DÜNYANIN EN ZENGİN ADAMI OLMAK İSTER MİSİNİZ?
Mahmut TOPTAŞ
"İnsanların en ibadete düşkün olanı kimdir?" diye sorsalar ne cevap verirdiniz?
Bir çoğunuzun aklına gelen değildir.
Buna sevgili peygamberimiz cevap veriyor:
اتَّقِ الْمَحَارِمَ تَكُنْ أَعْبَدَ النَّاسِ
"Allahın haram kıldıklarından sakın ki, insanların en iyi ibadet edeni olasın" diyor.
Haramlar, yalan, iftira, zina, kumar, fuhuş, faiz, uyuşturucu, gasp, haksız yere adam öldürmek, gıybet etmek, insanları aşağılama... gibi şeylerden sakınmak, bu dünyada bizi iffetli, izzetli, şerefli, namuslu kılarken, şeytanın tuzaklarından, nefsimizin bizi uçurumlara atmasından korumuş olur. Ahirette de cehennemden korur ve cennete gitmeye vesile olur.
Rabbimiz Hucurat süresinde
إنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ
“Allah katında en değerliniz Allahtan en fazla sakınanınızdır” buyurdu.
Sevgili peygamberimiz, ayette geçen “etka” kelimesini kullanmış hadisi şerifinde.
Ayet ve hadislerden öğrendiğimize göre farz ve haramları gözetmede önceliğin haramlardan kaçınmak, sonra farzları yerine getirmek olduğunu anlıyoruz..
Hani Kelime-i Tevhidde önce “La İlahe” diyoruz yani hiçbir yaratan, yaşatan ve yneten tanımıyoruz, “İllallah”yaratan, yaşatan ve yöneden olarak yalnız ve yalnız Allah’ı kabul ediyoruz” diyoruz.
Önce gönüllerdeki ölümlü putları yıkıyoruz sonra kalbimizi Rabbimize olan imanla süslüyoruz.
En zengin insanın kim olduğunu tarif ediyor sevgili peygamberimiz:
وَارْضَ بِمَا قَسَمَ اللَّهُ لَك
“Allah’ın senin için yaptığı taksime razı ol ki, insanların en zengini olasın”
“Bu gün buldum bu yerim, yarına Allah kerim” diyen, deliksiz uyku uyurken ülkesinin en zengini olan biri neden dünyanın ilk yüz zengini olamadım endişesiyle yatar, uykuları kaçar, çalışma odasına geçer ve ilk yüze girebilmenin yollarını arar.
Yağlı yiyemez kolesterolu vardır, ballı yiyemez şekeri vardır, sevindirecek ve heyecanlandıracak yerlerden uzak durur çünkü kalp vardır.
Rabbin taksimine razı olursa, zengin de olsa, fakir de olsa “Nasip bu kadarmış, nasipte ne varsa kaşıkta o çıkar” der, gönlü rahat olur ve yine helal yoldan çalışmaya devam eder.
Sevgili peygamberimiz, iyi bir Mü’min olmanın yolunu da gösteriyor:
“Komşuna iyilik yap ki, iyi bir Mü’min olasın” buyurmuş
وَأَحْسِنْ إلَى جَارِك تَكُنْ مُؤْمِنًا
Rabbimiz buyurur:
وَاعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا (36)
36- Allah'a ibadet ediniz, Ona hiçbir şeyi ortak koşmayınız, ana-ba¬baya, akra¬baya, yetim¬lere, yok-sullara, yakın komşuya, uzak kom¬şuya, yanınız¬daki ar-kadaşa, yolda kalmışa, ellerini¬zin altında olanlara iyilik yapın. Mu¬hakkak Allah, kibirleneni, bö¬bürle-neni sevmez.” (Nisa süresi ayet 36)
Gece evine gelen komşu, anahtarı bulamamışsa, evdekileri de uyandıramamışsa, apartmandakilerden hangisinin zilini çalayım derken ilk siz akla gelmişseniz siz, iyi komşusunuz. En son siz akla gelmişseniz, kendinize çeki düzen vermelisiniz.
Sevgili peygamberimiz:
مَا آمَنَ بِي مَنْ بَاتَ شَبْعَانًا وَجَارُهُ جَائِعٌ إلَى جَنْبِهِ وَهُوَ يَعْلَمُ
“Yanı başındaki komşusunun aç olduğunu bildiği halde tok yatan, bana iman etmiş olmaz” buyurmuş.
İyi bir komşu muyuz, yoksa kötü bir komşu muyuz kendimizi bir hesaba çekelim.
İslam’ın ölçüsü devam ediyor:
İyi bir Müslüman olmanın yolunun nasıl olacağını sevgili peygamberimiz gösteriyor:
وَأَحِبَّ لِلنَّاسِ مَا تُحِبُّ لِنَفْسِك تَكُنْ مُسْلِمًا
“Kendin için istediğini insanlar için de iste ki, iyi bir Müslüman olasın”
Helal yoldan kazandıklarının aynısından diğer insanların da olması için çalış.
Kazamayacak durumda olanlara kendi kazandığından dağıt.
Başına gelmesini istemediğin belaların başkalarına da gelmemesi için gayret göster.
Seriyyü’s-Sakati, demişki: Bağdat çarşısında yangın çıkmış. Dükkanımın durumunu görmek için giderken karşıdan gelen biri “Bütün dükkanlar yandı, yalnız senin dükkanın kaldı” dediğinde “Elhamdü lillah” dedim” işte ben otuz yıldır o hamdim için Allahtan af talebinde bulunuyorum” demiş. Yani başkalarının mallarının yanmasına, kendi malının yanmamasına sevinmenin günahı için istiğfar ediyor.
Hep gülümseyin, sizi görenler önce Allah’ı hatırlasınlar. Dilinizden bal aksın, güzünüzden gül koksun, gözünüzden güven yayılsın.
Ama fingirdek olmayın.
Sevgili peygamberimiz, kendisi hep gülümserken hep kahkahalı olmayı hoş karşılamamış ve:
وَلَا تُكْثِرْ الضَّحِكَ فَإِنَّ كَثْرَةَ الضَّحِكِ تُمِيتُ الْقَلْبَ
“Fazla kahkaha atmayın, çünkü fazla kahkaha kalbi öldürür” buyurmuş.
Abdullah bin mesud ve Ebu Hüreyrenin rivayet ettikleri hadiste sevgili peygamberimiz bu beş nasihatini bize yapmıştır. (Tirmizi, Sünen, K. Zühd, bab 2, Hakim, Müstedrek, K. Edeb, Hadis no 7707, Beyhaki, Şuab’ül İman,Hadis no 197)