İÇİMİZ Mİ DIŞIMIZ MI ÖNEMLİ
Mahmut TOPTAŞ
Küpün içinde bal varsa bal sızar, sirke varsa sirke sızar.
Haydi şimdilerde küp kullanmıyoruz, söyle diyelim, “Temiz su kanalından temiz su akar, pis su kanalından pis su akar veya sızar.
Malum hikaye, kediyi eğitmişler, gelen müsafirlerine kapıyı açmış, elinde mumla önden gitmiş ve her birini yerine oturtmuş.
İkinci bir toplantıda gelen müsafirlerden biri, beraberinde fare getirmiş ve tam yemek masasına oturduklarında fareyi salıvermiş.
Kedi, mumu fırlattığıyla farenin peşine düşmüş ve yangına sebep olmuş.
Adam, kurbağayı kendine alıştırmış ve çarşıya çıkarken onu omuzunda taşırmış.
Bir gün omuzda giderken su birikintisini görünce fırlamış kirli suyun içinden sahibine bay bay diye el sallamış.
İçimizle dışımız bir olmadığı sürece geçici parlatmaların faydası yoktur.
Rabbimiz, imandan sonra İstikametin geldiğini şöyle haber verir:
إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (13)
13- Şüphesiz "Rabbimiz Allah" dedikten sonra, dosdoğru olan¬lara korku yoktur, onlar üzülmezler de.
أُولَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (14)
14- Onlar Cennet yaranıdırlar. Yaptıklarının kar¬şılığı olarak orada ebedi kalıcıdırlar.” (Ahkaf süresi ayet 13-14)
Rabbin varlığına ve birliğine iman kalpte olur.
Kalpteki imanın varlığı da doğruluk olarak dışa sızar.
Doktorlarımız, hastalarıyla ilk karşılaştıklarında yüzlerine dikkatle bakarlar.
Ege Üniversitesi Profesörlerinden Saffet Solak beyefendi, 1972 veya 73 yılında Karaman’da konferans vermişti.
Konferansında “Gelen hastamın yüzüne baktığımda kan gurubunu bile tahmin eder hale geldim.
Bir ilim adamı olarak her defasında tahlile gönderdim. Tahminlerimin yüzde doksan beşin üzerinde doğru çıkmasına rağmen kesin bilgi için yine de tahlile gönderirim” demişti.
Yani içimiz dışımızı, dışımız içimizi gösterir aslında.
Buna işaret eden sevgili peygamberimiz:
عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَسْتَقِيمُ إِيمَانُ عَبْدٍ حَتَّى يَسْتَقِيمَ قَلْبُهُ وَلَا يَسْتَقِيمُ قَلْبُهُ حَتَّى يَسْتَقِيمَ لِسَانُهُ وَلَا يَدْخُلُ رَجُلٌ الْجَنَّةَ لَا يَأْمَنُ جَارُهُ بَوَائِقَهُ
“Kulun kalbi düzelmeden imanı düzgün olmaz, dili düzelmeden de kalbi düzgün olmaz. Kişinin koşusu komşusunun zararından emin olmadıkça cennete giremez” buyurmuş. (Ahmet, Müsned, Enes hadisi)
Midedeki uyuşturucunun etkisiyle, gözün biri iki göstermesi, doğruyu eğri, eğriyi doğru göstermesi ne ise inkarcının kalbi de kişinin tabiatı ve insanları kendine ne kadar faydalı veya faydasız olarak ikiye ayırıverir.
Dışımızı ve içimizi temizleme konusunda da içimizi ve dışımızı yaratanın kurallarına uyalım.
Kur’anın, Tevbe süresinin 28 inci ayetinde “Neces” dediği insanların koyduğu kurallarla temizlik olmadığını,
Gök yüzüne çıkan çocuk feryatları,
Deniz kenarındaki bebe cesetleri,
Atmosfere dolan kan, kin, barut, kimyasal silah kokusu,
Medeni diye yutturulan devletlerin ajanları gözetiminde devletlerin soyulması,
Her saat ve saniyede internet üzerinden her insanın cebindeki parasının değerini Amerikan merkez bankasındaki tek adamın tek parmağıyla soyması yeterli delildir.
Onun için, içimizi ve dışımızı yaratanın kurallarına uyarsak iki dünyamız güzel olur.
Namazlarımızın son oturuşunda okuduğumuz “Rabbena atina fiddünya haseneten...Rabbimiz, bize dünyada güzellikler ver, ahirette güzellikler ver ve bizi ateşin azabından koru” diye duaya devam ederken biz de onun bize gönderdiği Kitaba, Rasülünün uyduğu şekilde uymaya devam edeceğiz
Not Dünkü yazımda Müddessir 20 dediğim ayetin doğru numarası Müzzemmil 20 nolu ayettir. Düzeltir, dikkatsizliğim için özü dilerim.