GÜNDEMİ BELİRLEMEYİN
Mahmut TOPTAŞ
“Hocam, gündemi belirleyecek işler yapmalı, hep biz konuşulmalıyız” diyen dostlarıma son günlerde bütün dünya gündemine düşen ve bütün gazete, radyo ve televizyonlarda haber olan Güneş tutulmasını örnek veriyorum.
Güneş, 365 gün doğar ve batar. Sayısını yalnız Allah’ın bildiği canlılara, ağaçlara, otlara, sebzeler, madenlere, balıklara ve yaratılan birçok şeye renk verir, tat verir, ışık verir, ısı verir ama sesi çıkmadığı gibi gündeme de gelmez. O, gün olur, gündüz olur ama gündem olmaz.
365 gün doğar gündem olmaz, bir günün beş dakikasında tutulursa gündem olur.
Bir gün bir salonda Üniversite öğrencilerine “Herkes en çok sevdiği üç nimeti aklından geçirsin” dedim.
Bir müddet sonra “Bu üç nimetin içine her gün teneffüs ettiğimiz havayı hatırlayanlar parmak kaldırsın” dediğimde birkaç el kaldırmıştı.
Halbuki hayatımızda ekmekten, sudan, yağdan, baldan daha değerli olan havadır. Ama her yerde ve bol olduğundan hava hiç gündeme gelmez.
Diyojen’e (m.ö. 413-324) sormuşlar – Seninle Eflatun arasındaki en ayırıcı özellik nedir? Demişler.
Diyojen- Ben un gibiyim, Eflatun altın gibi demiş.
Altın, Atina’nın sayılı insanlarının kendi aralarında alıp verdikleri, değer biçtikleri, sakladıkları, saldırdıkları, üzerinde konuşmalar yaptıkları kıymetli bir maden ama un, her evin ihtiyacı, her evde var ve herkesin muhtaç olduğu fakat altın kadar kıymet vermediği bir gıda maddesi ama zengin fakir herkesin sofrasından damarlarına un gider ve kalbinden beynine kadar o besler.
Her sofrada vardır, hiçbir sofra unsuz olmaz fakat varlığından hiç bahsettirmeden hizmetine devam eder.
Günümüzde, gündemi belirleyenler, ihanetlerini, dönekliklerini, vefasızlıklarını anlatarak gündemde kalmayı marifet sayıyorlar.
Hani, meşhur “Köpek adamı ısırırsa manşete çıkmaz ama, adam köpeği ısırırsa manşete çıkar” sözü vardır.
Isırarak gündemi belirlemek yerine kuduz insanların gönüllerde açtığı yaraları sessizce sarıp ses çıkarmadan güneş gibi, gönülleri ısıtmaya devam edelim.
Sizin sessiz hareketleriniz dünyada gündem olurken siz sakın dönüp de gündeminizi okumaya kalkmayın. Yola devam edin, güneş gibi gidin, arkanızda laleler, güller açsın, küllükler kurusun ve siz başka gönüllerde İslâm’ın gülüne su taşımaya devam edin.
Gündemden düşen otuz iki eski solcumuzla kapitalistimiz, anadan uryan soyunup bir dergiye poz vermişler ve böylece bir hafta gündemde kalmışlardı.
Sanatçılar çevresinde parasını vererek kendi topuğuna kurşun sıktıranları ve böylece gündem oluşturmayı sağlayan çaresizleri okuduk gazetelerden.
Peygamberimizin mübarek ayaklarına batsın diye yoluna diken döken kadın, kıyamete kadar adını Tebbet süresinde devam ettirebiliyor.
Sonra saman alevi gibi veya yıldırım şavkı gibi kaybolup gidiyorlar veya Zemzeme işeyen Yahudi gibi kötü bir adla anılıyorlar.
Siz ise, hiç gündemi düşünmediniz. Rabbin emrini, her yerde her zaman, herkese tebliğ etmeye ve nasıl uygulanacağını da yaşayarak örnek olmaya çalıştınız.
Mesela siz, yalnız Allah’ın emrini yerine getirdiniz ve tesettür ayetlerine imanla sarıldınız.
Tesettür yasağıyla gündem oluşturanların adını bu gün hatırlayan insan sayısı azalmaya başladı bile.
Karıncanın gönlünü almaya, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Afrika’da, Amerika’da ve dünyanın her tarafında acı çekenlerin acısını yüreğimizde paylaşmaya ve gücümüz oranında sessizce yarasına merhem olmaya devam edersek, sessizliğin ses getirme gücünü görürüz, bu dünyamız güzel olur, Allah iki dünyada da asıl gündemine girmemiz gereken melekler ve salihlerin arasına bizi de katar inşallah.
Asıl olan da budur.