslüman olur ve Murat Hofman adını alır.
Körfez harbine gelen Amerikalı bir bayan üsteğmenin, Zahran kentinde Müslüman olduğunu, sonradan tanıştığı bir Filistinli ile İstanbul’da evlendiğini ve dini nikahlarını benim kıyıverdiğimi daha önce yazmıştım.
İncil’e ve Hz. İsa’ya iman eden bir Müslüman’a ne diyecekler de Hıristiyan yapacaklar?
Bizim ülkemizdeki İsa isimli insan sayısı Avrupa’nın veya Amerika’nın tamamındaki Jesus isimli insan sayısından daha fazla. Hz. İsa’yı biz onlardan daha fazla severiz.
Misyonerler ne diyecekler? “Gel, sen de Hitler gibi, Bush gibi ol” mu diyecekler?