EN TEHLİKELİ ŞEY
Mahmut TOPTAŞ
Her şeyin en tehlikelisi vardır.
Hastalıkların en korkulanı, savaşların en yıkıcıları, iftiraların en sarsıcısı, silahların en tahrip edicisi gibi her kötü şeyin tehlikesi ve tehlikelisi kendine göredir.
Dünya devletlerinin en önemli gördüğü ve en tehlikeli şeylerin başında kabul ettiği Kimyasal Silahlar ile Nükleer Silahlar ve onların üretimi gelmektedir.
Atom bombasının tahrip gücünü Hıristiyan Amerika'nın Japonya'da öldürdüğü, insan, hayvan, bitki ve yüz yıl sürecek kalıcı etkisini gördü.
En tehlikeli silahları üretenler, reklam amaçlı olarak bu silahların üretimini denetleme örgütleri kuruyorlar ve sene de bir defa toplanarak Nükleer ve kimyasal silahların tahribatını anlatarak denetim isterken sömürülen ülkelerin gözü korkutuluyor.
Rabbimiz, Lokman süresinde “Şirk en büyük zulümdür” derken bütün bu en tehlikeli şeylerin şirkten kaynaklandığını haber verir.
Hiroşima’ya atılan Atom bombası 4 kilometre mesafede canlı bırakmıyormuş.
Şirk mikrobu ise yedi kat sema ve yeryüzünün tamamına zarar veriyor.
İslam düşmanı biri yönetimi elel aldığında yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağını Rabbimiz bize şöyle haber veriyor:
وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِي الْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ
“O işbaşına geç¬tiği zaman, yeryüzünde boz¬gun¬culuk yap-maya, ekini ve nesli yok etmeye koşar. Allah boz¬gunculuk yapanı sevmez.” (Bakara süresi ayet 205)
Yani havayı suyu, zirai mahsulleri kirletir. Devletlerin arasını açtığı gibi ailelerin arasını açar. Terör örgütleri çıkarır, uyuşturucu ticareti, organ ticareti, insan ticareti, fuhuş ticaretinin başında duranları izleyin kimler olduğunu göreceksiniz.
Yakalananlara bakmayın.
Kimyasal silahları, nükleer silahları yapanlar yayıyor yeryüzüne bu pislikleri.
Yeryüzünde işlanabilecek cinayetin, hıyanetin en büyüğünü Rabbimiz şöyle haber veriyor:
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَنُ وَلَدًا
"Rahmân çocuk edindi" dediler.
لَقَدْ جِئْتُمْ شَيْئًا إِدًّا
Yemin olsun ki çok kötü bir şey yaptınız.
تَكَادُ السَّمَوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنْشَقُّ الْأَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ هَدًّا
(Bu sözden) Neredeyse gökyüzü çatlayacak, yeryüzü yarı-lacak ve dağlar devrilecekti.
أَنْ دَعَوْا لِلرَّحْمَنِ وَلَدًا
Rahmân'a çocuk iddia ettiler diye.
وَمَا يَنْبَغِي لِلرَّحْمَنِ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا
Çocuk edinmek Rahmân'a yaraşmaz.
إِنْ كُلُّ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلَّا آَتِي الرَّحْمَنِ عَبْدًا
Göklerde ve yerde olan herkes Rahmân 'a kul olarak gele-cektir.
لَقَدْ أَحْصَاهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا
Yemin olsun ki onların hepsini kuşattı ve hepsini saydı.
وَكُلُّهُمْ آَتِيهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَرْدًا
Kıyamet gününde hepsi ona tek başına ge¬lecektir.” (Meryem süresi ayet 88-95)
“Allah’ın oğlu vardır” diye atılan iftiranın tehlikesini bize anlatmak için Rabbimiz gökyüzünün, yeryüzünün ve dağların bu sözün ağırlığından, çirkinliğinden neredeyse param parça olacağını haber verdikten sonra Fatır süresinin 41 inci ayetinde göğü tutanın Allah olduğunu haber verir.
Rabbin tecellisi ile dağın paramparça olduğunu haber verir A’raf süresinin 143 üncü ayetinde.
Ağzımızdan çıkan kelimelerin yalnız insan gönlünün denizini bulandırmadığını, yer, gök ve dağların da etkilendiğini haber verir Rabbimiz.
Kendisini Rab ilan eden Firavun ve askerlerinin denizde boğulmasını anlatan ayette Rabbimiz:
فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَرِينَ
“Onlara gökler ve yer ağlamadı. Onlara müh¬let de verilmedi.” (Duhan süresi ayet 29) haberiyle yer ve göğün de kendine göre ağladığına işaret edilmiş ve bu ayetlere uygun olarak sevgili peygamberimiz:
أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "أَلَا إِنَّهُ لَا غُرْبَةَ عَلَى مَنْ مَاتَ فِي أَرْضِ غُرْبَةٍ غَابَ فِيهِ بَوَاكِيهِ , إِلَّا بَكَتْ عَلَيْهِ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ
“Gurbette ölen ve ağlayanı olmayanın garip kalmayacağını, onun için gök ve yerin ağlayacağını” haber verir.” (Beyhaki, Şuab’ül iman 9888 nolu Mürsel hadis)
Öldürücü, zehirleyici, bozgunculuk yapıcı devletlerle uğraşmak yerine, onları o tür tehlikeli işlere iten ve gönlüne çöreklenen, kötülüğün başı olan inkarcılığıyla uğraşmak daha etkili bir yoldur.