Mut, Gülnar ve Anamur’un merkez ve köylerini kapsayan bir haftalık seyahatimde, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin iş makinesinin olmadığı herhangi bir yer görmedim.
Hummalı bir çalışma, her yerde Mersin Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile araçları.
Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın çalışkan ve üretkenliğini, Tarsus Belediye Başkanı olduğu dönemlerden bu yana biliyorum. “Tarsus’un çehresini değiştiren adam” diye tanıtmışlardı.
Köylerde, orman içlerinde, yaylalarda yol yapım çalışmalarının olduğu her yerde “Mersin Büyükşehir Belediyesi Burhanettin Kocamaz” yazılı, yol yapımını gösteren tabelalar var.
Ankara’da Büyükşehir Belediyesi’ne ait her ne varsa, bir çalı dibinde bile “İ. Melih Gökçek” yazardı.
Üstelik İ. Melih Gökçek’in henüz dünyaya gelmediği yıllarda yapılmış hizmet alanlarında bile ne alaka ise adı yazardı. Ankara’nın merkeziyle sınırlı değildi. İlçelerde ve köylerde bile İ. Melih Gökçek’siz park bahçe, oyun alanı yoktu.
Bu durum bulaşıcı olmalı ki, Ankara’nın en güzel ilçesinin çöp toplama ve yol temizleme araçlarının üstünde, benim de arkadaşım olan belediye başkanının adının yazılı olduğunu görünce, “Yok artık” demiştim.
Allah razı olsun, galiba yeni başkan Mustafa Tuna, “İ. Melih Gökçek” yazılarını sildirdi.
Ankara ve çevresinde “İ. Melih Gökçek” yazılı binlerce tabela vardı. Küçücük olanlar da, metrelerce büyüklükte olanları da vardı.
Bir düşünün, kaç işçi, kaç gün “silme operasyonu”nda ter döktü. Emek israfı; tabelaya isim yazılırken emek, silinirken emek. Emekçiden bol neyimiz var diye geçip gidecek miyiz?
Bir tabela bakın nerelere savurdu.
Yol yapımı büyükşehirlerde belediyelere verilmişse, başkanın adının yazılması ne alaka?
Bu uygulama uygunsa, göz yumuluyorsa, camilere Diyanet İşleri Başkanının, hanlara, hamamlara, kapalı çarşılara Vakıflar Genel Müdürü’nün adı niye yazılmasın? Biri seçilmiş, biri atanmış diye aklınızdan geçirmeyin. Seçilmişler, önce nasıl seçiliyor, bir düşünün.
Halk sizi benimsemişse adınızı unutmaz. Hayırla yad edilirsiniz.
Çok geriye gitmeden, Ankara’da Murat Karayalçın kim, Mehmet Altınsoy kim diye sorulsa, bilenlerin oranı belki yüzde bir çıkar.
İsterseniz siz, hemen şimdi kendi yakın çevrenize sorun, Karaman’ın bir önceki, daha önceki belediye başkanlarının isimlerini. Üç isim sayabilecek kişiyi zor bulursunuz.
Demem o ki, başkanlar şehrin dört bir yanını isimlerinin yazılı olduğu tabelalarla, pankartlarla donatsalar bile, kalıcı eserleri yoksa unutulup gidecekler.
Mühim olan anılarda yer almak, saygıyla bahsedilmek.
Sizden sonra gelen oğlunuz bile olsa isimlerinizi o tabeladan silinmesi için talimat verecektir. O yazıyı yazanlar, yazarken akıllarından ne geçirmişlerse, sildikleri sırada eminim, akıllarına o gün düşündükleri gelecektir.
Çarşıda pazarda, yolda sokakta asılı afişler ve pankartlardaki resimlerle, belediyenin her yayınında onlarca resmi olan belediye başkanlarını da bir başka gün ele alalım.