ÇÖREKOTU YAĞI VE HADİSLER
Mahmut TOPTAŞ
Çörek otu yağı satan ve “ölüm hariç her derde deva diyen” adamlardan biri olan Baharatçılar Kralına, baharat dükkanı fayda vermediği gibi doktorlar da bir şey yapamadı, altı yılı aşkın yatağa bağlı olarak yaşadı ve öldü.
Kalabalık meydanlarda perişan kılıklı adamın “Zengin olma duası” satması,
Oğluna gelin, kızına damat bulamayan cincinin, başkalarına muhabbet duası satması gibi yanlışlara düşmemeli.
Hazreti Aişe ile Hazreti Ebu Hüreyre’nin (Allah ikisinden de razı olsun) rivayet ettiği bir hadiste sevgili peygamberimiz:
إِنَّ هَذِهِ الْحَبَّةَ السَّوْدَاءَ شِفَاءٌ مِنْ كُلِّ دَاءٍ إِلَّا مِنْ السَّامِ قُلْتُ وَمَا السَّامُ قَالَ الْمَوْتُ
“Şu kara dane (Çörekotu) ölüm hariç her derde devadır” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Tıb, Babü Habbetüssevda, Müslim, Sahih, K. Tıb, Babüt tedavi bil habbetissevda)
Bu günün tıbbı, Çörek otunun bir çok derde deva olduğunu kabul ediyor ama her derde deva olduğunu kabul etmiyor.
Çağımızda bazı kişiler, tıbba aykırı buldukları bu hadisi saf dışı etmeye çalışırken, bazıları da hadisin içinde geçen kelimelerin manalarının hem Arapçasını hem Türkçesini tam bilmediklerinden “Çörek otu ölüm hariç her derde devadır” hadisi varken inkar edenler.......... olur diyorlar.
Halbuki Hadisi şerh eden Ayni, İbni Hacer, Kirmani, İbni Battal, Nevevi gibi zatlar, bizim “Her” diye terceme ettiğimiz “Küllü” kelimesinin her şeyi içine almadığı yerlerin olduğunu Kur’an-i Kerimden delil getirirler. Neml süresinde Saba kraliçesinden haber verirken:
إِنِّي وَجَدْتُ امْرَأَةً تَمْلِكُهُمْ وَأُوتِيَتْ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ وَلَهَا عَرْشٌ عَظِيمٌ (23)
23- "Onlara (Sebe'lilere) kraliçelik yapan, kendi¬sine her şey ve¬rilen ve büyük bir tahtı olan bir kadın buldum." (Neml süresi ayet 23) denmiş ve “Her şeyin verildiğinden” haber veriliyor.
Yeryüzünde her şeyi olan hiç bir insan yoktur. Çok şey verildiğinde veya bazı şeylere sahip olunduğunda “Her şeyim var” denilir.
Hadisteki “Her” anlamına gelen “Küllü” kelimesinin her şeyi içine almadığını Hud aleyhisselama iman etmeyen Ad kavminin rüzgarla helak edildiğini haber veren ayette:
تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِأَمْرِ رَبِّهَا فَأَصْبَحُوا لَا يُرَى إِلَّا مَسَاكِنُهُمْ كَذَلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ (25)
“O (Rüzgâr), Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder. Mesken-lerinden başka hiç bir şey gö¬rünmez oluverdi. İşte suçlu bir top¬lumu böyle cezalan¬dırırız.” (Ahkaf süresi ayet 25) diye haber verirken “her şeyi yerle bir eden” rüzgarın kafirleri yok ettiği halde meskenlerinin kaldığını bize bildiriyor.
Bu durum, Türkçemizde de aynıdır.
“Durumunuz nasıl?” diye sorulduğunda “Çok şükür her şeyimiz var” diyen insanın dünyada var olan her şeye sahip olduğunu haber vermiyor.
Abdülhak Hamit bey, Her zaman söylendiğini anlatırken:
“Böyle söylenmedeyim ben her dem
Beni divane mi ettin bilmem” diyor.
Bir insan yirmi dört saat söylenerek vakit geçiremez, ama çokça söylendiğini ifade etmek için böyle denir.
Arapçada “Küllü” kelimesinin her şeyi devamlı olarak içermediğinden Rabbimiz, Meleklerin hepsinin Adem’e secde ettiğini haber verirken önce “Küllü” kelimesini söylüyor, sonra “Ecmeun” kelimesini açıklamak için getiriyor:
فَسَجَدَ الْمَلَائِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ
“Bütün melekler topluca ona secde ettiler.” (Hıcr süresi ayet 30, Sad süresi ayet 73)
Senedi sahih bir hadisi, aklıma sığmıyor diye, kabul etmeyenler, hadisi reddedeceklerine kendi akıllarını genişletseler daha iyi olur.
Çörekotuyla ilgili hadis sahihtir, terceme ve tevilde yanılmalar vardır.
Terceme yapanların her iki dili bilmeleri yeterli değil, iki dilin edebiyatını da bilmeleri gerekir.
Tecrid-i Sarih mütercimi Profesör Kamil Miras merhum, açıklamasında “....bu cihetle hadîsteki ıtlak âmm zikrolunup has murad olunarak mecazdır; bir kısım hastalıklarla mukayyeddir.” Diyor. (Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi cilt 12, sayfa 78, hadis no 1923)
Bunu açıklamak için ikinci bir makale gerekir ama zahmet buyurup ilgilileri Has nedir, Amm nedir, Mecaz nedir, mutlak nedir, mukayyed nedir ve bu hadise nasıl uygulanır, bir gayret gösteriversinler.
Kur’an-i Kerimde de bir çok ayet, dar kafalıların aklına sığmadığı için çağdaş teviller buluyorlar veya inkar tarafına gidiyorlar.
Kur’an’daki Dualarla Sahih hadislerdeki dualar bizim ten ve can ilacımızdır ama o dua ayet ve hadisinin nerede, nasıl ve niçin söylendiği çok iyi bilinerek okunmalı.
Kur’an-i Kerimdeki dua ayetleri ne zaman nerede okunmuş bakınız. Kul olarak peygamberler kendi güçleri oranında ellerinden geleni yaptıktan sonra dua ediyorlar.
Bize duaları öğreten sevgili peygamberimizin Uhud harbinde mübarek dişi kırılmıştı.
Okumuş yazmış bir komiser, üzerinde taşıdığı bir duayı bana göstererek “Bunu taşıyana kurşun geçmez, bu bir manevi zırhtır” dedi.
Ben de onun tam karşısında duran diğer komisere “Çek tabancanı sık buna, bakalım doğru mu” dedim.
Dualı komiser, “Tamam tamam” dedi.
Öyle olsa o duadan 78 milyon bastırın ve herkesin boynuna astırın sonra çıkın bütün dünya zalimlerinin, sömürgenlerinin karşısına ve hadlerini bildirin.
Dükkanımızı açmasak, tarlamızı sürmesek, fabrikamızı çalıştırmasak da evde veya camide oturup isteyeceğimiz paranın rakamını da söyleyerek Allahtan istesek, bu dualarımız için de hesaba çekiliriz.